Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’nce 2015 yılında ‘Yaşlı Dostu Kent’ ödülüne layık görülen Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, bu ödülü taçlandırmak için Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından hazırlanan Yaşlı Destek Programı’nı da başarılı bir şekilde sürdürüyor. YADES kapsamında Kahramanmaraş’ta 65 yaş üstü olup da yalnız yaşayan ve günlük yaşamlarını tek başına sürdüremeyen yaşlıların sağlık durumları, kişisel bakımları, yaşadıkları evin temizlik ihtiyaçları ve sıcak yemekleri karşılanıyor. Ayrıca yine Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile kurulmuş olan ve tamamen gençlerden oluşan Kahramanmaraş Gönüllü Gençlik Hareketi de dezavantajlı bireylerin yüzlerini güldürmeye devam ediyor. YADES kapsamında kış ayı öncesinde yaşam şartlarının ağırlaşması nedeniyle bütün dezavantajlı gruplar taranırken, özellikle evi kışa uygun olmayan yaşlılar tespit edilmişti. Yapılan tespitlerin ardından ise kendini “Kahramanmaraş Gönüllü Gençlik Hareketi” olarak tanımlayan bir grup genç, yaşlıları ziyaret ederek evlerinin bakım ve onarımlarını imkanları el verdiğince yaparak, daha rahat yaşam sürmelerini sağlıyor. Ayrıca bu durumdaki vatandaşlara Büyükşehir Belediyesi tarafından günde üç öğün sıcak yemek ulaştırılırken, yalnız olmadıklarına dikkat çekiliyor. Gönüllü Gençlik Hareketi’nden gençlerin evini onardığı son kişi işi 73 yaşındaki Bekir Başlayıcı oldu. Bekir amcanın evi gençlerin özverili çalışmalarıyla yaşanacak bir hale dönderilirken, Bekir amca da mutluluktan yere göğe sığamadı. Bekir amca yaşadığı zorlukları ise gazetemize anlattı.

“ÇOCUKLUĞUM ÇALIŞARAK GEÇTİ”

Çocukluğunun hep çalışarak geçtiğini anlatan Bekin Başlayıcı, “Ben Kahramanmaraş’ta doğdum, çocukluğum benim hep çalışarak geçti. Biraz büyüdükten sonra biraderimle sanayide çalışmaya başladım. O zamanlar para yoktu, pul yoktu mecburen çalışıyorduk. Ben nerdeyse her gün küçüklüğümde soğan ekmek yerdim. Biraz büyüyünce de balığı çok sevdim. Sonra bir ustam bana taş üstüne taş koymasını öğretti, ağabeyim dedi ki, “başımıza adam mı oldun, taş üstüne taş koyunca” dedi. Bende o işi bıraktım, sonra beni Kümbet’e güreş yapmaya götürdü. Güreş yaparken bana iki tekme attı ben de kaçtım, Mehmet Dilaver diye bir adam vardı, bana destek oldu. Ben biraderimden hiç harçlık bile almadım. Sonra halde hamallık yaptım, para kazanmak için. Biraderim Mehmet dedi ki, “Senin arkadaşın iyi saz çalar, atması da iyidir de atmasını öğrenme ama sazını öğren” dedi. Adama beni teslim etti, eti senin kemiği benim dedi. Kayabaşı’ndaki Meslek Lisesi’nin yanındaydı dükkanı, onun dükkanında epey çalıştım ben. Sonra baktım olacak gibi değil oradan başka bir yere gittim, sonra oradan da ayrıldı sanayide işe başladım. Sonra dükkan yandı, bize bir şey olmadı ama. Mecburen oradan da ayrıldım, bu sefer marangozda işe girdim. Orada sandık yapmayı öğrendim, bir sürü gelin sandığı yaptım. Öyle sandıklar yapardım ki, içine suyu doldur İstanbul’a götür, hiç su kaçırmazdı” dedi.

“KEDİMLE BİRLİKTE TEK BAŞIMA YAŞIYORUM”

İki kere evlendiğini fakat yaşadığı sorunlar nedeniyle ayrılmak zorunda kaldığını dile getiren Başlayıcı, “Orada çalışırken birisiyle evlendim, karım fabrikada çalışırdı hiç yemek yapmazdı. Sonra beraber yaşayamaz olduk, o karımla çok zor boşandık. Sonra başka birisiyle evlendim, iki yıl evli kaldık ama onunla da ayrıldık. Sonrasında da bir daha evlenmedim, bu küçük evimde tek başıma yaşıyorum. Bir tane kedim var, onunla uğraşıp duruyorum. Benim tek arkadaşım kedim, en çok günümü onunla geçiriyorum” şeklinde konuştu.

“BALIK TUTMAYI ÇOK SEVİYORUM AMA...”

Balık tutmayı çok sevdiğini fakat sağlık sorunları nedeniyle iki yıldır balık tutmaya gidemediğini ifade eden Başlayıcı, “Ben balık tutmayı çok seviyorum. Genellikle tuttuğum balıkları yiyorum ya da bana yardım eden insanlara dağıtıyorum. Önceden Aksu Nehri’nde tutuyordum sonra orası kirlendi, Ceyhan Nehri’nden tutmaya başlamıştım. Son iki yıldır da hastalıklarım nedeniyle çok fazla gidemiyorum ama tekrar balık tutmayı çok istiyorum. Balığa gittiğimde ordakilerin de karnını doyuruyordum, o zaman ben hasta olmuyordum. Benim babam kasaptı, babam dükkana girene Türk olsun, Laz olsun, Çerkez olsun herkese yemek yedirirdi. Ben de babamdan böyle gördüm, hep tuttuğum balıkları diğer insanlara yediririm. O zamanlar merkezde çok fazla dükkanda yoktu, babamın kasabı vardı, Cumhuriyet Lokantası vardı bir de Çocuk Bahçesi’nde paçacı vardı o zamanlar” ifadelerini kullandı.

“GENÇLERDEN ALLAH RAZI OLSUN”

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nin ve çevredeki vatandaşların yardımıyla geçimini sağladığını anlatan Bekir amca, gençlerin evini onarmasına da duygulanarak, “Çevredeki vatandaşlar bana çok yardım yapıyorlar. Arada bir büyük ağabeyim var, onlar gördüğü zaman yardım ediyorlar. Balık tutmaya gidiyorum, tuttuğum balıklarla arkadaşların karınlarını doyuruyorum, onlar da bana para veriyorlar. Dostlarım yardım ediyorlar, sağ olsun komşularım benimle ilgileniyor. Büyükşehir Belediyemiz sağ olsun her gün bana yemek getiriyor, günde üç öğün yemek veriyorlar bana onların sayesinde aç kalmıyoruz. Aç kalmıyorum ama evimin düzenlenmesi için büyüklerimizden yardım istiyordum. Evimi oturacak vaziyete getirmek, daha rahat yaşamak istiyordum. Zaten bacağımın birisi sakat, bir dolap gerek, çamaşırlarımızı yıkayacak bir şey de gerekli. Sağolsun gençler bir anda evime geldi beni habersiz yakaladılar. Evimi tam da istediğim gibi hem temizlediler hem de boyadılar. Pencerelerimi tamir ettiler, artık soğuğu daha az hissediyorum. Küçük de olsa evim böyle daha güzel oldu daha rahat yaşayacağım. Emeği geçen bütün herkese teşekkür ediyorum. O gençler çok iyi gençlerdi, Allah onlardan razı olsun. Büyükşehir Belediyesi’ne de ayrıca teşekkür ediyorum” açıklamalarında bulundu.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz