Kahramanmaraş Sanayici ve İş Adamları Derneği (KASİAD) bünyesinde kurulan Genç KASİAD, kısa sürede önemli çalışmalara imza atıyor. Düzenlediği programlarla üyelerini ekonomiye yönelik en iyi şekilde bilgilendiren Genç KASİAD, ‘Ekonomi Buluşmaları’ adını verdiği toplantılara hız kesmeden devam ediyor. Ekonomi Buluşmaları’nın bu kez ki konuğu ise Koç Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü’nden Kamil Yılmaz oldu. Ramada Otel’de düzenlenen programa KASİAD Kahramanmaraş Şube Başkanı Ali Arpasatan, iş adamları, KASİAD ve Genç KASİAD üyeleri yoğun ilgi gösterdi. Programda ilk olarak KASİAD Başkan Yardımcısı Hikmet Gümüşer ve Genç KASİAD Başkanı Burak Orhan Arifoğlu birer selamlama konuşması yaptı. Ekonomi Buluşması’nda konuşan Kamil Yılmaz, Türkiye’nin güncel ekonomik durumunu, Türk ekonomisinin 3 ve 4’ncü çeyrekte büyüme beklentilerini, cari açıkta meydana gelen olumlu gelişmelerini, genç nüfus avantajının gelecek dönemlere etkisini, 2023 Türkiye ekonomi projeksiyonunu ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası politikalarını derinlemesine değerlendirdi.

EKONOMİK DURUMU DAHA İLERİ TAŞIMAYA ÇALIŞIYORUZ”

KASİAD olarak hem Kahramanmaraş’ın hem de Türkiye’nin ekonomik durumunu daha ileriye taşıma hedefiyle çalışmalarını sürdürdüklerini belirten KASİAD Başkan Yardımcısı Hikmet Gümüşer, “Bizler Türkiye'nin önemli sanayi şehirlerinden biri olan Kahramanmaraş'ta faaliyet gösteren ve kökleri 1998 yılına dayanan Kahramanmaraş Sanayici ve İş Adamları Derneği olarak tam 21 yıldır hem şehirlerimizin, hem de ülkemizin ekonomik durumunu daha ileri taşımaya çalışıyoruz. 1924 yılında, Cumhuriyetimizin ilanından hemen sonra, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde İzmir İktisat Kongresi ile başlayan ülke ekonomisini kalkındırmayı hedefliyoruz. Tüm ülkelerin ekonomik tarihçelerine baktığımızda inişli çıkışlı dönemlere rastlıyoruz. Biz de Türkiye olarak yükseliş ve inişe şahit olduk. Hala da oluyoruz. Ekonomiyi oluşturan 3 unsur vardır: insan, ürün ve sermaye. Bugün bir ülkeyi ziyaret etmek isterseniz pasaport ve vizeye ihtiyacınız var. Bir ürün göndermek isterseniz bunu da gümrük prosedürleri alır. Günümüzde sermayenin hiçbir izne ihtiyacı yoktur. Bir ülkeden diğerine rahatlıkla seyahat edebiliyor. Günümüz ekonomisini değerlendirirken sermayenin serbestçe dolaşılabilir olduğunu göz ardı etmememiz gerekir. Bu alanda hem ülkemizin, hem de diğer ülkelerin Merkez Bankası kararları vardır. Döviz hareketlerini iyi okumamız gerekiyor” dedi.

ÜLKEMİZİN MEVCUT EKONOMİK DURUMUNU DİNLEYECEĞİZ”

Türkiye’nin mevcut ekonomik durumunu anlatmak amacıyla Ekonomi Buluşmaları programları düzenlediklerini anlatan Gümüşer, “Bugün KASİAD olarak sizlerle ülkemizin mevcut ekonomik durumunu, gelecek döneme ait risklerini ve avantajlarını global sermaye hareketlerini de göz önünde bulundurarak yorumlamaya çalışacağız. Bu amaçla 1997 yılında Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun olmuş, 1992 yılında doktora ve lisans belgelerini Beykent Üniversitesi'nde almış, 1994 yılında Koç Üniversitesi ailesine katılmış ve ekonomik bölümdeki üyeliği devam eden, 2010-2014 yılları arasında Pensilvanya Üniversitesi'nde öğretim üyeliği görevini yapmış olan Sayın Kamil Yılmaz hocamızın bilgilerini aktaracağız. Kendisine bizleri kırmayıp, buralara kadar geldiği için minnettarız” ifadelerini kullandı.

KAHRAMANMARAŞ OLARAK EKONOMİYE YABANCI DEĞİLİZ”

Gümüşer’in ardından kürsüye gelen Genç KASİAD Başkanı Burak Orhan Arifoğlu ise yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı, “Bugünkü etkinliğimizin teması ekonomi. 2018 yılından sonra 7'den 70'e herkes ekonomiye ilgi duymaya başladı. Enflasyonla ilgili çok fazla soru alıyoruz. Biz Kahramanmaraş olarak ekonomiye ve bu tarz ilişkilere pek yabancı değiliz. Sanayi şehriyiz. Bunun yanında maalesef birçoğumuzun döviz borcu var. Biz uzun yıllardır bu kuruma hizmet ediyoruz ve kendimizin güncel sorunlarını gidermek için böyle etkinlikler yapıyoruz. Şunu söylememiz lazım ki biz saldırının farkındayız. Krize yakın bir durumumuz var. Uzun vadeli ve yapıcı çözümler yerine, kısa dönemli çözümlerle ekonomimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz. Belki de uyku ilacı verilmesi gereken ekonomimiz sürekli koşuşturmaya çalışıyor. Türkiye ekonomisinin geçmişine baktığınızda bu zincir olarak hep devam etmiştir. Bu yüzden geçmişten bugüne ve geleceği konuşmak için Sayın Profesör Kamil Yılmaz'ı davet ettik. Ben çok isteyerek ekonomi bölümünü seçtim. Benim ekonomiye olan ilgimi artıran şey ekonomiye giriş dersini almam oldu. Benim için bu dersi daha özel haline getiren de Kamil hocam oldu. Tekrar size çok teşekkür ederim.”

EKONOMİ İLE İLGİLİ CİDDİ BİR SORU İŞARETİ VAR”

Ardından kürsüye gelen Prof. Dr. Kamil Yılmaz ise hazırladığı sunum eşliğinde ekonomiye dair önemli yorumlar yaptı. Türkiye’de gelir dağılımlarının düzeldiğini aktaran Yılmaz, “Değerli konuklar, öncelikle burada bulunmaktan şeref duyduğumu ve memnuniyetimi sizlerle paylaşmak itiyorum. Beni buraya davet eden öğrencime özellikle teşekkür ediyorum. Biz iktisatçılar konuşmayı severiz. Türkiye ekonomisi de bize her zaman imkân sağlar sağ olsun. Aslında ekonomist olmak için Türkiye'de çok fazla neden var. Biz krizleri düzenli yaşıyoruz. Ben 1980 krizinin arkasından üniversite seçimini yaptım ve o zaman iktisat seçip bozuk olan gelir dağılımını düzeltmek istemiştim. Ben gelir dağılımı çalışmıyorum, bakanlık da yapmadım ve yapmayı da düşünmüyorum. Gelir dağılımları biraz düzeldi, çok da iyi oldu ama kendime güzel bir meslek edindim ve sevdiğim işi yapıyorum. Öğrencilerime ve ilime de faydalı oluyorsa ne mutlu bana. Bunları görmek gerçekten beni mutlu etti çünkü sizin ekonomi ile ilgili nereye gittiğimiz konusunda ciddi bir soru işareti var kafanızda. Onu görebiliyorum” şeklinde konuştu.

EKONOMİ ÇOK HASSAS VE ÇOK DİKKAT ETMEMİZ GEREKİYOR”

Türkiye’nin ekonomisinin çok hassas olduğunu kaydeden Yılmaz, hükümetin dikkatli adımlar atması gerektiğini belirterek, “Ekonomi çok hassas ve çok dikkat etmemiz gerekiyor gerçekten. Hükümet olarak dikkatli adım atılması lazım, bir kıvılcımla enflasyon %50'lere çıkar demiştim. Biz 25 yıl %65 ortalamayla enflasyon yaşamıştık. Bunu sonlarında da grafiklerle göstereceğim. Dünyada yüksek enflasyonla bu kadar uzun zaman yaşamış olan başka bir ülke yok. Bu da bizimle ilgili bazı bilgiler veriyor. Bugün ağırlıklı olarak dünya ekonomisi üzerine konuşacağız. Dünya ekonomisi bizim işimizi hem kolaylaştırıyor, hem de uzun vadeli zorlaştırıyor. Dünya ekonomisi 90'lı yıllarda ortalama %8 büyürken, 2000'li yıllarda %8 ve 10 aralığında büyüyor. Kriz sonrasında baktığımızda ise %4 civarı. Dünya ekonomisinin büyüklüğüne baktığımızda dünya üretiminin özellikle 2000'li yıllarda %6'ya yakın bir büyümeden bahsediyoruz. Bu dönem ve öncesinde de belki biraz daha yavaş ama Çin'in dünya ekonomisine ve ticaretine aktif olarak girdiği bir zamandır. Bu dönemde de dünya ekonomisi oldukça hızlı büyüyor. Kriz sonrasında dünya ekonomisinin büyümesi %4'ün altına iniyor ve bazen daha da aşağı iniyor. Onlar kriz öncesi %2'lerle büyürken daha sonra %2'nin altında büyüyorlar. Daha sonra mavi çizgideki gelişmekte olan ülkeler %8 civarında büyürken kriz sonrası döneme baktığımızda da onlar da %4'e kadar düşüyor” dedi.

DÜNYA EKONOMİSİ YAVAŞ BÜYÜYOR”

Dünya ekonomisinin yavaş büyüdüğünü anlatan Yılmaz, sözlerine şu şekilde devam etti, “Yani dünya ekonomisindeki yavaşlamanın bir nedeni gelişmekte olan ülkelerin de yavaşlamasıdır ve ortalama kırmızı çizgi ondan dolayı düşük olarak gidiyor. Bunlar İMF'nin tahminleri. Yaklaşık 5 yıldır yapıyorlar. 2011'de yaptığı tahmin %4'lük. Arkasından gelenlere baktığımızda onlar da 4 ile 4 buçuk aralarında. Giderek İMF'nin tahminleri de %3'e doğru iniyor. Yani artık uzun vadeli büyümede dünya ekonomisinin de tahminlerini alarak büyüme, %3 battı civarında olarak gerçekleşiyor. Bunu bir yere yazmamız lazım. Dünya ekonomisi yavaş büyüyor. Sırada Amerika'nın politika faizi var. Gördüğünüz gibi bu para politikası %20'leri bulmuş zamanında. Şimdi ise %0'larda. Bunlar Amerika'nın durgunluk dönemleri ve bu dönemde faizlerin düşürülmesini bekliyorsunuz. Şu anda Amerika'da durgunluk olmamasına rağmen faizler çok daha düşük ve en fazla %1'lerde dolaşmakta. Yani Amerika geçmişte bu faizlerle de büyüme sağlarken şimdi 0'lara doğru gelmiş. Biz oldukça yüksek faizler veriyoruz” açıklamalarında bulundu.

AMERİKAN EKONOMİSİ YÖNÜNÜ BULMAKTA ZORLANIYOR”

Amerika’da faizlerin neden düşük olduğunu grafiklerle anlatan Yılmaz, konuşmasına şu şekilde devam etti, “Şimdi neden Amerika'da faizlerin düşük olduğunu açıklayayım. Amerika %3'lerle büyüyebilmek için faizlerini bu seviyeye indirdi. Geçmişte %3'lerde büyüyebiliyordu bu faizler şimdi bu rakamlarla çok genişlemeci para politikaları kullanmalarına rağmen ekonomik büyümeyi kalıcı hale getiremiyorlar. Zorlanıyorlar ve ekonomi birkaç yerde büyüyor sonra tekrar yavaşlıyor. Sürekli çelişiyorlar. Örneğin cuma günü istihdam rakamları açıklandı. Beklenti 80 bin iken 170 bin çıktı. Bir anda Amerikan Merkez Bankası'na faiz indirimiyle biraz ötelemesini söz konusu ettik. Ondan bir önceki açıklama tam tersi yöndeydi. Yani Amerikan ekonomisi yönünü bulmakta zorlanıyor. Bunun neden böyle olduğunu anlatmaya çalışacağım. Uzun dönemli trendleri anlamamız açısından bu önemli. Baktığımız zaman Amerika'nın aslında 1980'lerden bunu yana bir sorunu var. Yani gelir dağılımı bozuluyor.”

BİZ ENFLASYONU KONTROL ALTINA ALAMIYORUZ”

Türkiye’de Merkez Bankası’nda yaşanan değişikliği değerlendiren Yılmaz, siyasetin ekonomiye yaptığı müdahalelerin enflasyonu artırdığını belirterek, “Merkez Bankası Başkanı'na kimse dokunamamalı. Amerika'da %22 enflasyon yapıldığı zaman doğru olarak kendisini kimse görevden almadı. Alamadılar çünkü yasa böyle gerektiriyordu. Zamanında %22'lere ulaşan bu değer Amerika'da enflasyonu kontrol altına almayı başarıyor. Sonrasında da faizler düştü. Bu dönemde bile faizlerin %2 buçuk artacağını düşünüyorum. Bunun en önemli nedeni başarılı bir Merkez Bankası Başkanı işini doğru yapmasına izin verildiği için Amerika enflasyonu kontrol altına aldı. Bizim başkanımız geçmişte ve bugünde de siyaset tarafından görevinden alınabildiği için biz enflasyonu kontrol altına alamıyoruz. Belirli bir dönem alsak da tekrar eski haline dönüyor. Bu enflasyonu yaratan bizim siyasi sistemimiz” dedi.

Yılmaz’ın sunumunun ardından soru-cevap kısmına geçildi. Hikmet Gümüşer ve davetliler sorularını direkt olarak Yılmaz’a yöneltti.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz