Kahramanmaraş Aktarlar Odası Başkanı Cuma Güler, esnafların yaşadığı işyeri bulma sıkıntısı ve diğer birçok konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Güler 2016 yılında ki Can Suyu Kredisi sistemi gibi bir uygulamanın şuan da yine uygulanması gerektiğini belirterek, "Bankalar keyfi tutum sergilemeden geçmişte ki gibi bir sicil affı çıkartarak, 2016 yılında ki gibi 30-50 bin TL arasında Can Suyu Kredisi verilmesi bizleri yeni sezonda çok iyi etkiler" ifadelerini kullandı.

Ülkede her geçen sayısı artan zincir marketlere de değinen Güler, "zincir marketlere bir an önce sınırlama getirilmesi lazım. Esnafı en çok olumsuz etkileyen konulardan biridir. Her iki apartmanlı sitenin altında mübalağasız her birinden birer tane var. Bunlar her hafta farklı bir üründe promosyon yapıyorlar. Esnaf zaten kısıtlı imkanlar içerisinde uğraşırken bunlarla mücadele etmesi de çok daha sıkıntılı oluyor" ifadelerini kullandı ve zincir marketlerin belirli kriterler ile bir an önce sınırlanması gerektiğini söyledi.  Şehrin en büyük sıkıntılarında biri olarak esnafların işyeri açarken yüksek kiralar ile karşılaşmasını gösteren Başkan Güler, çevre şehirleri örnek göstererek bir an önce belediyelerin pasaj ve benzeri iş mekanları açarak sorunu çözmelerini talep etti.

"CAN SUYU KREDİSİ VERİLMESİ BİZLERİ YENİ SEZONDA ÇOK İYİ ETKİLER"

Aktarlar Odası Başkanı Cuma Güler, Can Suyu Kredisinden zincir marketlere kadar birçok konuya ilişkin, "Bizim odamız karma bir odadır. Bünyesinde 80'den fazla esnaf ve 100'den fazla üye vardır. Giyimden kırtasiyeye kadar birçok Meslek grubunu içerisinde barındıran bir odayız. Kış aylarının artık sonlarına geldik. Bu yıl esnafımız istediği yakalayamadı. Bunun da çeşitli sebepleri var. Dünyada ki ekonomik sıkıntıların yanı sıra başımızda ki Suriye ve Libya'da ki sıkıntılar bu sebepler arasındadır. Bu nedenlerden dolayı iç piyasada fazla bir hareketlilik yoktu. Yeni yılda hükümetimizden beklentimiz çok büyük. Esnaflarımız hükümetimizden güzel haberler bekliyor. Bankalar keyfi tutum sergilemeden geçmişte ki gibi bir sicil affı çıkartarak, 2016 yılında ki gibi 30-50 bin TL arasında Can Suyu Kredisi verilmesi bizleri yeni sezonda çok iyi etkiler. Buradan yöneticilerimize şunu da belirtmek gerekir, zincir marketlere bir an önce sınırlama getirilmesi lazım. Esnafı en çok olumsuz etkileyen konulardan biridir. Her iki apartmanlı sitenin altında mübalağasız her birinden birer tane var. Bunlar her hafta farklı bir üründe promosyon yapıyorlar. Esnaf zaten kısıtlı imkanlar içerisinde uğraşırken bunlarla mücadele etmesi de çok daha sıkıntılı oluyor. Sonuçta evet ticaret yapıyorlar ama bu kadar olmaması lazım. Bunlara bir sınırlama getirilmesi lazım. İlçeler şurada kalsın köylere kadar her yerde varlar. Küçük esnaf rekabet etme şansı olmayan bir durumla karşı karşıyadır. Halkımıza reklamlar cazip geliyor ve onları seçiyor. Aslında halkımız satılan ürünü tam bir incelese mutlaka marketle satılan ile o ürün arasında bir fark olduğunu anlayacaktır. Ambalaj aynı gözükmesine rağmen ya adet farkı ya da gram farkı oluyor. Misal bir şampuanın biri 750 ml ise diğeri 600 ml oluyor. Ambalajı aynı olduğu için kimse bakmıyor. Ulusal çapta yapılan reklamlar halkımıza cazip geliyor. Nüfusun yoğunluğuna göre bir planlama yapılsa bu konudan mağdur olanların sayısı düşecektir. Nasıl noter ve eczane nüfusa göre ayarlanıyorsa bu da ayarlanabilir. Dediğim gibi bu zincir marketlere mutlaka bir sınır getirilmesi gerekiyor.

Küçük esnaf bir memleketin olmazsa olmazıdır. Mahallelerin eski o samimi kültürünü diri tutan en önemli etkendir. Evde baba işe gittiği için olmaz ve anneye acil para lazım olur, misal git oğlum tuhafiyeci Hüseyin amcandan 10 TL iste baban gelince verelim der. Bunların hepsini çocukluğumuzda yaşadık. Bunlar böyle böyle yok olursa bizlerde zamanla yok oluruz. Küçük esnaf mahallelerin namus bekçileridir. Bir insan sokaktan 2-3 defa geçsin esnaf onu şüpheli görürse hemen dur arkadaş sen kimsin diye sorar. Her şeyin yanı sıra mahallenin korumasıdır. İllaki esnafı satış anlamında düşünmemek lazım. Esnaflar ahilik kültüründen gelir. Tabi ki hükümetimizden umutsuz değiliz.

"DEVLETİMİZ VAR OLDUĞU SÜRECE İŞLERİMİZ İNŞALLAH YOLUNA KOYULUR"

İnşallah 2020 yılında sınırımızda yaşananlar bir an önce sonuçlanır ve huzura kavuşuruz. Hükümetimizden en büyük beklentisi esnaflarımızın gerçek mana da bir sicil affı çıkmasıdır. Bankaların keyfi tutum yapmadan insanların önünü açıp esnaflara yardımcı olmaları beklentimizdir. Esnaf aldığı malın üzerine bir çay parası koyup satmaya bile razıdır. Çünkü hareket olur, hareketin olduğu yerde de bereket olur. Kış aylarının olumsuz etkilemesinin sebepleri; yakıt masraflarıdır, okul masraflarıdır. Bu aylarda masraflar ağır olur ve işler durgun geçer. Yeni bahar döneminde inşallah işlerin hareketlenmesini bekliyoruz. Aktarlar odası olarak gelecekten umutluyuz. Devletimiz var olduğu sürece işlerimiz inşallah yoluna koyulur. 

"BİRAZ DAHA DİKKAT ETMELERİ DAHA OLUMLU ETKİLEYECEKTİR"

Esnaflarımızın bize yönelttiği talepler doğrultusunda bizim de yerel yönetimden bazı isteklerimiz var. Kayıt dışı çalışan esnaflar olduğu söyleniyor. Hem mali açıdan hem diğer konuda sıkıntıları olan esnaflar. Hem kırsalda hem de merkezde kayıt dışı çalışıyorlar. Prosedürleri tam anlamıyla yerine getirmiyorlar. Burada da tabi bizim yerel belediyelerimize iş düşüyor. Belediyelerimiz bu işyeri açma ve kapatma konularında ruhsatlara daha dikkatli olurlarsa çok daha yoluna girecektir bu konu. Göz yummadıklarını ve layıkıyla çalıştıklarını biliyoruz ama biraz daha dikkat etmeleri daha olumlu etkileyecektir.

"BİR KAÇ YIL SONRA HERHALDE BİZ MÜLTECİ KONUMUNA GELECEĞİZ"

Kahramanmaraş'ta yaşayan Suriyeliler şuan da ticareti yöneldiler. Bu durum da bazı konularda sorun teşkil ediyor. Vergi mükellefi değiller. Vergi mükellefi olsalar dahi yerli üretime ve ticarete çok bir katkı sağlamıyorlar. Fiyatlarını buna göre aşağı çekiyorlar bu da haksız rekabet ortamı doğuruyor. Belki biz Türk'lerden gidip onlardan alışveriş yapan vardır ama onların gidip de bir Suriyelide varsa eğer istediği başkasından almaz. Bizim gibi değiller bu konalar da birbirlerine daha çok bağlılar. Suriyeli kardeşlerimizin açtığı işyerlerinden dolayı kiralar çok yükseldi. Çünkü işyeri sayısı çok kısıtlı, kısıtlı olan işyerlerinde de Suriyelerin oluşu diğer esnafları çok zorluyor. Adamlar bizim Türk vatandaşlarımızın yıllık 7-8 bin TL'ye oturduğu küçük tutup 20-25 bin TL'ye kiralıyorlar. Mülteci diyoruz ama bakıyoruz bunu da yapabiliyorlar. Bir kaç yıl sonra herhalde biz mülteci konumuna geleceğiz.

"BİR ÇARŞI PAZAR OLUŞTURMA EĞİLİMİ GÖSTERMEDİLER"

Her şehirde yerel belediyelerin açmış olduğu iş merkezleri, pasajları ve buna benzer yerler var. Bizim şehrimizde bu ve benzeri yerler yok. Bizim geçmişte Rıdvan Hoca Yeraltı Çarşısı ve Belediye Pasajı vardı. Belediye pasajı malum yıkıldı. Yeni gelen idarecilerimize çok söylememize rağmen bir çarşı pazar oluşturma eğilimi göstermediler. Esnafın olduğu yerde bolluk ve bereketlik olur. İş yerlerini açma ve bizlere proje sunup önümüzü açma gibi bir durumları yok. Başta Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör'e ve diğer başkanlarımızdan ricamdır. Zamanın şartlarına uygun yerel esnafımızın yaralanabileceği çarşı mekanları yapılmasını talep ediyoruz. Çünkü çok sınırlı dükkan var. Talep çok ve işletme az bu yüzden fiyatlar artıyor. Sanki satın alma konusunda bir rekabet varmış gibi fiyatlar uçup gidiyor. Maalesef tarihi doku dediğimiz Ulu Cami, Kapalı Çarşı, Bakırcılar çarşısı üçgenin dışında doğru düzgün bir çarşımız yok. Yeni oluşumlarda ve kentsel dönüşüm yapıldığı zaman bunlar düşünülüp uygulansa çok iyi olur. Acil bir şekilde buna çok ihtiyacımız var. Var olan iş yerleri şahıslara ait olduğu için talep çok ve fiyat ister istemez yüksek tutuluyor. Esnafımız kazancının yarısından çoğunu kiraya veriyor. Şu günün şartlarında bir sigortalı işçinin maliyeti 4 bin TL'yi buluyor. Bunun üzerine elektrik gibi diğer giderleri koyduğun zaman vatandaş gerçekten evine bir ekmek götürmenin hesabını yapıyor" ifadelerini kullandı.

Haber: Alihan Kürşat 

Editör: Mahmut Beyaz