Bilgi insanın üzerinde çokça durduğu önemli olgulardan biridir. Varlık ve ahlakı tamamlayan bilginin ne olduğu hakkında sayısız eserler kaleme alınmıştır.

Bilenle bilinen arasındaki ilişki şeklinde ilk elden yapılan tarifi anahtar olarak kabul edilebilir. Bilen insan bilinen ise eşyadır. Somut ve soyut olarak ele alabileceğimiz bilinen ise maddenin ve ruhun var olan tartışmasız alemidir. Gündelik bilgi ile başlayan bu evre: sanat , teknik , dini , bilimsel , felsefi ve dini bilgi gibi alanlara ayrılır . Dini bilginin kaynağında Allah ve vahiy bulunur peygamberler aracılığı ile beşeriyete aktarılan bu bilgi moral alana mı yoksa bütün insani alana mı şamil tutulmalıdır? Sorularla genişleyen irfani dünya bu yüzyılın Pozitivist ve Materyalist düşüncesiyle çıkmazlara sürüklenmiş dahası yer yer de görmezden gelinmiştir.

Meteryalizmin hakim olduğu günlere geldik! Dinin geniş kuşatıcılığının siyasete mahkûm edilmesinin acı sonuçlarını yaşadık. Millet olma adına oluşturulan batı düşüncesi kadim düşünce dünyamızı allak bullak etti.

Dini düşünce bize neler söyler?

Farklı katmanları olan din bilgisi kendi içinde teorik yani kadar davranışlara da hüküm etmek imkanına sahip iken bu ihmal edildi. Din yaşam değerlerine, siyasete, sanata etki ederken metafizik bilgi deli ve meczuplar üzerinden tanımlanmak suretiyle parçalandı. Edebiyat alanı üzerine inşa edilen din bilgisi maalesef mitolojik ve destan figürleriyle akıl dışı bir alana itildi.

İslamda Dini Düşüncenin Yeniden Doğuşu adlı kitap da  Muhammet İkbal bu önemli konuyu gündeme alıp fikirlerin yeniden ihyasına çalıştı. İkbal e göre bu gün insanlık üç şeye muhtaç :

“ 1-Alemin manevi yorumu

   2- Ferdin manevi hürriyeti

   3-Manevi bir temel üzerinde insan  topluluğunun tekamülüne yön veren evrensel nitelikteki temel prensipler .” ( sh. 239 ) Önsözle başlayan kitap şu alt başlıkları taşıyor :  ilim ve dini tecrübe, dini tecrübe vahiylerinin felsefi ölçüsü , Allah kavramı ve ibadetin anlamı , insan benliği hürriyeti ve ölmezliği, islam kültürünün ruhu ve canlılığı , islam bünyesinde hareket prensibi , din mümkinattanmıdır. “ Bu kitap , İkbal in din , tasavvuf , metafizik , dinamizm ve çağdaş dünya Müslümanlarının durumu hakkında neler düşündüğünü bize doğrudan ve herhangi bir şüpheye imkan bırakmayacak şekilde anlatmaktadır “ (sh.10 )

Yayınlamasının üzerinden hayli zaman geçen bu eserin nitelikli okuma çalışmasıyla değerlendirilmesi şart. Felsefe ve tasavvuf kavramlarının ışığında yazılan kitap için sözlüklere ve düşünce tarihi kitaplarına ihtiyaç var umarım bu kitapları temin ederek okumaya başlarsınız yoksa ilerleyen bölümlere ulaşmanız mümkün olmaz.

Pozitivist ve materyalist fikirlerin sahaya egemen olduğu ülkemiz için can suyu kabilinden olan bu kitap defalarca okunsa yeridir. Yıkımdan kurtulup yeniden var olmaya çalışan Müslümanlar için bu kitap hayati öneme sahip .  Dinden kaynaklanan her düşüncenin ithama maruz bırakıldığı bu dönemlerde bu ve benzeri eserler bizi tekrar kadim dünyanın eşiğine bırakacak esenliğin gökkuşakları tekrar hayatımıza doğacaktır.