Türkiye genelinde konut satışları Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 59,0 artarak 178 bin 814 oldu. Konut satışlarında ki artış devam ediyor. Yaşanan artışlardan dolayı sattıkları konutları yerine koymadıklarını belirten emlakçılar, bu artışın bir yere kadar devam edeceğini ve 2022 yılının ilk çeyreğinde sabitleneceğini söylüyorlar. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Gayrimenkul Uzmanı Ali Osman Aslantürk, “Özellikle satılık evin fazla olmamasının, yeni inşaatın yapılmamasının ve inşaat maliyetlerinin yükselmesinin konut fiyatlarının artmasına neden oldu” dedi. Piyasanın öngörülemez olmasından ötürü sorunlar yaşandığına dikkat çeken Aslantürk, konut inşaatlarının yok denecek kadar az olduğunu belirtti.

“GAYRİMENKUL FİYATLARI ARTMAYA DEVAM EDİYOR”
Aslantürk, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “ABD ve Avrupa’daki trilyonlarca dolarlık altyapı yatırım paketleri nedeniyle tüm dünyada inşaat maliyetleri fırladı. Son zamanlarda sık sık gündeme gelen gayrimenkul fiyatları artmaya devam ediyor. Son zamanlarda artan konut fiyatları da ev sahiplerini olumsuz yönde harekete geçirdi. Çok sayıda ev sahibi konut fiyatlarının artacağını düşünerek satış işlemlerinde ya fiyat arttırıyor ya da satıştan vazgeçiyorlar. Gayrimenkul fiyatlarında anlık değişimler alıcı ve aracı kurumlar olarak bizleri çok zor durumda bırakmakta. Mülk sahiplerinin satış esnasında son anda vazgeçmekte ya da fiyatları artırmaktalar bu durum hem alıcıyı hem bu işe aracılık hizmeti verenleri zor durumda bırakmakta.

“FİYATLARI KUR ARTIŞLARI ETKİLEDİ”
Dolar ve Altındaki artış ev fiyatlarının 2-3 katına kadar çıkmasına sebep oldu. Bundan dolayı ev alacaklar cebindeki paranın erimesi ile evlere sadece bakmakla yetinmekle kaldılar. 600 bin TL’ye satılan evler kur artışından sonra 1 milyon TL-1 milyon 500 bin TL bandına yükseltildi. Topraktan 1 milyon 500 bin TL isteyen inşaat firmaları bile geçici satışları durdurmak zorunda kaldılar. Hem İnşaat firmaları hem ev sahipleri bu kur artışından dolayı bekle gör pozisyonuna geçtiler. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Türkiye Genelinde Kasım ayında Konut satışları yüzde 59 artarak 178 bin 814 oldu.

“BUGÜN YAŞADIĞIMIZ KRİZİN SEBEBİ İSE ARTAN EŞİTSİZLİKLER”
Özellikle satılık evin fazla olmamasının, yeni inşaatın yapılmamasının ve inşaat maliyetlerinin yükselmesinin konut fiyatlarının artmasına neden oldu. Kentsel dönüşümün yavaş gerçekleşmesi nedeniyle konut inşaatları da azalmış durumda hatta hiç yok denecek durumda. Bugün yaşadığımız krizin sebebi ise artan eşitsizlikler. On yılı aşkın süredir tüm dünyada izlenen düşük faiz politikası paranın varlıklara akmasına sebep oldu. Para ya teknoloji şirketlerine ya eve gidiyor. Sonuç olarak, mesela Avustralya’nın başkenti Sydney’de Ağustos ayında ev fiyatları yüzde 18 yükselmiş. Bir ayda. Avustralya’da son on yıllık enflasyon herhalde bu kadardır. Ev fiyatlarında ve dolayısıyla kiralardaki bu yükselişin tepkiye sebep olmaması mümkün değil. Nitekim geçen hafta Almanya’daki seçimlerle beraber yapılan halkoylamasında Berlinliler şehirlerinde kurumsal yatırımcıların satın aldığı evlerin kamulaştırılmasına karar verdi. Karar uygulanır mı bilinmez.

“KONUT SORUNU GLOBAL BİR SORUN HALİNE GELDİ”
Berlin’de zaten epeydir kira artışlarında üst sınır uygulanıyor. Tabii bu uygulama ancak eski kiracıları koruyor. Düşük faizden kaynaklanan makroekonomik dengesizlikler çözülmeden konut piyasasının makulleşmesi zor. Zira varlık fiyatları arttıkça zengin daha zengin hale geliyor ve zenginlerin daha çok tasarruf edecek geliri olduğu için faizler daha da düşüyor; varlık fiyatlarını artıran döngü sağlamlaşıyor. Konut sorununa neden olan dengesizliklerin global bir sorun olduğunu tespit ettikten sonra, bir de kendimize bakalım.

DENGESİZLİK BİR SÜRE DAHA DEVAM EDECEK GÖZÜKMEKTEDİR”
Son yıllarda, 1+0 ev inşaatını yasakladık. Hâlbuki konaklama talebinin önemli bir kısmı öğrencilerden geliyormuş. Bütün dünya arabalı ulaşımı terk ederken yeni inşaatlara otopark zorunluluğu getirdik. Şehir merkezlerinde makul fiyatlı konut üretimi dururken, sosyal konut inşaatları ulaşımı güç ve çevre semtlere hapsoldu. Diğer açıdan bakıldığında ise faizin indirilmesi dövizi yukarıya yönlendiriyor. Yukarıya zıplayan döviz daha fazla maliyet farkı oluşması anlamına geliyor Arz talep dengesizliğini de buna katarsak fiyatlar otomatikman yukarılara fırlamış oluyor. Bu dengesizlik bir süre daha devam edecek gözükmektedir.”

Haber: Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz