Kelime anlamı olarak Arapça ‘kardeşim’ veya Türkçe ‘akı’, ‘cömert’, ‘eli açık’ anlamında kullanılan Ahilik, Türk kültürünü büyük bir önem arz ediyor. Türklerin Anadolu’yu vatanlaştırmasında, yerleşik hayata ve aşiret hayatından millet hayatına geçmelerinde; şehir hayatına intibaklarında, iş ve aş sahibi, üretici, eğitimli insan olmalarında, meslek edinmelerinde, islâmi bir hayat nizamı oluşturmalarında; edebi, mimari, zirai, iktisadi, sosyal güvenlik ve eğitim sistemlerini meydana getirmelerinde şüphesiz ki ahiliğin büyük etkisi olmuştur. Terim olarak, 18’nci yüzyıldan sonra bir esnaf-sanatkâr birliği hâline dönüşmüş olsa bile, 13’ncü. yüzyıldan itibaren Anadolu’da görülmeye başlayan, Anadolu’nun vatanlaşmasında ve Osmanlı Devleti’nin kurulmasında büyük rol oynayan dinî, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasî boyutları olan bir sistem olarak tarif edilen ahilik, Türkiye’de her yılın 16-22 Eylül tarihleri arasında Ahilik Haftası olarak kutlanıyor. Ahilik kültürünün Kahramanmaraş’taki merkezi ise Tarihi Kapalı Çarşı oluyor. Saraçhane, Bakırcılar, Semerciler, Mazmanlar, Kazzazlar ve Demirciler Çarşısı’nın etrafında toplanmış geleneksel el sanatları alanında hizmet veren çok sayıda atölye ve dükkânla Türkiye’de geleneksel el sanatlarının en yoğun şekilde icra edildiği merkezlerden biri olan Tarihi Kapalı Çarşı, birçok sektörün adeta beşik noktası olma  ve esnafların temelini oluşturma konumunu koruyor. Ahilik Haftası dolayısıyla yaptıkları el emeği göz nuru eserlerle geçimini sağlayan Kahramamaraş’ın ahileri, ahiliği gazetemize anlattı. 
İşte Kahramanmaraşlı ahilerin gözünden esnaflık:

“GEÇMİŞTE İNSANLIK, SEVGİ VE SAYGI VARDI” 
Mehmet Akkök
Şuan da 58 yaşındayım, 1974 yılından bu yana esnafım. İyi günde de, kötü günde de esnaflık yaparak günümüzü geçiriyoruz. Esnaf olmak kolay değil, bakın mesela bir düğme satıyorsunuz, alanı var, almayanı var, beğeneni var, beğenmeyeni var. Sabretmemiz lazım, vatandaşa iyi davranmamız lazım. Geçmişte esnaf olmak daha iyiydi, insanlık, sevgi ve saygı vardı. Ama şuan da esnaflık bitti, nesil değişiyor. Biz çocukken büyüklerimize saygılıydık, güzel davranırdık. İşimizi en iyi şekilde yapmaya çalışır, iş öğrenirdik ama şimdi bu tür değerlerin hiç biri kalmadı. Eskidendi insanlık, 70’li yıllarda daha güzeldi esnaf olmak. 

“AHİLİK DEYİNCE AKLA MESLEK AHLAKI, DÜRÜSTLÜK VE CİDDİYET GELİYOR”
Metin Şannan
Ahilik deyince aklımıza meslek ahlakı, dürüstlük ve ciddiyet geliyor. Yaptığın meslekte sorumluluk sahibi olmak ahiliğin baş şartlarından biridir. Sözünün arkasında duracaksın, işinde hile etmeyeceksin. Günümüzde maalesef bu tür değerlerimizi kaybettik, çünkü herşey ticarete kalmış. Ben kazanayım da sen ne yaparsan yap diyor. Sorumluluk azaldı, ahlak kalmadı sadece ticaret var. Maalesef herşey ticarete döndü, insanlar para kazanmak uğruna her şeyi yapabiliyor. Burada şuan dördüncü kuşak esnaf var. 65 senedir burada esnaflık yapıyorum ama bu dükkan 100 senelik. Eskiden insanlarda öncelikle kanaat vardı, sanata hürmet vardı. Adam kendi kazanırken, konu komşusunu da düşünürdü, komşum da kazansın derdi. Aza kanaat eder, onunla geçinirdi. Ama eskiden şimdiki gibi masraf da yoktu, şimdi masraf çok. Fazla masraf yapmak da insanların ahlakını bozuyor. 

“ESNAF OLMAK ÇOK BÜYÜK ZANAATTIR”
Ahmet Çıngılı
Tarihi Kapalı Çarşı’nın Saraçhane bölümünde saraç olarak esnaflık yapıyorum. Hayvan malzemeleri yaparım, eyer gibi bir sürü ürünü yaparım. Esnaf, saraç, köşker, kunduracı, değirmenci gibi bir sürü esnaflık çeşidi vardı. Esnaflık çok güzel bir şeydir, önemli bir sanattır. Çok muazzam bir şeydir sanat sahibi olmak. Esnaflık geçmişte çok daha iyiydi, şimdiki esnaflıkta hayat kalmadı. Çünkü herşey fabrikalaştı, bıçak olsun, giyim eşyası olsun, ayakkabı olsun herşey çarşıdan alınırdı. 

“AHİLİKTE İNSANA HİZMET ALLAH’A HİZMETTİR”
Zafer Güzlek
1960 yılında Kahramanmaraş’ta doğdum, 53 yıldır esnaflık yapıyorum. Öncesinde ara ara yapıyordum ama son 25 yıldır devamlı olarak Saraçhane’deki bu iş yerimizdeyim. İşimiz saraçlık, yani deriyle yapılan malzemeleri yapıyoruz. Hayvan koşum takımları, eyercilik, camilerin deri kapılarını, bıçak ve tabanca kılıfları, kemer, cüzdan, kartlık gibi birçok çeşit ürün yapıyoruz. Ahilik, sanatkarlıktır. Yani bir işin yapımında çalışan insanlara ahi denir. Bugün kü esnaf dernekleri gibi ahilik teşkilatı vardı eskiden. Zanaat ticaretiyle uğraşan insanlara ahi denmektedir. Biz de o işlerden birisiyle uğraşıyoruz şuan da. Ama asıl ahilik dendiği zaman işin para kazanmanın ötesinde insanlara hizmet maksatlı çalışan yani gönlünü de doyuran insan demektir. Sadece cebini dolduran değil, gönlünü doyuran, bu işi insanlara hizmet kastıyla yapan demektir. Çünkü insana hizmet Allah’a hizmettir, hiç fark etmez, kime olursa olsun hizmet etmek lazım. İnsanın bildiği bir işle uğraşması ibadetlerini yapması gibi bir ibadettir. Bizde içini boşalttılar, çalışmayı ibadet ama ibadetleri terk ettiler. İbadetlerimizi yaptıktan sonra çalışıyorsak, bu da sanki akşama kadar camide namaz kılıyormuş gibi ibadettir. Nafile ibadetlerin önündedir çalışmak. Çünkü çalışmakta başkasına bir hizmet vardır ama ibadette başkasına hizmet yoktur. İbadetleri yaptıktan sonra çalışmak bunu da  sadece Allah için yapmak, para kazanmak için değil. İnsanın kendi geçimini temin etmek için çalışması da farzdır, bunu insanlara hizmet kastıyla yapmak da ahiliktir. Ama içini boşalttığın zaman sadece para kazanmayı düşündüğünde işte bu ahilik olmaz. Ahilik aynı zamanda ahlak demektir, işi bilmek değil, işi güzel yapmaktır.  

“AHİLİĞİ GERÇEK ANLAMIYLA YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Şükrü Erşan
Ahilik, esnafın samimiyetini, dürüstlüğünü, çelişki olmadan hizmet etmesini ve halka iyi muamele göstermesini ifade eder. Biz de elimizden geldiği kadar esnaflığı gerçek anlamıyla yapıyoruz. Eskiye bakarsak nüfus çoğunluğundan dolayı işlerimiz çok şükür iyi, fakat ahilik noktasında esnafın samimiyetinin, esnafın müşterisine karşı muamelesinin, bunun yanında dürüst olarak iş yapmanın pek de iyi bir yöne gitmediğini görüyoruz. Ahiliğin Kırşehir’de, Ahi Evran’dan geldiğini biliyorum, başlangıç yeri orasıdır. Esnafların devlet kurduğu bile söylenir, hatta devleti uzun süre yönettiği bile bilinir. Ahilik güzel bir olay, böyle bir haftayla kutlanması da çok iyi. Ben burada kasket işiyle uğraşıyorum, baba mesleğini icra ediyorum. Kahramanmaraş bir ziraat memleketi, burada yazın daha değişik, kışın daha değişik kasketler yaparak ekmeğimizi kazanıyoruz. 

AHİLİĞİN ETKİLERİ 
- Ahilik Teşkilatı, medeniyetimizi şu alanlarda etkilemiştir:
- Ehliyet ve liyakat esas alınarak Milletimizin teşkilatçılık kabiliyeti uygulama alanına konulmuştur. Kendi içerisinde ehil olanların seçildiği bir sistem, yeni bir yönetim modeli uygulanmıştır. Ahilik sistemi, insanları ötekileştirmeden bir dayanışma ve kardeşlik modeli ortaya koymuştur.
- Ahilik Anadolu’ya gelen göçebe Türkmenleri işbaşında eğiterek insanların kaliteli ve üretici olmasını sağlamıştır.
- Ahiler kendilerine has bir eğitim modeli geliştirmişler; Ahi zaviyelerinde dini – tasavvufi eğitim vererek onların iyi bir Müslüman olmalarını sağlamışlardır. Ayrıca işbaşında eğitimle kaliteli üretimi sağlarken, gerektiğinde askeri eğitim de vermişlerdir.
- Ahiler, dünyada ilk defa kadın teşkilatı (Bâcıyan-ı Rum) kurarak, kadınları ahlâki ve mesleki alanda eğitmişlerdir.
- Ahiler, Anadolu’nun Türk ve Müslüman yurdu olmasında çok etkili olmuşlardır. Göçebe Türkmenlerin yerleşik hayata geçmelerinde, şehir hayatına intibaklarında öncü olmuşlardır.
- Ahiler, oluşturduğu ekonomik sistem ile helal kazancı, alın terini, dayanışmayı, kul hakkını, ahlâkı, kanaatkârlığı, çalışmayı – üretmeyi ve böylelikle Allah’ın rızasını kazanarak ahiret yurdunu kazanmayı esas almışlardır.
- Ahilik adabı yüzyıllar boyunca Anadolu Türk halkının milli karakterini belirlemiştir. Bugün Anadolu’daki misafirperverlik, komşuluk ilişkileri, birçok görgü kuralı, doğruluk, dürüstlük, yardımlaşma.. vb. Ahiliğin günümüzdeki yansımalarıdır.
- Ahiler oluşturdukları sosyal güvenlik sistemi ile âdeta “kimsesizlerin kimsesi” olmuşlardır.
- Ahiler Anadolu’nun vatanlaşmasında, İslâmlaşmasında ve Türkleşmesinde kurdukları vakıflarla, yapmış oldukları şifahane, hamam, çeşme, han, medrese ve hayır kurumları ile etkili olmuşlardır.
- Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde Kırşehir’den uç bölgesine giden Şeyh Edebali bir ahi şeyhi idi. Osmanlı’nın manevi mimarı olan Şeyh Edebali ve diğer ahiler sayesinde ahilik Osmanlı’nın kuruluşunda ve bir ‘cihan devleti’ olmasında temel dinamik olmuştur.
- Ahiler, Anadolu’da birliğin, beraberliğin, kardeşliğin mayasını oluşturmuştur.


(Haber: Tuğçe Kayar-Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz