Kahramanmaraş’ın en eski berberlerinden olan Mehmet Tatar, 40 yıldır valilik arkasında bulunan bir dükkânda berberliğini yaparak eski günleri yâd ediyor. 1956 yılından beri farklı şehirlerde mesleğini sürdürerek bu yaşa kadar makasını elinden düşürmeyen Tatar, ustalığını ilk günkü gibi yapıyor. Mesleğine âşık olduğunu ve ömrünün sonuna kadar bu mesleği yapacağını söyleyen Tatar, eski zaman berberleri ile şimdiki berberler arasındaki farklılığa dikkat çekti.


“ESKİ NESİL YETİŞMİYOR”
Önceden berberlerin çok zor şartlar altında yetiştiğini, berber olabilmek için ustaların attıkları zarfa düşmemeye çalıştıklarını söyleyen Mehmet Tatar, “Babamız bizi işe gönderirken ustaya, eti senin kemiği benim derdi” dedi. Tatar, “Ben çocukluğum zamanında berbere girdiğim zaman eskiden sokaklarda, caddelerde çeşmeler olurdu. Çeşmeler eski mermerlerden olurdu ve havuzlar dolu olurdu ve çeşmeler daima akardı. Ustalar oğlum müşteri su istiyor derdi ve su almaya giderdik. Müşteri ise bize şu bardağı havuza atta gel derdi o zamanlar. Çırak olduğumuz için bizi denerlerdi. Biz ise gider bardağı havuza atar gelirdik. Boş gelirdik dükkâna. Ustamız sorardı bardağı. Oraya attığımızı ve geldiğimizi söylediğimizde müşterinin o anlamda söylemediğini ikaz ederdi ustamız. Su getirmemiz gerektiğini söylerdi ustamız. Daha sonra gider ve bardağı yıkar su alır gelirdik müşteriye. Orada müşteriye su verirken bile bardağı üstten değil de alttan tutup getirmemiz gerektiği söylenirdi. Bu durumdan ise müşteri çok memnuniyetlik duyardı. Biz bu şekilde yetiştik. Babamız bize yetişmemiz için berbere teslim derken eti senin kemiği benim diye emanet ederdi. Bundan sonra benim değil senin evladın usta derdi. Ama şimdilerde ise okula giden öğrenciye olsun, meslek öğrenmesi için bir mesleğe veriyorsun ve usta kızarsa hemen aileler hemen savaş açıyor. Şimdiki annelerde, babalarda çok cıvık davranıyor çocuklarına. Anne ve babaların ise böyle davranmaların sebebi biz görmedik çocuklarımız görsün yaşasın düşüncesiyle yola çıkmasıdır. Bu yüzden eski nesil yetişmiyor. Eskiden müşterilerimizi tıraş ettiğimiz zaman teşekkür ederlerdi şimdilerde ise emeğimizin karşılığında hiçbir şey görmüyoruz. Aksine en küçük bir sıkıntıda dükkânlarını ter ediyorlar ve bir daha uğramıyorlar. Baba ve anne yetiştiremediği için böyle müşterilerle karşılaşıyoruz. 15-16 yaşında gelen müşterilerimiz var ve babaların sürekli buraya geldiklerini biliyorlar ve babaların tavsiyeleri üzerine geliyorlar. Burada balıklarım var ve küçük müşterilerimizi babalarına hep balıklı berber amcaya gidelim derlermiş. Buraya gelen çok genç müşterilerim var ve buraya geldiklerinde Mehmet usta biz sana tıraş olmaktan zevk alıyoruz diyorlar. Yeni yetişen kalfalarda huzur yok, gölüyle iş yapma yok ve işleri güçleri maddiyat olmuş” şeklinde konuştu.


“GÜCÜM YETTİĞİ KADAR ÇALIŞIRIM”
Mesleğe elinin tuttuğu kadar çalışacağını söyleyen Tatar, “Şimdilerde berber ve kuaför birleşti. Ben bu mesleği severek yapıyorum. Benim maddi anlamda bir sıkıntım yok. Evim var, dükkânım var ve her şeyim var. Allah bize her şeyi verdi. Bağım bahçem var. Allah olmayanlara versin. Bu dükkânda işimi severek yapıyorum. Burada da elim tutana kadar çalışırım. Elim tutmasa bile yine burada oturum kalfa tutarım kalfa çalışır. İnsan önce yaptığı işi sevecek, bu sanata sahip çıkacak. Akşam giderken Allah bereket versin diyeceksen sabah ise bismillah diyerek geleceksin. Bu düşünce ise esnaflarda çok az. 48 yıldır buradayım ve biz 9 kardeşiz. Şükür olmayınca hayır bereket olmaz. Ama şükür olunca hayır bereket de olur” dedi.

HABER: HAKAN AYDIN/FAZİLET ÇOMRUK

Editör: Mahmut Beyaz