Hala gelişme çabası içinde bulunmamız, Müslüman ve Türklerin parça parça olmaları bize ne anlatmaktadır?

Temel fikir akınları bir ütopya mıdır?

Neden başarılı olamamaktalar?

Bu sorulara cevap vermek veya bir temele dayandırılan yorumların (model) tutarlılığını anlamak gerekir.

Model

Model Fransızca kökenli tasarlanan ürünün tanıtım/deneme amacıyla üretilen ilk örneğidir (prototip/paradigma). Model resim, heykel vb. yapılırken baka baka benzetilmeye çalışılan örnektir. Bir bakıma sanat ve ideolojiler gerçeği yorumlama çabasıdır.  Yorum (tefsir) bir yazının/sözün, anlaşılması güç yönlerini açıklayarak aydınlığa kavuşturma; gizli bir şeyden anlam çıkarma olarak açıklanmaktadır.  Bazen yorum yerine model ve paradigmakavramları da kullanılmaktadır.Paradigma Fransızca değerler dizisi veya örnek anlamındadır.

Bir bakıma ideolojiler insanlara sunulan bazı gerçekliklere dayanan modellerdir. Bu anlamı ile model ne kadar iyi tasarlanmış, karşılaştığı testleri başarı ile geçmişse hayatta kalmabecerisini gösterecektir. Ülkemizin daha medeni bir duruma gelmesi için ana fikir akımlarına (İslamcılık, milliyetçilik, batıcılık)dayanan model önerileri vardır. Bu topraklarda milliyetçilik, müslümanlık ve çağdaş medeniyete ulaşma önemsenmektedir.

Ana akımlar!

Osmanlılardan beri modernleşme çabalarımızda bu ana akımlar zaman zaman etkili olmuşlardır. Batıcılık çağdaş medeniyeti hedeflemesi ile uzun süre ilgi odağı olmuştur. Batıcılık; batıcı olma durumu; devletin/toplumun ancak Batılılaşarak kurtulabileceğini savunmaktır. Batıcılar yalnız siyasî alanda değil sosyal ve ekonomik alanda da değişikliklerin olmasını isterler.İslamcılık (İng. Panislamism) ise bütün Müslümanları bir yönetim altına toplama amacını güden siyasal ülküdür.Türkçülük (Pantürkizm), ise bütün Türklerin tek vatanda ve tek bayrak altında birleştirilmesini amaçlayan akımdır.

Hala gelişme çabası içinde bulunmamız, Müslüman ve Türklerin parça parça olmaları dikkate alındığında bu iddialar bir ütopya mıdır? Neden başarılı olamamaktalar?

Bu akımlarla ilişkili model önerileri ve bunlara yapılan çok sayıda yorum vardır. Bu modeller kendi içerisinde tutarlı veya tutarsız olabilir. Bu ana akımlara dayanan modellerin aynı meselelere (ekonomi, aile, eğitimi din gibi)bakış açıları çoğu zaman birbirinden farklıdır. Bunları bir öneri (modelleme) olarak düşündüğümüzde bilimsel bir bakış acısı olmadıklarından doğruları yanında yanlışları da vardır.

Bu tarihi şahsiyetler içinde geçerlidir. Örneğin ideolojik konuma göre Sultan II. Abdülhamit’e bakışfarklıdır ve dahi bilimsel bir süzgeçten geçen değerlendirme ihmal edilir. Sultan ile dönemin İslamcı aydınlarının niçin anlaşamadığı önemli bir meseledir. Aslında uyumsuzluk siyaset anlayışı ile ilişkili olabilir. Son haftalarda dinlediğim Prof. Dr. FerozAhmadve Prof.Dr. M. Şükrü Hanioğlu’nunaçıklamaları bu düşünceyi destekler niteliktedir.

Bilimsel bakış

Dünyada geç Osmanlı dönemi tarihi alanında önde gelen bilim insanlarından olan Prof. Dr. ŞükrüHanioğlu“Tarihselleştirme ve rol modelliği: II. Abdülhamid” başlıklı yazısından (Bk. Sabah 04 Mart 2018, Pazar) şunları söylemektedir: “II. Abdülhamid'i tüm olumsuzlukların kaynağı bir yarı meczup ve "gericilik sembolü" olarak resmeden bu "imaj" tekelci biçimde inşa edilen algının derinlikten yoksun, abartılı ve tarihî gerçeklikle uyumsuz olduğunu ortaya koymuştur. II. Abdülhamid için gerekli olan imaj düzeltimi diğer uca savrulma eğilimi göstermeye başlamıştır.”

Geç dönem Osmanlı İmparatorluğu ve modern Türkiye tarihi üzerine uzman olan Hint kökenli Amerikalı Prof. Dr. FerozAhmad, “Abdülhamit yükselen anayasal hareketler için bir şey yapmamıştır.”

Bilimsel değerlendirme olmaz ise bir uçtan diğerine savrulmak kaçınılmazdır. Bu savrulma siyaset, ekonomi, aile, eğitimi din gibiemel sosyal kurumlar içinde geçerlidir.  Bu nedenleana akımlardan çıktığını iddia eden birçokyorum kısa sürede işlevsiz kalmakta; kısa sürede iflas etmektedir. İflas Arapça kökenli bir kelimedir; mecazi anlamda değerini yitirme veya İşlevini/görevini yapamama anlamı vardır.

Modeller neden iflas etmektedir? Çünkü bilimsel olmayan, gerçekliğe dayanmayan ve karşılaştığı sorunları çözemeyen hiçbir model başarılı olamaz.

Son söz: Fırtınaya dayanan gemiler limana ulaşabilir.