Türkiye, 17 Aralık 2013 sabahına, hain girişimlerini ilerleyen günlerde de gösterecek olan Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensupları’nın ilk denilebilecek ihanetiyle uyanmıştı. O gün Cumhuriyet Savcısı Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç’in talimatıyla, birçok kişinin gözaltına alındığı büyük bir operasyon başlatılmıştı. Gözaltına alınan kişilere, ‘rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık’ gibi suçlamalarının yöneltildiği operasyonu İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili Zekeriya Öz koordine ediyordu. Her ne hikmetse de operasyonla gözaltına alınanlar, Türkiye’nin 2023 vizyonu çerçevesinde planladığı 3. Havalimanı, 3. Köprü ve Kanal İstanbul gibi mega projelerde kilit isimler ya da yakınlarıydı. Bu da operasyonun aslında Türkiye’nin geleceğine yapılan bir darbe girişimi olduğunu gösterdi. O dönemde, İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, işadamları Ali Ağaoğlu, Rıza Sarraf ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'in de aralarında yer aldığı 89 kişi gözaltına alındı.

FETÖ’NÜN HUKUK TANIMAZ DARBE GİRİŞİMİ!

FETÖ tarafından gerçekleştirilen 17 Aralık darbe girişimi öncesi çok sayıda siyasetçi, gazeteci ve iş adamı hakkında, farklı isimlerle dinleme kararı çıkarıldı. Dinleme kararı çıkarılan kişinin sahte isimlerle dinlemeye alınması FETÖ'nün hukuk tanımaz operasyonunu ortaya koydu. 17 Aralık darbe girişimi, isimsiz ihbar mektuplarıyla başlatıldı. İsimsiz ihbarlarla soruşturma açılması ve bunların delil yapılması kanunda suç olmasına rağmen FETÖ'cü savcılar, aldıkları emir doğrultusunda operasyon talimatı verdi. Yasa dışı dinlemeleri engellemek ve mahkemelerin verdiği dinleme kararlarının yasal çerçeveye uygunluğunu kontrol etmek için kurulan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) da, FETÖ'nün yasadışı dinlemelerine çözüm olamadı. FETÖ’cü savcı Zekeriya Öz, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne baskın düzenledi. Mali Şube’yi basan Zekeriya Öz, polislere zorla örgüt şeması yazdırmaya kalkışırken, örgütün tepe ismi olarak da Recep Tayyip Erdoğan’ı koydurdu.

ASIL HEDEF CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DI!

17 Aralık darbe girişiminin başında bulunan Celal Kara, gerçek hedefin Tayyip Erdoğan olduğunu söylemişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Hedef bendim. Oğlum üzerinden bana ulaşacaklardı” açıklamasını yorumlayan Celal Kara, “Bizim dosyamızda Bilal Erdoğan ile ilgili bariz bir şey yoktu. Ama Başbakan ile ilgili bir şeyler çıkardı. Bence Erdoğan işin içindeydi” diyerek, asıl hedefin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu ve Bilal Erdoğan hakkında herhangi bir delil olmadığını itiraf etti. Cumhuriyet 25 Ocak 2015 tarihli “1 numara Erdoğan’dı” başlıklı haberinde, FETÖ’cü savcı Celal Kara’nın 17 Aralık’taki asıl hedefin Erdoğan olduğuna ilişkin itirafına yer verdi.

“TERÖRİSTLERİN DARBESİNİ MİLLET İRADESİ YENDİ”

Hain girişimin üzerinden beş yıl geçmesine rağmen, halen Türkiye kamuoyu gündemindeki yerini koruyor. 17/25 Aralık’ın yıl dönümünde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu. 17/25 Aralık’ın ihanet şebekesinin maskesinin düştüğü gün olduğuna dikkat çeken Ünal, “Her zaman açıkça ifade ettiğimiz gibi 17/25 Aralık 40 yıl boyunca devletin içerisine bir ur gibi yerleşmiş olan STK görünümlü bir ihanet şebekesinin maskesinin düştüğü tarih olmuştur. 17-25 Aralık emniyet üniforması ve yargı cübbesi giyen teröristleriyle millet iradesine darbe yapmaya kalkışan bu uru metastaz yapmadan temizleyebilecek güçlü siyasi iradenin milletin her daim teveccühünü kazanmış Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti hükümetlerinin olacağını göstermiştir. 17-25 Aralık’tan bugüne Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bu hain örgüte karşı ortaya konan yüksek kararlılık hem milletimizin takdir ve desteğini toplamış hem de devletimizin tüm kurumlarıyla bu hain örgüte karşı verilen mücadelede yekvücut olmasını sağlamıştır” dedi.

“DİMDİK AYAKTA DURARAK DEVLETİN HUKUKUNU KORUDUK”

FETÖ’ye karşı güçlü bir mücadele verildiğine dikkat çeken Ünal, sözlerinin devamında, “17/25 Aralık’la birlikte millete suikast yapmaya kalkışanların ortaya çıkarıldığı gündür” dedi. Ünal, “FETÖ denen bu hain terör örgütüne karşı güçlü bir mücadele verilirken, tıpkı 15 Temmuz’a tiyatro, 20 Temmuz’a kontrollü darbe dedikleri gibi verilen mücadeleye gölge düşürmeye çalışanlar, 17-25 Aralık’ta da FETÖ’nün söylemlerini sahiplenerek itibar cellatlığına soyunmuştur. Siyaseti millete rağmen ve AK Parti düşmanlığı olarak gören ve yine her fırsatta Türkiye düşmanı odakların içerideki sözcülüğüne soyunan bu güruh 17-25 Aralık’tan sonra her fırsatta FETÖ’ye siper olmuş ve FETÖ’nün yanında saf durmaktan hayâ etmemiştir. Oysa 17-25 Aralık bu ülkeye, bu millete suikast yapmaya kalkışanların ortaya çıkarıldığı gündür, bizim de dimdik ayakta durduğumuz ve bu ülkeyi bugüne taşıdığımız gündür. Ve biz o gün dimdik ayakta durarak siyasetin de devletin de hukukunu koruduk. Nihayetinde ne o gün de, ne de 15 Temmuz’da ne bu hain yapıya, ne de vesayet odaklarına millet iradesinin emaneti olan devleti teslim etmedik millet bize görev verdiği sürece de her ne pahasına olursa olsun etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz