Anadolu'da köy sofralarında bile eskisi kadar sık rastlanmayan tahta kaşıklar, yeniden hayatımıza giriyor. Bizden önceki kuşakların daha sağlıklı ve uzun ömürlü yaşamalarının sırrı kuşkusuz daha sağlıklı ve tabii beslenmeleri kadar, gündelik hayatlarında kullandıkları eşyaların özelliklerinde de gizliydi. Eskiden mutfak eşyaları için kullanılan en yaygın malzeme ahşap olduğundan yer sofralarından, tel dolaplara, oklavaya, merdaneden, her yemek için ayrı şekil ve büyüklüklerde üretilen kaşıklara kadar neredeyse hemen her şey ağaçtan yapılırdı. Doğal malzemeyle temas eden gıdalar da besin değerini korur ve sofralar hem çok daha lezzetli hem de sağlıklı yiyeceklerle donatılırdı. Zaman içinde metal mutfak eşyalarının şık tasarımları, albenili görünüşleri tahta malzemeleri eskisi kadar kullanılmaz kıldı. Oysa yöresel yemeklerin pek çoğunun özelliği de malzemeleri ve pişirme tekniğinin yanı sıra tabii mutfak araç-gereçleri kullanılarak yapılıyor oluşudur. Toprak kaplarda, tahta kaşıklar kullanılarak odun ateşinde pişen yemeklerin lezzetinin ankastre mutfaklarda bir türlü tutturulamayışının sebebi belki de bu olsa gerek... Ancak şehrin modern mutfakları da artık bu sırrı keşfetmiş durumda. Bunun en belirgin göstergesi de tahta kaşıkların hayatımıza geri dönüşü. Doğal ürünlerin öne çıktığı bugünlerde büyüklerimizin uzun zaman boyunca kullandığı tahta kaşıklar mutfakların başköşesinde yer buluyor. Şimşir, elma ve armut ağaçlarından yapılmış tencere kaşıkları, yumurta kaşıkları, oklava, çatal, ıspatula, hanım eli gibi ürünlerin satışını yapan Resul Akdoğan, seyyar arabasıyla tüm kenti dolaşarak ev kadınlarına önerilerde bulunuyor.

SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN TAHTA KAŞIK ÖNEMLİ”

Kendi imalatı olan kaşıkların insan sağlığını bozmayan ürünlerden oluştuğunu belirten Resul Akdoğan, “Bu kaşıklar tamamen kendi imalatımızdır, şimşir, elma ve armut ağacından yapılır. Bu tahta kaşıklar öncelikle tencere ve tavayı çizmez, daha organiktir ve insan sağlını bozmayan ürünlerdir. Ev kadınları tavam çizilmesin diye tahta kaşık kullanıyor. Oysa sağlıklı yaşamak için yemek yerken de tahta kaşık kullanılmalıdır. Eski dönemlerde, kullandığımız üründen tükettiğimiz ürüne kadar her şey organikti. Şimdi ise her şey yapay oldu. Bunun için tavam çizilmesin diye şimşir kaşık ya da kepçe almasınlar. Sağlıklı yaşamak için de şimşir kaşık kullansınlar” dedi.

SON HALİNİ ALAN KADAR 42 İŞLEMDEN GEÇİYOR”

Yaptığı tahta kaşıkların son halini alana kadar 42 işlemden geçtiğini anlatan Akdoğan, “Şimşir ağacı dünyanın en sağlam ağacıdır ve ondan yapılan kaşıklar da sağlamdır. Her bir tahta kaşık ham halinden en son halini alana kadar 42 elden geçiyor. İşlemesinden tutun zımparasına, yontulmasından tutun ve ağacı en az 6 ay bekletmeye, sonrasında fırınlamaya kadar yapım aşamaları say say bitmiyor. Tencere kaşıkları, yumurta kaşıkları, oklava, çatal, ıspatula, hanım eli gibi birçok tahta ürünlerimiz mevcuttur” ifadelerini kullandı.

METAL KAŞIK DİŞLERE ZARAR VERİR”

Metal kaşık ile tahta kaşık arasındaki farkın birçok insan tarafından bilinmediğini vurgulayan Akdoğan, “Metal kaşık dişlere zarar verir. Tahta kaşıklar ise doğallığı korur. Bunları yaparken de doğaya zarar vermemeliyiz. Çünkü bu tahta kaşıklar özellikle şimşir ağaçlarından yapılıyor. Bu ağaçlarda özelliğinden dolayı kolay yetişmiyor. Kahramanmaraş’ta bu işi yapan kişiler çok azaldı. Çünkü bu işi yapan usta sayısı bir parmağın sayısını geçmiyor. Kültürel olarak da, meslek olarak da bu işe sıcak bakılmıyor” diye konuştu.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz