Eylül en güzel okul şarkılarının söylendiği ay… Eylülde gel der Alpay. Nihayet okullar açılıyor, çocuklarda heyecan, velilerde koşturmaca. Lakin son yıllarda milli eğitim dediğimizde kalbimizin bir tarafı cız etmiyor değil. Değiştire değiştire ne olduğu anlaşılamayan uygulamalara ve sistem dediğimiz o karmaşa da ortaya çıktığından beri, veliler de çocuklarda güvensiz. Güvenin ve kaygının olduğu bir sistemde, başarı beklemek imkânsız. Her eğitim sistemi değiştiğinde bir eğitimci olarak çocukların gözündeki o umutsuzluğu ve güvensizliği görmek beni kahrediyor. En son yapılan üniversite sınavındaki değişiklikler ve yeni sistem bir çok başarılı öğrencinin boşta kalmasına, yerleşememesine sebep olmuştur. Son anda yapılan değişiklikler intihardır.

Şu aralar biraz yüreğimize su serpildi diyebiliriz. . Yeni bakanımız Ziya Selçuk, konuşmaları ve açıklamalarıyla eğitim sistemine çok güzel artılar kazandıracağının sinyalini verdi. Geldiği ilk günlerde öğretmen şikâyet hattını kaldırdı. Bu hat son yıllarda veli ile öğretmen arasına top tüfek koymuştu. Özgüven ve motivasyonunu bozmuş, sahalardan biraz kendini çekmesine sebep olmuştu. Açıkçası bu iptal bütün öğretmenleri onurize etti.

Öğretmeni şikâyet konuları ve şikâyet sebepleri o kadar yersiz ve komedi haline gelmişti ki sayın bakan bunu biliyordu demek ki diyorum. Öğretmen haddini bilir, eğer haddini bilmeyen varsa, zaten şikâyet edilecek yer bir telefon hattı olamaz. Bu aşağılayıcı bir uygulamadır. Saygının ve sevginin bittiği yerde eğitim olamaz. Öğretmen sevgi odaklıdır karşılığında sadece saygı bekler. Hz. Ali demez mi bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum diye. Biz köleler değil, bizi seven güzel gönüller istiyoruz. Bu çok mu dersiniz…

Daha yapılacak çok iş, düzeltilecek çok hata var ne yazık ki.