Ahûr/Ahır Dağı…  Adına şiirler dizilen, hikâyeler yazılan dağ…

Maraş tarih ve kültürünün en eski ve canlı tanığı, şehrin değişmez simgesi Ahûr/Ahır Dağı…

İsmi, “Ahûr/Ahır” Dağı şeklinde ikili yazmamın sebebini baştan belirteyim. Orijinal hâli olan “ahûr” kelimesi günümüzde herhangi bir anlam kaybı yaşamadan sadece ses değişmesiyle “ahır” şeklinde aslî anlamıyla birebir olarak kullanıldığı için doğru olan her iki telaffuzu da birlikte yazıyorum.

Son yıllarda adını değiştirmeye yönelik uyduruk bir “kurgu” geliştirildi. Birileri ısrarla ve sinsi bir şekilde “ahir” ismini oturtmaya çalışıyor. Hatta bu markayla bir kısım ürünler bile çıkarmaya başladılar. Bir caddemize belediye encümeni kararıyla bile bu ismi verdirdiler.  Maalesef büyük bir gaflet eseri olan bu kararın geri alınışına daha şahit olamadık.

Bu uyduruk ismi ortaya atıp, yaymaya çalışan zihniyet sinsi bir politika güdüyor. Mertçe çıkıp, “bu ismi biz iddia ediyoruz, tezimiz de şu” demiyorlar. Açıkça söylüyorum, mide bulandırıyor.

Peki, bu kadar mühim mi bu dağın adı? Ha Ahûr/Ahır olmuş ha Ahir olmuş, herkes dilediğini söylesin, diyenler de çıkabilir. O kadar da basit değil. Ecdadın asırlar boyu kullandığı ve aslında dağın kültürel geçmişini de işaret eden “Ahûr/Ahır Dağı” ismi şehrin tarihinin ayrılmaz bir parçasıdır.

Kim bilir, belki de bu ismi uyduranlar zaman içinde Ahir’i, telaffuz değişikliğiyle Aşir’e dönüştürerek Türk hâkimiyeti öncesi mitolojik isimlerinden birine dönüştürmeyi planlıyorlardır…

Konuyu 22 ve 25 Nisan 2019 tarihlerinde teketekhaber.com sitesinde “Kadim Ahûr/Ahır Dağı’nı Nev-Zuhur Ahir Dağı Yapmak” adlı iki bölümlük bir makalenin ardından 10 ve 13 Mayıs 2019 tarihlerinde de Manşet Gazetemizde “Ahûr/Ahır Dağı’nın Adını Değiştirmek” adlı yine iki bölüm halindeki makaleyle belgeler ışığında bilimsel bir bakış açısıyla izah etmiştik.  Bu yüzden aynı bilgileri burada tekrar etmeyeceğiz. İlgilenenler o makalelere bakabilirler.

Bugün, gazetemiz aracılığı ile “Ahûr Dağı” isminin Osmanlı dönemindeki yeni bir belgesini ilk kez literatüre kazandırmış oluyoruz. Enfes bir “Divânî” hatla yazılmış olan belge, Sultan Abdulaziz (1861-1876) dönemine ait 22 Eylül 1875 (21 Şaban 1292) tarihinde yazılmış bir berât. Sultan Abdulaziz’in tuğrasını taşıyan bu belge türü merkezden taşraya gelen en üst düzey bürokratik yazılar kısmında yer almaktadır.

Biri fon kartonu, diğer ikisi arşiv belgesi olan ve Devlet Arşivleri Başkanlığına bağlı “Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığı”nın “İkame-i Pazar ve Panayır Belgeleri” fonunun 64 nolu defterinde kaydı bulunan TK-GM-İKP-00001-00064-001-001, TK-GM-İKP-00001-00064-002-001 ve TK-GM-İKP-00001-00064-003-001 numaralı belgenin konusu “Ahûr/Ahır Dağı” olup, dağın ismi belgede üç yerde  “Ahûr” şeklinde geçerek, 1875’ten günümüze bir tescil hüviyeti kazanmaktadır.

Ahûr Dağı isminin geçtiği üç yerin orijinal ifadeleri şu şekildedir;

“ Mer’aş kasabasının cihet-i şimâlisinde vâkî’ Ahûr Dağı başında Küçükgöl nâm mahalde ….”

“ … mezkûr Ahûr Dağı havâss-ı hümâyûnum dâhilinde …”

“ … Küçükgöl cebel-i mezkûrun zirvesinde düzce bir mevki’in ismi olarak Ahûr Dağı bu cihetlerin cümlesini müştemil…”

Belgeyi özetleyecek olursak; “Maraş’ın kuzeyinde bulunan Ahûr Dağı devlet arazileri içerisinde yaylak olarak kayıtlıdır. Ahûr Dağı hiç kimsenin tapulu mülkü ve ziraat yaptığı bir yer değildir. Dağın zirvesinde düzce bir yerde bulunan ve herhangi bir defter kaydı bulunmayan Küçükgöl mevkiinde, her yılın Haziran ayının ilk gününden 8. gününe kadar panayır kurulması için bir mazbata ile izin istenmektedir. Bu şekilde kimsenin mülkü ve vakfı olmayan yerlerde her yıl yeniden panayırlar kurulmasına ahalinin katılımı ve şenlendirilmesi şartıyla izin verilmiştir. Ayrıca Tapu kayıtlarının da panayır mahalline müsaade edecek şekilde düzeltilmesine dair” emir verilmektedir.

Maraş bölgesinde hayvancılık faaliyetleri yoğun bir şekilde yapılmaktadır. Küçükbaş hayvan damlarının dağın her yerine dağılmış bir halde bulunması dolayısıyla “Ahûr/Ahır Dağı” şeklinde tesmiye edilen bu kutlu dağımız, bu faaliyetle geçici de olsa panayır kurulup, insanla şenlenen bir yer durumuna da gelmektedir. Bu dönemde ülkenin birçok yerinde panayırlar kurulmaktadır. Tespit ettiğimiz bu belde de Ahûr/Ahır Dağını bu geçici panayır bölgelerinden birisi duruma getiriyor.

Defterhâne-i Hakâni (tapu) kayıtlarının da buna müsait olacak şekilde düzenlenmesini isteyen bu belge, belki de Ahûr/Ahır Dağı’ndaki tapulu yerleşimlerin ilk kaynağı olmuştur. Zamanla ortaya çıkacak yeni vesikalar bu konuda bize daha da aydınlatıcı bilgiler verecektir.

Bu ifadelerle birlikte, Maraş bölgesine yerleşen ecdadımızın kadimden beri “Ahûr/Ahır Dağı” şeklinde ifade edip yazdığı ismi sinsice değiştirmeye kalkanları Sultan Abdulaziz döneminin bu berâtı da susturmayacaksa söylenecek tek kelâm vardır; “ ya gafilsiniz, ya da kötü niyetli”.

Berât-ı hümâyûnun görselini de burada paylaşıyoruz. İnşallah şehrimizle ilgili yeni ve orijinal belgeleri paylaşmaya devam edeceğiz.

Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun.