26 Temmuz coronavirüs tablosu: 16 bin 809 kişinin testi pozitif çıktı, 63 kişi hayatını kaybetti.

Covid-19 yeniden ayağa kalktı!

Ve tehlike çanları yeniden çalmaya başladı.

Son veriler hiç iç açıcı değil. Günlük vaka sayısı her geçen gün artıyor.

Hatırlayınız; Kurban Bayramı öncesi vaka sayıları nasıl da 4 binlere kadar düşmüştü.

Ortada resmen dört kat artış var.

Ama insanımızda bir rahatlık, bir serbestlik var ki şaşmamak elde değil!

Sıcakların artmasıyla maske-mesafe hak getire!

Pandemi kuralları ne çabuk unutuldu.

Bu olay da eski bir hastalığımızı yeniden nüksettirdi diyebilirim.

Ne yazık ki Türk milleti olarak yaşananları, geçmişi çabuk unutma hastalığımız vardır.

Öyle ki karşımızda Covid-19’un ilk türüne göre bin kat daha bulaşıcı delta varyantı kapımızdayken, halen tehlikenin farkında değiliz.

Coronavirüs tehdidine karşı şu andaki tek silahımız aşı olmak.

Gel gör ki burada da karşımıza aşı karşıtları çıkıyor. Sosyal medyada dolaşan yalanların tutsağı olmuş 22 milyon Türk insanı!

Aşı sıkıntısı yok, seçme özgürlüğü var.

Büyük fotoğrafa bakınca üzülmemek elde değil.

Yazık, çok yazık!

Tutturmuşlar kısırlık yapıyor diye, yalan!

Kalp kası tutulumu yapıyor dedikodusu, yalan!

Öyle bir veriler kesinlikle yok!

Covid-19’un uzun vadede verdiği hasar çok daha fazla.

Hafif geçirenlerde bile beynin gri tabakasında bozulmalar saptandı, organ tutulumları görüldü.

Onca insanımızı kaybettik. Tüm bunlar ortadayken, ‘Aşının yan etkisi var, zararlıdır’ demek akıl tutulmasıdır.

Öyleyse ameliyat riskli olmayalım. İlaçların yan etkisi var, kullanmayalım.

Elimizdeki tek silahı elinin tersiyle iten, bizi savunmasız, zor duruma bırakmak isteyen milyonları ne yazık ki anlayamıyorum.