Erken seçim olacak mı olmayacak mı tartışmasının içinde aslında bir konuyu hem hatırlatmak hem önemini vurgulamak isterim “ siyasal katılım”

Siyasal katılım Kamu politikaları oluşturulması, yasalaştırılması gibi konularda vatandaşların seçilenleri etkileme amacı ile yaptıkları eylemlerdir. Bu eylemler ve düşünceler ister muhalefet olsun ister iktidar partisinin göz ardı edemeyeceği girdiyi oluşturur. Hepimiz aslında az ya da çok bir şekil de siyaset ile ilgilenir, konuşur, aktif yer alır ya da uzak durup bir tavır takınırız birçoğumuz mitinglerde bulunmuş ya da taleplerimize hangi parti cevap veriyor diye televizyon ve sosyal medyadan konuşmaları takip etmişizdir. Burada anlaşılacağı üzerine siyasal katılım sadece oy vermek değil en basit kahvehane sohbetinden en radikal hareketlere kadar geniş bir çerçeveyi kapsar. Eğitim, kültürel, çevresel vb. etkiler ile bu yelpazede farklı yerlerde durabiliriz bu katılım surecinde bireyler, partiler ve baskı grupları önem kazanır kısaca baskı grupları ve partilerden bahsetmek gerekirse

  • Baskı grupları: iktidara gelmek amacı gütmeyen çeşitli amaçlar için bir araya gelmiş ancak siyasetin kendisi ile ilgili bir karar almasında tepki gösteren gruplardır bunlara en yakın zamanda toplanan asgari ücret görüşmelerinde kendini gösteren işveren ve işçi sendikalarını örnek verebiliriz ve sendikaların grev eylemleri bir siyasal katılım hareketine dönüşebilir.
  • Partiler: iktidara gelmeyi amaçlayan ve bu yolda halkın desteğini almak için uğraşan karmaşık örgütlerdir. Yurttaşlar arasındaki görüş ve çıkar farklılıklarını ülke düzeyine taşıyarak çatışma ortamından uzaklaşıp daha uzlaşmacı bir bütünlük sağlaması beklenir

Bir oy fark eder mi? Sorusuna döndüğümüzde ise bireyin siyasete katılımın önemi üzerinde durmamız gerek demokratik sistemde temel aktör bireylerdir. İktidar olan, iktidarını korumak isteyen ve İktidarı isteyen partiler vaatlerini oluştururken, sözler verirken bireylerin talep ve katılımına önem verir çünkü bireyleri etkileyebilen partiler ve vaatleri bireyler ile örtüşen partiler ancak başarı elde eder ve bu zeminden uzaklaştığı zaman ise bireylerin oylarını alamayarak kaybetmiş olur. Oy vermek tabi ki siyasal katılımın bir yönüdür hatta bazen oylarımızı küçümser ve önemsiz hissederiz bir oy bir şey değiştirmez diye düşünürüz. Siyasetin çatışmacı, sert, kutuplu olduğu anlarda siyasetten uzaklaşmak isteriz ancak tamda burada kendi gücümüzün farkına varmamız gerekir eğer kutuplaşmanın olmadı bir siyaset istiyorsak bunu dile getirmemizin önemini fark etmemiz gerek

Kitleler içinde bireyin rolü küçük gözükebilir ama sıfır değildir hep verilen bir örnek bireyler,  tuğlalar gibi tek belki önemli görünmez ama bir araya geldiğinden bir duvar olur ve iktidar partileri bu tek tek oyların toplamından oluşur. Sesini duyulmayacağını düşünmek ne iktidar ne muhalefet partisini beğenmemek sonucu oy vermekten kaçınmak demokrasinin çatlamasına sebep olur çünkü toplantı, gösteri yürüyüşleri gibi siyasal katılım eylemlerine katılmayıp sessizleşen sandıktan kaçan bir topluluk sonucu totaliter baskıcı bir yönetime sürüklenebilir. Kısaca bir oy birçok şeyi etkiler.