SAĞLIKLI VE MUTLU AİLE, SAĞLIKLI VE MUTLU ÇOCUKLARIN VE NESLİN TEMELİDİR”

Kahramanmaraş’ta dikkat dağınıklığı, okuma güçlüğü, öğrenme güçlüğü, algı problemleri, Zamanı verimli kullanamama, stresle baş edememe, konuşma bozuklukları, değişim ve gelişimin Pozitif gücünü gösterebilmek için gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini söyleyen Yurtsever, “Mutlu bir aile yaşantısı için gerekli çalışmalar yapılmasının sağlıklı aile ortamında neden olacağını, sağlıklı ve huzurlu ailelerin ise çocuklar üzerindeki olumlu etkiler bırakacak şekilde davranır ise sadece kendi çocuklarını değil gelecek nesli kurtaracaktır. Sağlıklı ve mutlu aile sağlıklı ve mutlu çocuklar ve neslin temelidir. Sağlıklı bir gelecek hayalimiz var ise çocuk edinmeden öncesinde hazırlık yapmak zorundayız. Sağlıklı evlilik ve ev ortamını sağlayamadan çocuk sahibi olmamak  lazım; çünkü yeni gelen fert çocuk ev ortamına ayrı bir yük getirecektir. Temeli sağlam değilse evliliğin ve ev ortamının yeni gelen bebek bakım ve ilgi istediği için eşlerin birbirine olan ilgisi ve zamanını alacaktır. Bu ise eşler arasında ile çatışma ve huzursuzluğa neden olacaktır. Bu huzursuz ise ailelerin düzeninin bozulmasına ve boşanmalara neden olacaktır” dedi.

AİLELERİN HUZURU VE MUTLULUĞU İSE TÜM TOPLUMA YAYILACAKTIR”

Yurtsever, “Aileler gerekli danışmanlık ve koçluk desteğini alarak kendi öz ve özelliklerini gerçekleştirdiğinde sadece bebek değil yaşamında karşısına çıkan her problemi çok rahatlıkla aşacaklardır. Ailenin tüm fertleri ruhsal ve sosyal sorunlarını çözmek için profesyonel destek almaktan uzak durmamalı o an harcayacağı zaman ve bedelden daha fazla olacaktır kazançları ve huzur. Ailelerin huzuru ve mutluluğu ise tüm topluma yayılacaktır” ifadesini kullandı.

HAYATA GEÇİŞİN GÜZEL BİR BAŞLANGIÇ DÖNEMİDİR”

Aile Koçluğunun yanında son yıllarda sorunların ortaya çıkmasını önlemeye yönelik olan İlişki Koçluğunun da ülkemiz ve ilimizde de önem kazanarak ilgi çekmeye başladığını belirten Yurtsever, “Nişanlılık dönemi çok uzun sürmemeli. İdeal olan ise 5-6 ay süren nişanlılık dönemi olmalı. Böylece evliliğin gizemi bozulmadığını, evliliğin de değerli bir kurum olarak varlığını koruyacaktır. Nişanlılık süreciyle ilgili en önemli şey ise söz veya nişanlılık süreci çiftler için yeni bir hayata geçişin güzel bir başlangıç dönemidir. Peki, bu süreç gerçekten güzel tozpembe hayallerin kurulduğu bir dönem midir ya da gençlerin canlarının yandığı bir dönem midir? En önemlisi amacına hizmet etmekte. Eş adayları ve ailelerin birbirlerini tanıma ve tanışma süreci olarak da bilinen bu süreçte; rol yapılması ya da kendilerini olduğu gibi değil de maskeleri ile karşıdakinin istediği gibi gösterme nedeni ile anlamına uygun olarak değerlendirilememektedir” dedi.

BAŞARI DUYGULARI YÖNETEBİLMEKTİR”

Başarılı olmak istiyorsanız öncelikle sağlıklı bir şekilde duygularınızı yönetmelisiniz diyen Yurtsever, “Buna daha bilimsel açıklama ile EQ yani Duygusal Zeka deniyor. Son yıllarda yapılan çalışmalarda insanları başarılı kılan IQ Akılcı Zeka değil EQ olarak tespit edilmiştir. Bununda sebebi olarak Allah kullarını yaratır iken aynı donanım ve potansiyel ile yaratılmıştır. Eğer fizyolojik bir problem yok ise doğumunda yaşamında karşılaşacağı zorlukları bu donanım ile aşmaktadır. Ayrıca hayallerine de bu donanım ve potansiyel ile ulaşmaktadır. Donanım ve potansiyel aynı hatta yapılan zeka testlerinde zeka bölümü eşit yada yüksek insanların bazıları başarılı bazılarının ise başarısız olmasının sebebinin EQ’larının farklı olmasından kaynaklandığı tespit edilmiştir.

Düşünce boyutunda güçlü olmaktan ziyade duygularını kontrol edebilmek kalıcı başarı için daha çok önem arz etmektedir. Bu duyguları yönetebilmede ise profesyonel danışmanlık, terapi ve koçluk önem arz etmektedir. Duygular alışkanlık haline geçmedikçe davranışa yansımayacağı için olumlu davranış kazanımında süreç takibinin olduğu koçluk son dönemde önem kazanmıştır” şeklinde konuştu.

ÇOCUKLARDA DİKKAT DAĞINIKLIĞI VE ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ ÇÖZÜME KAVUŞTURULMALI”

Yurtsever, “Bazı çocuklar her ortamda her türlü sesten rahatsızlık duyarlar. Ne sesi olursa olsun, hatta sessizlik bile onları rahatsız eder, derslerini çalışamaz, herhangi bir konu ya da konuşmaya yoğunlaşamazlar. Aynı sorunu yaşayan genç ya da yetişkin biri de olabilir.
Çocuğa sözel olarak verilen bilgiler, örneğin öğretmenin sınıfta ders anlatması çocuğun dersini öğrenmesini sağlayamayabilir. Evde de çocuk ders yapmak için hazırlanıp oturur, kitabını açar ve gözünü kitabın sayfasına yönlendirir. Gözü sayfadadır ancak düşünceleri, çoktan başka yerdedir. Aynı sayfayı ilk satıra dönerek 10- 15 kez okur ama sonuç alamaz. Derse başlamak için zorluk çekenler de vardır. Tuvalete tekrar tekrar gider, evde dört dönüp sürekli bir şeyler arar, kalemini defalarca düşürür. Bu sorunları yaşayan çocuklar derse başlamaya yoğunlaşmakta, zorluk çekerler. Ancak dersine yoğunlaşamayan bu çocuk, yan odada ana babanın konuştuklarını işitip anlayabilir. Ana babanın evde çocuğunu terbiye etmek için yaptığı tüm konuşmalar ve hatta tehditler de yarar sağlamaz. Anne ve babası, bunu çocuğunun bir kulağından girip diğer kulağından çıkması olarak değerlendirebilir. Bu davranışlar çocuğun ailesi ya da öğretmeni ile bir inatlaşması anlamında değildir. Bir de, daha farklı görülen bir durum olabilir ki çocuk sadece ilgi duyduğu yani sevdiği dersi çalışır. Sevdiği dersi çalışır ama diğer dersleri çalışmaz. Diğer derslere olan ilgisizliği ve kendini yoğunlaştıramaması çocuğa büyük bir sorun yaratır” ifadesini kullandı.

İSTEDİĞİ SONUCA ULAŞAMAYACAĞINI DÜŞÜNDÜĞÜNDEN STRESE GİREBİLİR”

Yurtsever, “1960 yıllarında, Fransız Dr. GuyBerard, ritimli müziği kendi yarattığı bir cihaz vasıtasıyla işleyerek öğrenme ve algı sorunlarına çözüm aradı. Daha o yıllarda Berard, öğrenme ve algının ağır olmasını sol kulak ağırlıklı işitmeye bağlıyordu ve bu nedenle de sağ kulak ağırlıklı olarak uygulamaya başlamıştı. Öğrenmenin kolaylaşması yanı sıra başka olumlu sonuçlar da alındığını gören Berard, bunların en başında geleninin odaklanma olduğunu söylemiştir. Odaklanma da beraberinde aşağıdaki olumlu sonuçları getiriyor: Çocuk aileye, okula ve çevreye sosyal uyumda gelişiyor. Çocuğun gelişmesi ailede harmonik bir yaşam veriyor. Çocuk, okulda öğretmenler ve diğer çocuklarla uyum içinde çalışıyor. Öğrenmenin artması ile birlikte notlarda yükselme görülüyor. Çocuk, sınav öncesi günlerde ve sınav sırasında strese girmiyor ve öğrendiklerini hatırladığı için alabileceği en iyi sonucu alma şansını elde ediyor. Berard Metodu hakkında uygulanan kişiler ve yakınları, girdikleri sınavlarda; çevrelerine bir duvar çekerek tamamen sınava odaklandığını ve çevrelerinde kimsenin bulunmadığı hissini yaşadıklarını veya soruları evde yanıtlarmış gibi rahat hissettiklerini söylemektedirler” dedi.

SINAV YAKLAŞTIKÇA KAYGISI ARTAR”

Çocuk dersini çalışmıştır ve eksiği yoktur ancak İstediği sonuca ulaşamayacağını düşündüğünden strese girebilir ve bu stres soruların doğru yanıtlarını bilmesine rağmen onu bloke edebilir diyen Yurtsever, “ Eğer çocuğunuza söyledikleriniz bir kulağından girip diğerinden çıkıyorsa, Yaşıtlarıyla geçinemiyor, oyuna katılamıyor ya da oyunu bozuyorsa, Başkaları konuşurken sırasını beklemeyi öğrenemiyor, sözlerini kesmeye devam ediyorsa, Sıra beklemeden her yer ve her şeyde ilk olmak için atakta bulunuyorsa, Dikkat isteyen etkinlikleri sürdüremiyorsa, Ders çalışmasını telefon, kapı zili ya da sokaktan gelen sesler dahi bozuyorsa, Sınavlarda daha sorunun bitmesini beklemeden ya da tamamını okumadan cevaplıyor ve cevaplarını bildiği soruları dikkatsizlik yüzünden yanlış cevaplıyorsa, küçük eşyalarını telefon, defter, kalem ya da öğretmenin veya ana babasının iletilerini birbirlerine iletmeyi unutuyorsa, sosyal çevreden kendini soyutluyor ve içe dönükse, sınıfta öğretmen dersi anlatırken o yanındaki ile aklına gelen bir başka şey üzerine konuşuyor ve öğretmenden sık sık ikaz alıyorsa, sınıfta arkadaşları dersi takip ederken o dersi takip edemiyor, sıralar arasında dolaşıyorsa, sınavlarda dikkatsizlik yüzünden, cevabı bildiği halde ya da çok basit toplamalarda işlem hatası yapıyorsa, algısı yavaşsa ve yavaş öğreniyorsa, konuşma gecikmesi varsa, ders çalışmaya ve test çözmeye istek duymuyorsa, derslerini çalıştığı halde istediği verimi alamıyorsa bu dikkat dağınıklığının en önemli nedenleridir” ifadesini kullandı.

Profesyonel Yaşam Koçu Rabia YURTSEVER, Dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlüğü, derse başlayamama veya sürdürememe gibi problemlerin çözümünde Koçluk hizmetinin çok önemli sonuçlar sağladığını, bunun nedeninin ise sonuçtan ziyade sürece odaklanan bir hizmet olmasından kaynaklandığını belirtti. Koçluk için yaş ve cinsiyetin önemli olmadığını ve yaşamın bir döneminde herkesin koçluğa ihtiyacı olduğunu belirtti.

Haber: Fazilet Çomruk

Editör: Mahmut Beyaz