Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz alan, MHP Kahramanmaraş Milletvekili ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Kâtip Üyesi Prof. Dr. Sefer Aycan, iş kazaları ve meslek hastalıklara ilişkin konuştu. Sağlık alanındaki eksikliklerin gündeme getirmesiyle bilinen Prof. Dr. Aycan, Genel kuruldaki konuşmasında Milliyetçi Hareket Partisi olarak çalışma hayatında, iş yerinde sağlık ve güvenlik adına yapılacak her türlü iyileştirmeyi veya yürütülecek programları açıkça destekleyeceklerini belirtti. Genel olarak iş kazaları yönünden durumun iyi olmadığı belirten Aycan, bu konuda önleyici gerekli tedbirlerin alınmasını istediklerini söyledi. Aycan, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası çıkmış olmasına rağmen, kamuda ertelenmesini, ötelenmesini doğru bulmadıklarını vurgulayarak, “Kamuda da bir an önce İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası uygulanmalı, iş sağlığı birimleri açılarak kamu çalışanlarına yönelik de iş sağlığı programları yürütülmelidir” dedi.

“İŞ GÜVENLİĞİYLE İLGİLİ ALINACAK ÖNLEMLERİ DE ÇOK ÖNEMSİYORUZ”

Kahramanmaraş Milletvekili Prof. Dr. Sefer Aycan, konuşmasında şunları söyledi: “Çalışmak, Anayasamıza göre temel haktır. Çalışmak, sadece bir insan için ekonomik getirilerinden de farklı olarak başka katkıları vardır. Hayata dönük üretmek, kendini kanıtlamak, statü kazanmak gibi anlamları vardır. Onun için, çalışmak, her insan için haktır ve bu yüzden Milliyetçi Hareket Partisi olarak istihdam artırıcı politikaları, iş ve meslek edindirmeye yönelik kursları destekliyoruz. Bu konuda yürütülecek programları destekleyeceğimizi açıklıkla belirtiyoruz. Ayrıca, Milliyetçi Hareket Partisi olarak küçük girişimciyi destekleyen, özellikle tarım alanında, hayvancılık alanında aile girişimlerinin desteklenmesini, böylece hem istihdamı artırmayı hem de bununla birlikte üretim kapasitesini artırmaya yönelik politikaları açıkça destekleyeceğimizi belirtiyoruz. Tabii, işin insan üzerinde olumlu etkileri olduğu kadar, işin bir de olumsuz etkileri vardır. Olumsuz etkileri ise, meslek hastalıkları ve iş kazalarıdır. Çalışma ortamının insan sağlığı üzerine oluşturacağı bu riskler önemli risklerdir. Bu yüzden, çalışma ortamında sağlıkla ilgili, iş sağlığıyla ilgili, iş güvenliğiyle ilgili alınacak önlemleri de çok önemsiyoruz.

“İŞ KAZASI KADERİMİZ OLAMAZ”

Milliyetçi Hareket Partisi olarak çalışma hayatında, iş yerinde sağlık ve güvenlik adına yapılacak her türlü iyileştirmeyi veya yürütülecek programları da açıkça destekleyeceğimizi belirtiyoruz. Bu, bir tüketim değildir. Yapacağımız katkılarla aslında insana ve üretime katkıda bulunmuş oluruz. O yüzden, çalışma ortamları iyileştirilmelidir. Yürütülen iş sağlığı ve güvenliği programlarında esas mantık, risk yaklaşımıdır. Eğer, doğru düzgün yürütürsek bu politikaları iş yerinde tanımlanan riskler ile bu riskleri önlemeye yönelik politikalar üretiriz, böylece, iş kazalarını sıfırlayabilir ve meslek hastalıklarını önleyebiliriz. Bu, teorik olarak mümkündür. İş kazası kaderimiz olamaz. Bunun için her türlü önlemi almak önemli bir husustur ve bu konuda alınacak önlemleri tümüyle destekliyoruz. Tabii, aslında, şu an, iş sağlığıyla, iş güvenliğiyle ilgili bir organizasyonumuz var. Bunun daha etkin hâle getirilmesi gerekiyor. Burada da kamuya düşen görev, özellikle denetimleri artırarak iş yerinde risk analizlerinin mutlaka yapılmış olmasını ve tehlikeli alanlara yönelik düzeltmelerin, iyileştirilmelerin uygulanmasını önemsiyoruz.
 

“BİR AN ÖNCE KAMUDA DA UYGULANMASINI BEKLİYORUZ”

İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası çıkmış olmasına rağmen, kamuda ertelenmesini, ötelenmesini doğru bulmuyoruz. Kamuda da bir an önce İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası uygulanmalı, iş sağlığı birimleri açılarak kamu çalışanlarına yönelik de iş sağlığı programları yürütülmelidir çünkü kamuda bazı kuruluşlar var ki binlerce kişi birlikte çalışmaktadır ve bu binlerce kişinin çalıştığı ortamda birtakım riskler vardır. Örneğin, hastaneler tehlikeli iş sınıfına girmektedir ve binlerce kişi hastanede çalışmaktadır. Yine, Meclisimizde bildiğim kadarıyla 6 bin personel vardır. Buradaki işyeri hekimliğinin organize olması, kurumsallaşması çok önemlidir. Şimdi; karışan bir şey var. Kurum hekimliği farklı bir şeydir, işyeri hekimliği farklıdır. Kurum hekimi, kurumda poliklinik hizmeti veren kişidir. Oysa, işyeri hekimi poliklinik hizmeti vermekle görevli değildir. İşyeri hekimi, riski tanımlayıp bu riskin ortadan kaldırılması için tedbir alınmasını sağlayan kişidir. Bu nedenle her kurumda, her yerde işyeri hekimine ve iş güvenliği mantığına ihtiyaç vardır. Bizim yasalarımızda bu aslında 2012 yılında düzenlenmiş ama uygulamada bunu yeteri kadar göremiyoruz. Bir an önce kamuda da uygulanmasını bekliyoruz.
 

“TÜRKİYE'DE MESLEK HASTALIKLARI TANISI KOYMAKTA SORUN VAR”

Tabii, iş kazaları yönünden durumumuz iyi değil. Bu yüzden iş kazalarını önleyici programları da destekliyoruz ve gerekli tedbirlerin alınmasını istiyoruz.
Meslek hastalıkları konusunda ise daha büyük bir sorunumuz vardır. Türkiye'de meslek hastalıkları tanısı koymakta sorun var. Bu sorunun temelinde tıbbi nedenler var; meslek hastalıklarına tanı koyamıyoruz, meslek hastalıklarını bilmiyoruz ve meslek hastalığının kabul edilmesinde de hukuki sorunlar var. Bunları düzeltmemiz lazım. Meslek hastalığı tanısını koymayı kolaylaştırmak ve kabulünü hukuki anlamda kolaylaştırmak eminim ki zarar değil yarar verecektir ve bir daha meslek hastalığının oluşmaması için gerekli tedbir alınmasına vesile olacaktır.
 

“BUNUNLA İLGİLİ DE TEKLİFLERİMİZ VAR”

Tabii, Çalışma Bakanlığının çok geniş alanları var. En önemli kurumlarından biri Sosyal Güvenlik Kurumudur. Sosyal Güvenlik Kurumunun finansal anlamdaki sıkıntılarını biliyoruz ama özellikle bazı grupların harcamalarının tümüyle geri ödeme kapsamına alınmasını da çok önemsiyoruz. Bununla ilgili tekliflerimiz var. Örneğin, Tip 1 diyabet hastalarının, çocuklarımızın sensör -yani bu kan şekerini izleyen sistem- ve insülin pompalarının tümüyle geri ödeme kapsamına alınmasını öneriyoruz. İşitme engelli çocuklarımızın işitme cihazları gibi, yine çocuklara yönelik özellikle ortez ve protez cihazlarının tümüyle geri ödeme kapsamına alınması da en önemli beklentilerimiz arasındadır. Çocuklarımızın refahını, yaşam standartlarını ve kalitesini artırmak için bunları çok önemsiyoruz ve bununla ilgili de tekliflerimiz var. Bunun tümüyle, tüm ücretinin geri ödeme kapsamına alınmasını da önemsiyoruz.
 

“ÜRETİM KAPASİTEMİZİ ARTIRMAYA YÖNELİK DÜZENLEMELER YAPILMASINI DA BEKLİYORUZ”

Bir diğer konu: Tabii, kamuda çalışma hayatıyla ilgili düzenlemeler yapılmasını da bekliyoruz. Özellikle kamuda, Anayasa'mıza göre temel çalışma esası devlet memurluğu olduğunu göre "Devletin işleri devlet memurları aracılığıyla sürdürülür." denildiğine göre kamuda farklı statülerin çalışma barışı açısından olumsuz etkiler oluşturduğunu düşünüyoruz ve Milliyetçi Hareket Partisi olarak kamuda sözleşmeli, süreli sözleşmeli, süresiz sözleşmeli, ücretli, ders karşılığı ücretli gibi uygulamaların hepsinin devlet memurluğu statüsüne alınarak çalışma barışını ve üretim kapasitemizi artırmaya yönelik düzenlemeler yapılmasını da bekliyoruz.
 

“ÖZELLİKLE PSİKOLOJİK DESTEĞİ ÖNEMSİYORUZ”

Tabii, Bakanlığımızın önemli bir uğraş alanı da ailedir. Aile bizim toplumumuzun temelidir, bizi biz yapan değerlerdir. Sadece aile değil, akrabalık ilişkilerimiz, komşuluk hukukumuz da bizim değerlerimizdir. Bu değerleri korumak lazım. Aile, birey için fiziksel, duygusal ve sosyal ihtiyaçların karşılandığı, güven duygusunun verildiği, dayanışmanın olduğu en küçük birimdir. Aile yapımızı kuvvetlendirmek, desteklemek gerekiyor. Artan boşanmalara karşı yürütülecek her türlü programı destekliyoruz. Evlilik öncesi eğitimleri ciddi bir şekilde uygulayarak bu kurumu desteklememiz gerekiyor. Aile danışma merkezlerini ve hizmetlerini artırarak ailelere yönelik özellikle psikolojik desteği önemsiyoruz. Gereken ailelere maddi destek verilerek aile yapısının sürdürülmesiyle ilgili politikaları destekliyoruz. Ailelerdeki boşanma sonrası ortaya çıkan velayet meselesinde aslında bununla ilgili de Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz olarak bir kanun teklifimiz var.
 

“ENGELLİLERLE İLGİLİ 17 BİN KOTANIN BOŞ OLDUĞUNU BİLİYORUZ”

Ortak velayete geçilmesi konusunun da düzenlenmesini, çocukların aile arasındaki kavganın mağduru olmasının önlenmesini bekliyoruz. Son olarak da engellilerle ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak engellilerimizin eşit vatandaş olarak yaşamasını, kimseye bağımlı kalmadan yaşamını sürdürmesini, istihdam edilmesini de bekliyoruz ve bununla ilgili politikaları da destekliyoruz. Özellikle özel sektörde engellilerle ilgili 17 bin kotanın boş olduğunu biliyoruz, bunun da bir an önce doldurulması için Bakanlığımızın özel sektörü yönlendirmesi ve bunu takip etmesini de bekliyoruz.”

Haber: Abdulsamet İspir

Editör: Mahmut Beyaz