Geçmiş yıllarda dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile başlayan, gelişen, güçlenen şu sıralar ise Berat Albayrak’ın öncülüğünde canlanan, vücut bularak hayata geçen yerli ve milli enerji, son dönemde yapılan yatırımlar, teşvik ile çalışmalarla her geçen gün daha da gelişiyor. Bakan Albayrak’ın çizdiği rota ve vizyon doğrultusunda çalışmalara hız kesmeden devam eden bakanlığın en büyük amacı dışa bağımlılığı tamamen yok ederek enerjide devleşmek.

Bu kapsamda Türkiye’nin enerji geleceği açısından çok önemli bir dönüm noktası olan Akkuyu Nükleer Santrali’nin temeli atıldı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde temsili olarak atılan temel, aynı zamanda da yeni büyük ve güçlü Türkiye’nin temeli oldu.

Nükleer Santrali’nin temelinin atıldığı dakikalarda ise her zaman olduğu gibi gündemi yakından takip eden ve gelişmeleri sıcağı sıcağına alanında uzman kişilerle değerlendirerek okuyucusuna aktaran Manşet Gazetesi, muhabirleri Emre Akkış ve Mustafa Kılınç’ın aracılığıyla Akkuyu Nükleer Santarli’ni KSÜ Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mustafa Şekkeli ile değerlendirdi. Akkış ve Kılınç’a enerjinin dünü, bugünü ve yarınını anlatan Şekkeli, konuşmasında çok önemli noktalara değindi.

Enerjinin dünyada olmazsa olmaz parametrelerden biri olduğunu söyleyen Şekkeli, Türkiye’nin son 15 yılda enerjide çok ciddi hamleler yaptığını kaydetti. Bakan Albayrak’ın öncülüğünde yüzde 100 dışa bağımlılıktan kurtulmak adına çalışmaların yapıldığına vurgu yapan Şekkeli, Akkuyu Nükleer Santrali’nin Türkiye çok şey katacağına dikkat çekti. Şu anda Türkiye’nin 2 ana hedefi olarak savunma sanayi ve enerjiyi gösteren Şekkeli, 2023 yılında enerjide zirve yapan, bu anlamda da dünyada söz sahibi olan bir Türkiye olacağının altını çizdi.

