Kendini sorgulamayan, aklını ve fikrini kiraya veren, toplum değerleriyle örtüşmeyen davranış biçimi sergileyen, yaşadığı iklimin gerçekleriyle yüzleşmekten korkan, tüm değerleri maddiyat üzerine inşa eden, sevgiden ve saygıdan yoksun, üstelik de cehaleti ve kabalığı ile gurur duyanlar için söylenir bu cümle…

Toplum değerleriyle barışık değillerdir.

Bırakın başkasını, kendisi ile bile barışık yaşamaktan ürken, korkan, başkalarının mağduriyetini çıkara çevirmek için kırk takla atıp, yalan ve dolanlarla insanlardan para sızdıranlar için söylenir.

*

Kendi kıçındaki pisliği görmez, başkalarının gözündeki çapağı diline dolar!

Denileni anlamaz…

Söyleneni dinlemez.

Kulak verse de işine gelmediği için söyleyene değil duvara bakar!

Okuduğundan ders çıkartmaz!

Konuşurken böğürdüğünden kimse bir şey anlamaz.

Verilmek istenen mesajı iyi okumaz.

Yaz desen beş-on kelimeden ibaret sözcüklerini imla kuralları ile kavgalı hale getiren kimseler için söylenir.

Anlatsan duymaz.

İşaret etsen bön bön yüzüne bakan, bazen saf ayaklarına yatıp, bazen de tüm cingözlüğü, deliliği üzerine gömlek diye geçirenler için söylenir.

*

Çokbilmiş geçinir, cehaletin danıskasıdır.

Uyanık geçinir, dangalağın önde gidenidir.

Küçük harflerle konuşulması gereken ortamlarda bile büyük harflerle konuşmayı marifet sayan sürünün elebaşısıdır.

Düşünmeden konuşan, konuştuğundan da bir şey anlaşılmayan zırcahilin tekidir.

Bu şehrin gerçeklerine gözlerini kapatmış, doğru sözlere kulaklarını tıkamış, sadece çöplükten ve lağımdan beslenen burnu ile burnunu her yere sokan kimseler için söylenir.

*

Beton, yani çimento sadece inşaatlarda demirle birlikte kalıpların içine dökülmezmiş.

Beynine beton dökmüş ruhsuz, şuursuz, seviyesiz kimselerin toplum içindeki itibarının ne olduğunu varın siz hesap edin!

Ne demiş büyükler, ‘Sev seni seveni kapında kölen olsa, sevme seni sevmeyeni Mısır’da sultan olsa.’