Evet sinema tutkum vardır. Düşündüren, akıl ve ruh penceresinde yeni ufuklar açan özellikle felsefi filmleri özenle seçer izlerim. Ancak TV’de haber programları ve spor programları dışında pek bir şey izlemem.

“Yalancı”  Okuduğum bir haberde Burçin TERZİOĞLU ve Salih BADEMCİ’nin üstün performansına dizilen methiyeler neticesi izlediğim dizi.

Oyunculuklar gerçekten başarılı. Özellikle Burçin TERZİOĞLU karakterini yaşıyor. Ancak dizinin konusu, oyuncuların başarılı performansları yanında bilinç altına işlenen, dikte edilen “doğrular” var ki hangi kültür, örf, gelenek, göreneğe göre doğrular kesinleşmiştir, tartışılır.

Hukuk mu, evet İstanbul sözleşmesi ve ekinde getirilen hukuk anlamında dikte edilen “doğrular” bu doğrulardır.  

Biraz daha açalım.

Efendim bu doğrulara göre; bir kadın bir erkek ile gezebilir, ardından sinemaya gidebilir, ardından akşam yemeğine çıkabilir, ardından erkeği evine davet edebilir, ardından kırmızı şarap ikram edebilir, ardından yatak odasına geçebilir. Ardından kısmi yakınlaşabilir. Ancak tüm bu ardındanların ardından hayır diyebilir.

Erkeğin ısrarı taciz, devamı tecavüz kabul ediliyor. TCK ‘na göre tekamül eden ceza 20 yıla kadar hapis cezası.

Kadının beyanı esas, duyguları arzu ve istekleri koruma altında erkek duygusuz bir makine.

Kadını korumak, pozitif ayrımcılık yapmak adına çıkartılan yasalar, maalesef ne kadını koruyabiliyor, nede aile huzuruna katkıda bulunuyor. Ve hatta şiddeti körüklüyor. Kadın erkek eşitliğinden ziyade kadın üstünlüğünü savunan feminist bakış açısının ekmeğine yağ sürüyor.

Yalancı dizisinde kimin yalan söylediği karmaşası ile elde edilmeye çalışılan reytingten çok daha önemli şeyler var. Yalancı dizisinin sunduğu “özgürlükçü” kadın silüeti Türk aile yapısı temeline konulmuş bir bombadır.

Hukuksal doğrular Türk ve Müslüman örf geleneklerine göre değil de Fransız yada İngiliz doğrularına göre oluşturulursa maalesef biz kadına şiddet haberleri okumaya devam edeceğiz.

Konu ile ilgili bir vatandaşımızın çokça gerçekçi bir ifadesi ile yazımıza son verelim;

“Abi ben asansöre bir bayan ile yalnız binmeye korkuyorum. Bana dokundu, sarkıntılık etti dese 8 yıl yatarım. “

Evet, kadının beyanı esas. Erkek korkmakta haklı.