Bir akademisyen olarak uğraşımızın tamamına yakınını eğitim ve araştırma faaliyetleri oluşturmaktadır. Bununla birlikte yıllardan beri eğitim ile ilgili yazılanları okumaya, konuşulanları dinlemeye ve zaman zaman akademisyen arkadaşların yorumlarını anlamaya çalışırım. Bunların ne kadar eğitim ilke ve kuramlarına uyduğunu bilgi ölçüsünde tartmaya gayret ederim.  Diğer yandan günlük hayatta da sık sık mutluluk eğitimi, seyahat eğitimi gibi çok farklı alanlarda eğitim verildiğine (!) rastlamak mümkün. Bunların bir kısmı için eğitim değil de bir konuda “sunum/anlatım” yapılacak dense daha doğru olmaz mı diye düşündüğüm olur. Bu tartılama ve düşünmeler aşağıda paylaşacağım sonuçlara ulaşmama neden oldu.

Ülkemizde günümüz eğitim istatistiklerine göre nicel (kemiyet, miktar, sayısal) yönden önemli bir sorun yoktur (bk. YÖK ve MEB sitesi). Hatta öğrenci ve öğretmen fazlalığı kamuoyunu meşgul edecek bir sorun haline gelmiştir. Sorun nitelik yönündendir: Nitelik eksikliği eğitimciler, eğitim sistemi ve öğrenciler yönünden değerlendirilmelidir.

Nitelik

Eğitim/öğrenme psikolojisi alanında önemli çalışmalar yapan ve niteliğe dikkat çeken önemli kuramcılardan biri de Benjamin Samuel Bloom’dur. (1913-1999). Bloom 1973’de Edward Thorndike başarı ödülüne layık görülmüştür.  Thorndike Kariyer Başarı Ödülleri, eğitim psikolojisinde önemli çalışmalar yapanlara Amerikan Psikoloji Derneği'nin verdiği bir ödüldür. Ödül, ilgililere eğitim psikolojisinde en iyi araştırmaları yaptıkları için verilir. Yani bu ödüle layık görülen birinin eğitim psikolojisinde bilgi, teori veya uygulamaya önemli ölçüde katkıda bulunan özgün, bilimsel, deneysel temelli araştırmalar yaptığı anlaşılır.

Bu kadar ödüle layık görülen Bloom öğrenme için ne demiş: Öğrenim modellerinden Bloom’un “Tam Öğrenme Modelinde” (a) öğrencinin niteliği, (b) öğretimin niteliği ve (c) öğrenme ürünlerine dikkat çekilmekte. Bu modele göre “öğrencinin ve öğretimin niteliği gereken düzeye ulaşınca tam öğrenme gerçekleşmektedir”. (ayrıntı için bk. Prof. Dr. Ö. Demirel, Eğitimde Program Geliştirme)

Bu modellerde “nitelik” kavramına vurgu yapılmaktadır. Öğrencinin niteliğini bir sonraki yazıya bırakarak eğitim sürecinde önemli yeri olan eğitimcinin niteliğini öncelikle irdeleyelim.

Nitelik, keyfiyet veya kalite anlamındadır. Keyfiyeti/niteliği “iyi olma durumu” olduğunun açıklanması konunun daha sarih anlaşılmasına yardımcı olacaktır.  O halde eğitimde başarıdan söz etmek için nitelik konusuna öncelik verilmelidir.

Eğitimci

Eğitimci (terbiyeci), “eğitim” işiyle uğraşan kimse anlamındadır. Bu tanımda eğitimciyi anlamak için eğitimin ne olduğunu anlamak gerekir.  Eğitim (terbiye), çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında, doğrudan olarak veya dolaylı “yardım etme” anlamındadır (TDK).

O halde eğitimci eğitim almak isteyene yardımcı olan kimsedir. Modern anlamda eğitimcinin rolü “rehber olmaktır”. Çağdaş anlamda bir iyi eğitimci öğrenim rehberliğini hakkıyla yapabilendir. Bunu yapabilen eğitimcilerimiz yanında hala bu modern rolü bilmeyen eğitimcilerimiz az değildir. Eğitim konusunda bilgi ve bilinç seviyesinde olanlar hariç kurumlarda (okul ve üniversiteler) eğitim verenleri dinlediğimde eğitimde kuram geliştirmiş (!) gibi konuşmalarını kah üzülerek kah gülerek dinlerim. Bunları İvan Petroviç Pavlov (1849-1936) yaşayıp da dinlemiş olsaydı veya eğitim metotlarını gözlemleseydi madalya takardı.

Bir alanda uzman olmanız (sağlık, mühendislik, fen bilimleri vs), eğitim faaliyeti içinde görev yapmanız nitelikli bir eğitimci olduğunuz anlamına gelmez. Günümüzde eğitim psikolojisi, öğrenim yöntemleri konusunda önemli mesafeler alınmıştır. Bu yöntemler konusunda bilgi ve bilinç sahibi olunmadan başarılı bir eğitim ve eğitimci olmak zordur.

Son söz: Yemek yapan herkes aşçı değildir.