NÜKLEER SANTRAL OLMAZSA OLMAZ”
Nükleer Santrallerin olmazsa olmaz olduğunu belirten Şekkeli, dünyadaki savaşların temelindeki durumun enerji olduğunu kaydetti. Şekkeli, “Dünyadaki savaşların temeline baktığınız zaman hep enerjiyi görürüz. Enerji dünyada olmazsa olmaz parametrelerden bir tanesidir. Dünya trendine baktığımız zaman bunu sadece elektrik enerjisi olarak düşünmememiz lazım. Yani petrolde bir enerji kaynağıdır. Fakat biz elektrik açısından baktığımız zaman dünyada elektrik enerjisinin yüzde 35’lik kısmı kömürden üretilir. Yüzde 10’luk kısmı nükleer enerjiden sağlanır. Yüzde 20 civarında hidroelektrik santraller vardır. Yüzde 5 civarında ise yenilebilir enerji kaynakları vardır. Dolayısıyla bu saydıklarım içerisinde nükleer enerji çok önemli bir yer tutar. Enerjide dışa bağımlı olmayan enerjisini kendi üretebilmiş ülkeler bağımsızlığını ilan etmiş ülkelerdir. Biz 15 yıl öncesine kadar yüzde 60’lar civarında doğalgazla enerji üreten bir ülkeydik. Bu ne demek? Biz yüzde 60 oranında dışarıya bağlıyız demektir. 15 yıldan beri Taner Yıldız ile başlayan bu süreç içerisinde ve Berat Bey’inde çok hızlı ve çok planlı bir şekilde götürdüğü bu enerji politikaları sayesinde yüzde 100 dışa bağımlılıktan kurtulup kendi kaynaklarımızı kendimiz üretebilme eylem planlarını yaptık. Tabii bunun birkaç ayağı var. Bir tanesi hava kirliliğinden dolayı kullanılma eğilimi düşük olan yerli kömürü yeniden Türkiye’de kullanmak. Bu planın birinci ayağı. İkincisi güneş santrali ve biyogaz gibi yenilebilir enerji kaynaklarını çok yoğun bir şekilde teşviklerle destekleyerek özel sektöründe açılımını sağlayarak yoğun bir şekilde buradan enerji sağlamak. Allah’a şükür günümüzde bu ayak yüzde 4-5 civarlarına geldi. Biz sıfırdan başlayarak 15 yıl içerisinde bu noktalara geldik. Bu çok önemli bir değer. Nükleer Santral olmazsa olmaz” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE’NİN YÜZDE 8’LİK ENERJİSİNİ SAĞLAYACAK”
Nükleer Santralin Türkiye’ye yüzde 8’lik bir enerji sağlayacağına dikkat çeken Şekkeli, “Pakistan dâhil olmak üzere nükleer santrallere ve bunun getirdiği Atom bombasına sahipken biz stratejik olarak bu noktada hep geriletildik, müsaade edilemedik ve santrallerimizi kuramadık” diye konuştu. Şekkeli, “Nükleer santral sadece enerji kullanımında kullanılmaz bununla beraber çok stratejik bir santral türüdür. Nükleer santrale sahip olan ülkeler çok açık bir ifadeyle atom bombasına sahip olurlar. Pakistan dâhil olmak üzere nükleer santrallere ve bunun getirdiği Atom bombasına sahipken biz stratejik olarak bu noktada hep geriletildik, müsaade edilemedik ve santrallerimizi kuramadık. Dolayısıyla santral sadece enerji üretimi ile alakalı değil çok stratejik savaş politikaları ve savunma sanayi ile alakalı çok önemli bir konu icra eder. Taner Yıldız’la başlayan o süreçte Türkiye’de 2 tane yer belirlendi ve santrallerimizin inşallah temeli atılacak. Bu santraller Türkiye’nin yüzde 8’lik enerjisini sağlayacak bir kapasite ve büyüklükte olacak. Bu önemli bir değer. Yani şu anda biz 83 bin küsür megavat santral gücümüz varken bu santrallerle bu değerin üzerine yüzde 10 gibi önemli bir değeri ekliyoruz. Şimdi santrallerin kurulmasına karşı gelinmesinin birinci sebebi bu. İkinci sebebi ise bu mantığa ve bu temele dayalı ama insanlar sanki nükleer santralleri bomba olarak görüyorlar. En azından insanlara bu şekilde gösterildi. Oysa nükleer santrallere yapılan çalışmalar diğer santrallerin 10 katı kadardır. Yani emniyet katsayıları yüzde 100 arttırılmıştır. Hiç patlama imkânları yoktur. Hatta 10 yıldan beri nükleer santrallerin güvenlik katsayıları daha çok arttırılmıştır. Sıfır hatayla çalışan yüzde 100 güvenli çalışan santraller inşa edilmiştir. Biz bunlara yeni nesil santraller diyoruz” ifadelerini kullandı.

BÜTÜN AVRUPA ÜLKELERİNDE NÜKLEER SANTRALLER VAR”
Şu anda tüm AB ülkelerinde Nükleer Santralin var olduğunu anlatan Şekkeli, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Geçmişte medyanın bu kadar yaygınlaşmadığı, insanların kritik analitik düşünebilir hale gelmediği zamanlarda herhangi bir olayı normal doğal bir olay olarak görür idik. Fakat şu son zamanlardaki hadiseler ve olaylar bize gösterdi ki mutlaka bir olayın arkasında bir şeylerin var olduğunu artık hissedebilir hale geldik. Sosyal medya ile insanlardaki kritik, analitik düşünme yeteneğinin gelişmesi insanların artık her noktaya şüphe ile bakması noktasına geldi. Baktığımız zaman bütün Avrupa ülkelerinde nükleer santraller var. Orta Asyanın hepsinde var. Amerika’nın hepsinde var. Fransa enerjisinin yüzde 90’ınını nükleer santrallerden üretiyor. Amerika’da 100 tane santral var.”

ENERJİ YÖNÜNDEN BAĞIMSIZ OLAN ÜLKELER LİDER ÜLKELERDİR”
“Enerji yönünden bağımsız olan ülkeler lider ülkelerdir” diyen Şekkeli, ana gündemde savunma sanayinin ve enerjinin olduğunu ifade etti. Şekkeli, “Biz son 15 yıldan beri bütün mücadelemiz kendi bağımsızlığımızı kazanmak yönündedir. Yapılan her türlü eylemler bağımsızlık mücadelesidir. Enerji yönünden bağımsız olan ülkeler lider ülkelerdir. Dolayısıyla biz tam da en üst seviyeye 2 şeyi koyduk; bir savunma sanayimizi bir de enerji stratejilerimizi. Savunma ile enerjiyi çok ta birbiriyle ayrıştıramazsınız. Nükleer santrallere sahip olan ülkeler mutlaka atom bombasına sahip olan ülkelerdir. Çünkü atıklardan imal edilir. Yani santrallerde yapılan nükleer yakıtların atığı atom bombası olarak kullanılır. Bu da zaten caydırıcılık için gerekli olan bir şeydir” diye konuştu.

BÜTÜN PLANLAMALARIN HEPSİ YAPILDI”
“Artık enerji koridorları, enerjinin akışı nerede çıkarıldığına dair bütün planlamaların hepsi yapıldı” diyen Şekkeli, şöyle konuştu: “Bu işin bir niyet kısmı vardır. Evet, biz bağımsızlığımızı kazanmak için niyetimizi yapıyoruz. Bu işin önündeki engeller vardır. Bu engelleri yavaş yavaş bertaraf ettik ve santrallerimizi yapmaya başladık. AK Parti’nin geldiğinden bu yana zaten niyeti buydu. Dünyada 8 milyar insan var ve biz 80 milyonuz. Yakın ve uzak komşularımız var. Biz dünyanın hâkimi olmak istiyoruz diyen anlayışlar var. Artık enerji koridorları, enerjinin akışı nerede çıkarıldığına dair bütün planlamaların hepsi yapıldı. Dünya rezervleri belli. Nerede enerjiler var? Bunlar hep zaten biliniyor. Bunlara hâkimiyet kuran insanlar artık dünyanın tepesinde olacaklar. Dolayısıyla Türkiye bu iktidar ile beraber bu haritayı gördü. İşbirliği yapmak istediği kendine göre yakın gördüğü ülkelerle işbirliğini yapıyor ve inşallah biz enerjide dünya lideri olmak için yolumuza devam edeceğiz.”

100 YIL BOYUNCA TÜRKİYE’NİN YÜZDE 7 ENERJİSİNİ SAĞLAYACAK GÜCÜMÜZ VAR”
Şekkeli, son olarak sözlerinin devamında şunları ekledi: “Kahramanmaraş’ta kendi kendine akan bir sürü akarsularımız ve nehirlerimiz var. Linyit rezervlerimiz var. 100 yıl boyunca Türkiye’nin yüzde 7 enerjisini sağlayacak gücümüz var. 100 yıl bizi taşıyacak linyit rezervlerimiz var. Kahramanmaraş’ta 58 tane HES kuruldu. Biz aslında Türkiye’de olması gereken noktadan çok uzaklardayız. Enerjinin var olduğu ülkelerle iyi geçinen, bunlara hâkim olan ülkeler zirve yapacaklar. Çünkü kaynakları değiştiremeyiz. Değiştirmemiz gereken şey kafalardır, dostluklardır ve antlaşmalardır. Biz enerjide 2023 yılında zirveye çıkacağız.”

HABER: EMRE AKKIŞ/MUSTAFA KILINÇ

Editör: Mahmut Beyaz