Butik oteli, butik mağazaları anlarım, çok duydum da, butik siyaseti ilk kez AK Parti Kadın Kolları Başkanı sayın Gül Çitil Okur ile sohbet ederken öğrendim! 24 Temmuz Basın Bayramı sebebiyle mensubu olmaktan onur duyduğum Büyükşehir Gazeteciler Cemiyetine nezaket ve başarı dileklerini içeren ziyarette sohbet ederken bu kavram ile tanışınca, ‘Dur!…’ dedim. ‘Buna dair bir köşe yazısı şart oldu!’

Öğrenmenin yaşı yokmuş, haklılarmış büyükler!

*

Önce bir gerçeğin altını kalın çizgilerle çizmem gerekirse, AK Partide siyaset yapan veya yaptığını zannedenler, Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın olağanüstü çabası, bitip tükenmek bilmeyen enerjisi ile varlıklarını sürdürür, varlık nedenlerini o büyük liderin kanatları altında icra ederlerken, bakın Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan geçen hafta ne yazmış; “Erdoğan’ın programının binde birini icra etsem, ayakta uyurum!”

Ki bu bir samimi itiraf ve gerçeğin ta kendisi.

Bugün yaşı 67’lere gelip dayanmış bir liderin, bu yaştaki temposuna, bırakın her günü, her dakikası bile dolu bir insana bu kadar yüklenmek de doğru mu, tartışılır.

*

Bayramı yok, seyranı yok. Hafta sonu yok, tatili yok. Oradan oraya sürüklüyor kendini. Ne için, kendini, davayı ve parti icraatlarını anlatmak, insanları bilgilendirmek için…

Peki, milletvekilleri, illerdeki teşkilat başkanları, kadın veya gençlik kolları temsilcileri O’nun bu temposuna ayak uydurabiliyorlar mı, en az O’nun kadar yoğun tempoda siyasetlerini sürdürebiliyorlar mı, hayır desem alınacaklar, evet desem ‘Yahu bak, Fiskeci abim hakkımızı teslim etmiş, büyük gazeteci canım!’ deyip pohpohlama yarışına girecekler.

Hiçbirini demiyorum.

O bakımdan, Ahmet Hakan’a hak veriyor, tespitlerinin tamamına katılıyorum. Milletvekilleri, belediye başkanları ve teşkilatları sayın Erdoğan’ın temposuna ayak uydurmaya çalışsınlar, denesinler bir, bir hafta yorgan döşek yatarlar da, yılan gibi kıvranır dururlar! Doktordan beri gelemezler valla!

O yorucu tempoya, o iflah olmaz trafiğe can mı dayanırdı? Allah esirgesin!

*

Neyse… Mesele Basın Bayramımızı kutlama nezaket ve zahmetinde bulunan sayın Gül Çitil Okur ile sohbet keyifliydi. Dernek Başkanımız sayın Aslan Deveboynu, Yardımcısı Mehmet Yüzbaşıoğlu, üyeleri bendeniz Mehmet Fiskeci, Faruk Aktemur ve Mahmut Beyaz, karşılıklı sözler ve cevaplarla samimi bir sohbet gerçekleştirdik.

Çitil’in de hayatında böyle bir sohbet ortamını bir daha yaşayacağını zannetmiyorum!

Okur, eskiden siyasetin kitlesel, bölgesel yapıldığını, ancak bugünkü siyasi arenada bunun siyasi yelpazelerin ve rüzgârların yer ve yön değiştirmesi sebebiyle butik siyasete dönüştüğünü anlattı.

Kitle siyaseti bitti. Şimdi insanlar bireysel ihtiyaçlarını, taleplerini ve şikâyetlerini birebir, siyasileri buldukları yerde iletmeye, çözmeye kalkışınca, toplumsal (kitlesel) siyaset rafa kalkmış oldu. Bu, parti içinde hem kopukluklara sebep olurken, hem de parti içinde gruplaşmaları, hizipleri ve ‘senin adamın, benim adamım!’ kavramını beraberinde getirdi, siyasiler de buna zemin hazırladı, çanak tuttu. Herkesin alıcısı, müşterisi çıktı!

*

Günümüzde siyasette artık herkes kendine oynuyor. Partilerde herkesin bir adamı var! Kendini de adamına göre dizayn ediyor, ayarlıyor, başkalarına da ayar vermeye kalkışıyor haliyle!

Kolektif siyaset tarihe karıştı. Şimdi her muhtarın, her gazetecinin, her partilinin kendine yakın bulduğu milletvekili, belediye başkanı, teşkilat başkanı varken, ‘büyük olsun hepimizin olsun zihniyeti’ yerine, ‘küçük olsun benim olsun!’ anlayışı egemen kılınınca, siyasetin de lezzeti kalmadı, tadı kaçtı.

Bu da ayrışmalara, ayrılıklara, basit ve kısır çekişmelere çanak tuttu, zemin hazırladı. Bu da hem teşkilat başkanlarının, hem milletvekillerinin, hem de belediye başkanlarının işine geldi.

Bu kavramı bize hatırlatan, anlatan, bizi bu kavramla tanıştıran, tartışmalı ve bol eleştirel geçen keyifli sohbeti için sayın Gül Çitil Okur’a teşekkür ediyorum.

Özetle, butik siyaset, kitlesel siyasetin genleriyle oynadı, ahlakını bozdu!

*

NOT: Butik, Fransızca bir kelime. Küçük mağaza demek. Genellikle kısıtlı miktarlarda yüksek fiyatlı, yeni modayı sunan, küçük, oldukça uzmanlaşmış giysi ve aksesuar mağazası…

Butik otel de, günümüzde 1 + 1 evler, pansiyonlar, rezidanslar, apartlar…

Bu kavramı bize hatırlatan, anlatan, bizi bu kavramla tanıştıran, tartışmalı ve bol eleştirel geçen keyifli sohbeti için sayın Gül Çitil Okur’a teşekkür ediyorum.