Olay, 6 Haziran 2018 günü Dulkadiroğlu ilçesi İsmetpaşa Mahallesi’nde bir lokantada meydana gelmişti. İddiaya göre, Kadir I., lokantada yemek yiyen ve kızını telefonda taciz ettiğini öne sürdüğü Tamer Ç.’yi çekiçle başına vurarak ve tabancayla kurşunlayarak öldürmüştü. Olay sonrası gözaltına alınan zanlı Kadir Işık, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Yaklaşık 10 aydır Kahramanmaraş E Tipi cezaevinde tutuklu bulunan Işık, dün Kahramanmaraş 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Görülen ilk duruşmada tutuklu sanık Kadir I. ile avukatı hazır bulundu.

“AİLENİ DE BİTİRİRİM ŞEKLİNDE SÖZLER SÖYLEDİ”

Mahkemede ilk olarak Sanık Kadir I.'nın, kızı tanık Zehra I. dinlendi. Zehra I., arkadaşı olan Ş.Ç. aracılığıyla maktulle tanıştığını ve maktulle sosyal medya üzerinden konuşmaya başladıklarını söyledi. Bir müddet sonra maktulün Kahramanmaraş'a geldiğini belirten Zehra I. şunları kaydetti: “Bana yaşının 29 olduğunu söylemişti, ancak daha yaşlı görünüyordu. Kendisi gittikten bir hafta sonra ben kendisiyle görüşmek istemediğimi söyledim. Bana korku verdiği için ara ara bakmaya başladım. Benimle evlenmeyi düşünmüş ve evlendikten sonra her şey yoluna girer diyordu. Bana telefonda ve mesajlarda senin okul hayatını bitiririm, aileni de bitiririm şeklinde sözler söyledi. Babam konuştum ve beni haklı buldu. Maktulün beni takıntı haline getirdiğini söyledim. Maktulün takıntılı olduğunu anladı. Benim bütün fotoğraflarımı kullanarak adıma hesap açıp, benim numarama ulaştı. Olayda benim maktulün vurulmasına ilişkin görgüye dayalı bir bilgim yok. Vurulması anında önce bana en son bana çektiği mesaj, 'arabamı sattığım gün senin sonun olacak. Antep'ten silah alıp geliyorum, sıkacağım kurşunları seni konuşturacak' şeklinde mesajlar yazdı.” ifadeleri kullandı.

“ÇIPLAK KADIN FOTOĞRAFLARIYLA ŞANTAJ YAPTI”

Olayı mahkemede ayrıntılı bir şekilde anlatan Sanık Kadir I., kızının fotoğrafları üzerinden Tamer Ç.’nin şantaj yaptığını söyledi. Baba I., “Kızımın arkadaşı Şefika Ç. benim evimde yurttan izin alarak ziyarete gelirdi, bazen yatıya kalırdı. Benim işte olduğum bir zaman Şefika’nın amcaoğlu sanırım 22:00 sıralarında beni aradı, kim olduğunu söyledi. Zehra’yı sevdiğini, arkadaşlarının aklına uyduğunu söyledi. Ben de kızımla arasındaki yakınlığı anlamak için iyice dinledim, kim olduğunu öğrendim. Kızım bana maktulün Şefika’nın amcaoğlu olduğunu, kendisinin şizofreni hastası olduğunu söyledi. Ben de maktulü aradım, kızımın istemediğini söyledim, beni ikna etmeye çalıştı. Kızımla çekildiği fotoğrafı arkadaşlarıma atarım, facebooka atarım, Google haritaya girip esnaflara atarım şeklinde şantaj yapmaya başladı. Telefonda konuşurken de söylemişti, kızımızın fotoğraflarının altına çıplak kadın fotoğrafları yapıştırıyordu. Bu hususta savcılığa şikayette bulunmuştum, bana her türlü terbiyesizliğin alasını yapmıştı. Bu konuyu kimse duymasın diye mahkemeye gitmeden gerekli başvurularda bulundum, savcılığa 50 defa geldim. Hiçbirinde bir şey yapmadılar, yalvardım, kimse bir şey yapmadı” dedi.

“SİZİ ÖLDÜRMEYE GELECEĞİM DEDİ”

Maktulün öldürme tehdidiyle mesajlar attığını anlatan Kadir I., ifadesinde, “Kızımın namus ve iffeti ile oynanmaya başlamıştı, maktul ile hanımımı, kızımı ve Şefika ile görüştürdüm, son kez görüşelim dediler. Ben de dışarıda arabada bekledim, arkadaşlarım hanımımın yanındaydılar. Konuştuktan sonra Şefika ile maktul havaalanına gittiler, arkadaşlarım takip etti. Ben de kızımı alıp eve doğru gittim. Sorduğumda bırakmaya razı olmadığını söylediler. 155’i arayıp tutuklatmayı düşündüm, 155 aracılığıyla havaalanı polisini aradım, daha sonraki bir günde bir defa evimin arkasında ticari taksiyle geçtiğini görmüştüm. Bu şekilde birçok olay oldu. Ayın 20’sine geceleyin bizi öldürmeye geleceğini kızıma söylemişti, ben arkadaşlarımla saat 03’e kadar bekledik gelmedi. Ben sürekli savcılığa gidip durumu anlattım, kızıma tekrar uçak bileti alıp geri geleceğini söylemiş. Sizi öldürmeye geleceğim demiş, sanırım 4 Haziran veya başka bir gün ben geldiğimde kızıma yine sordum, arama ve mesaj attığını söyledi. Ben de ustamı arayıp gelemeyeceğimi söyledim” şeklinde konuştu.

“ÖLDÜRMEMEK İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPTIM”

Maktulü otelinin yakınlarında bulunan bir lokantaya girerken gördüğünü ve öldürmemek için her şeyi yaptığını anlatan Kadir I., “Maktul yüzünden 45 gün işe gitmedim, sürekli biber gazını, silahımı ve çekicimi yanımda bulunduruyordum. Olay günü ben maktulün kaldığı otele girerken gördüm. Lokantaya girdiğini gördüm, o sırada polisi ve savcılığa yaptığım suç duyurularını düşündüm, bir sonuç bulamayacağımı düşündüm. Öldürmemek için elimden gelen her şeyi yaptım, maktul lokantaya girdi, ben dışarıdaydım, lokantanın önüne doğru geldim, oralarda gezinmeye başladım, her şeyi düşündüm, ne yapacağıma bir türlü karar veremedim, maktulün elinde lokantaya giderken elinde çanta olduğunu gördüm, içinde silah olabileceğini düşündüm, çantanın rengini şu anda hatırlamıyorum, ortalama 10-15 dakika bekledim, düşündüm, sonra ben de girdim, konuşmak yani yüz yüze konuşmak amacıyla girdim, o girdikten 15 dakika sonra girdim, lokantanın üst katına çıkarken merdivenlerin son basamağında sol tarafa baktığımda aile olduğunu sağ tarafa baktığımda benim sol tarafımda garsonun yanında gördüm, beni gördü” dedi.

“ÖLDÜRME KASTIM YOKTU, ÇOK PİŞMANIM, HAYATIM KARARDI”

Yanında bulunan silahla 2 el Tamer Ç.’nin bacaklarına ateş ettiğini, yanında bulunan çekiçle de ellerine vurduğunu mahkemede anlatan Işık, polis ekiplerinin kendini gözaltına aldığında maktulün yaşadığını belirterek, kızının ve ailesini korumak için elinden geleni yaptığını söyledi. Ağır tahriklere maruz kaldığının dile getiren Kadir I., “Tam o sırada tekrar maktul önüne döndü ve içinde silah bulunduğunu düşündüğüm çantasına doğru hamle yaptı, ben direk belimden silahı çekip mermiyi ağzına verdim ve bacaklarına doğru 2 el ateş ettim, daha sonra bana küfür etmeye başladı, o anda vurulup vurulmadığını bilmiyorum, küfür etmeye başlayınca 3. eli sıktım ve maktulün yere düştüğünü gördüm, hala maktul yerde çabalıyordu, masanın üzerindeki silahını alacağını düşündüm ve tabancamı sıkı sıkı tuttum, ama tekrar ateş edip etmediğimi hatırlamıyorum, yani 4. kez ateş edip etmediğimi hatırlamıyorum, o anda sanığı hep yerde silahı almak için kalkmak istediğini, çabaladığını görüyordum, kendimi kaybetmiştim, hem sağlık ekiplerini arayım bir yandan silaha yaklaşmasın diye düşünürken, bir yandan da dışarıdaki kalabalığı görünce polisin gelmesini bekliyordum, olay anında yanımda bulunan çekiç benim sürekli yanımda bulundurduğum ve evden aldığım bir çekiçti ve o çekiçle maktul yerindeyken her hareket yaptığında bana zarar vereceği düşüncesiyle çekiçle maktulün ellerine ne kadar vurduğumu hatırlamıyorum, ellerine vurdum, olay yerine polis geldi. Halktan gelenler bana vurmaya başladılar, beni darp ettiler, gelen polise teslim oldum ve alıp götürdüler, maktul o sırada hayattaydı ve yerde yatıyordu ama kendindeydi, bu olay göz göre göre gelmiştir, isteyerek olmadı, ailemi ve kızımı korumak için elimden geleni yaptım, ağır tahriklere maruz kaldım, istemeyerek bu olay olmuştur, benim kesinlikle öldürme kastım yoktu, ancak kendimi korumak için onu yaralama kastıyla hareket ettim, ancak bu olay oldu, olaydan çok pişmanım, hayatım karardı” ifadelerini kullandı.

TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ!

Sanık Kadir I.’nın ifadesinin ardından duruşmanın karar bölümüne geçildi. Mahkeme heyeti, Kadir I.’ın tahliye talebinin reddine, mevcut delil durumu, suçun vasfı, bu suç için yasada öngörülen cezanın nevi ve miktarı ile fiilin mahiyeti göz önüne alındığında adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı dikkate alınarak tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Öte yandan mahkeme heyeti, duruşmayı ise 15 Mayıs 2019 Çarşamba gününe erteledi.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz