Her şeyden önce bu ülkeyi bağımsızlığımızı bize hediye eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e saygılarımı, şükranlarımı sunarak başlamak isterim yazıma. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a ayak bastığında kimsenin bağımsızlık için kimsenin bir umudu yoktu. Osmanlı’nın son yıllardaki savaşları ve savaşlardaki yenilgiler devleti bir hayli yıpratmıştı, hele ki 1. Dünya savaşının ardından Osmanlı ve İtilaf devletleri arasında imzalanan Sevr antlaşması Türk’ün ve Türklerin ölüm fermanıydı resmen. Bu ölüm fermanına başkaldıran isyan eden Mustafa Kemal Paşa, milli mücadeleyi başlatmak için kendini Anadolu’ya atması gerekiyordu. Nihayet bu fırsat bu ele geçti ve Paşa Samsun’a çıktı. İlk hedef Türk milletini ulusal direniş için bilinçlendirmekti, bunun için kongreler yapıldı, genelgeler hazırlandı. Devamında düzenli ordu kuruldu ve batıda Yunanlılara karşı savaşan Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Türk Ordusu Yunanlıları 9 Eylül 1922 tarihinde İzmir’den denize döktü.

***

Kurtuluş savaşı sırasında Mustafa Kemal Paşa sadece cephede düşman ile savaşmadı, dini kullanarak düşmanlara yardım ve yataklık birçok hainle de savaştı. Paşa hepsinin de üstesinden geldi, her şeye rağmen bizleri bağımsızlığımıza kavuşturdu. Kurtuluş savaşı sırasında ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurulduğu ilk zamanlarda, Cumhuriyete ve Devlete karşı çıkan ayaklanmaların hepsi de dini kullanan, kendini din adamı gibi lanse eden hainler tarafından yapıldı. Şeyh Sait isyanı sebebiyle Türk Ordusu Musul’a giremedi. İzmir’deki Menemen olayı, şeriat isteyen bir grup, askerliğini yedek subay olarak yapan Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı şehit ediyor. Dini kullanan gruplar Emperyalistlere hizmet ediyordu. Mustafa Kemal’i Paşa’yı laikliğe yönelten ana neden de, dinin Emperyalistler tarafından sömürülmesiydi zaten. Böylesine hassas duyguların suiistimal edilip siyasal ve ticari amaçlara hizmet etmesini engellemesiydi aslında amaç. Laiklik kavramını iyi anlamamız gerekiyor ve bu değerlere sahip çıkmamız gerekiyor. Bu konuyla ilgili sizlerde bir şeyleri düşünmeye sevk ettiysem ne mutlu bana, bir kez daha Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anıyorum.