İhtimal bir deprem senaryosunda kentsel dönüşümün önemi ve neler yapılabileceği hakkında değerlendirmelerde bulunan Mimarlık Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Kemal Ferit Çetintaş, “Ciddi can ve mal kaybını önlemek için kentsel dönüşüm zorunlu hale geldi. Bu yüzden konunun gerekliliği ve aciliyeti tartışılamaz” diyerek uyarılarda bulundu.

Kentsel dönüşümün amacı; afet riski altındaki alanlar ile afet anında yıkılma ve ağır hasar görme ihtimali bulunan riskli yapıların tespitinin yapılarak fen ve sanat standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemektir. Bu anlamda beklenen büyük İstanbul Depreminden fazla etkilenmemek, can ve mal kaybını en aza indirmek amacıyla şehirde kentsel dönüşüm hız kazanmış durumda.

Konuyla alakalı olarak kentsel dönüşümün özellikle İstanbul için öneminden bahseden İstanbul Arel Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Kemal Ferit Çetintaş açıklamalarda bulundu. “Türkiye’nin en kalabalık nüfus ve binaya sahip olan kenti İstanbul 39 ilçeden oluşmaktadır. Her ilçedeki yapı sayısı, yapım dönemi ve yapıların nitelikleri farklılık göstermektedir. Özellikle 1999 depreminden önce yapılan binaların yoğunluklu olarak bulunduğu ilçelerde ve gecekondu bölgelerinde kentsel dönüşüm faaliyetlerine öncelik verilmelidir” şeklinde konuştu.

“Gereklilik ve aciliyeti tartışılamaz”

Depremin etkisinin sağlık, sosyal ve ekonomik anlamda tüm yurtta doğrudan ve dolaylı olarak hissedileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Kemal Ferit Çetintaş; “Kentsel dönüşüm çalışmaları son dönemlerde hız kazanmasıyla beraber, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından bu çalışmalar için vatandaşlarla temas kurulmaya başlanmıştır. Riskli yapıların yoğun olduğu bölgelerde kentsel dönüşümün gerekliliği ve aciliyeti tartışılamaz. Bu bölgelerde kentsel dönüşüm yapılmadığı takdirde ciddi can ve mal kayıplarının yaşanması beklenmektedir” dedi.

“Yapının geçirdiği değişimler de takip edilmeli”

1999 depreminden sonra bina tasarımı ve bina üretim süreci özellikle depreme dayanıklılık açısından geliştirildiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Çetintaş, “Yeni yapılan binalar deprem yönetmeliğine uygun yapılmakta ve yapım sürecinde ilgili kurumlar tarafından denetlenmektedir. Ancak yapının kullanım sürecinde kullanıcı kaynaklı geçirdiği değişimlerin takip edilmemesi risk oluşturmaktadır” diye belirtti.

Kentsel dönüşüm ve yenileme arasındaki fark nedir

Kentsel dönüşüm ve kentsel yenileme arasındaki farklılıklardan bahsederek sözlerini tamamlayan Çetintaş, “Ülkemizdeki ilgili mevzuatta yer alan kentsel dönüşüm kavramı ile uluslararası literatürde yer alan kentsel dönüşüm kavramı farklı şekilde tanımlanmaktadır. Renewal (yenileme) ise kentsel müdahale biçimleri arasında yer almaktadır. Kentlerdeki fiziksel ve toplumsal bozulmalara karşı kullanılan en önemli müdahale biçimleri arasında kentsel yenileme yer almaktadır. Kentsel dönüşüm (urban transformation) ise Türkiye’ de özellikle 1999 depremi sonrasında gündemde yer alan bir kavramdır. Kentin bir bölümünü ve mevcut yapı stokunu altyapısı ile birlikte yenilenmesini kapsamaktadır” dedi.

Kaynak: iha