Rahip Brunson’un tahliyesi ve Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın konsolosluk binasında öldürüldüğünün ortaya çıkmasının ardından ülke ve Kahramanmaraş gündeminde yerel seçim hazırlıkları yukarıya doğru tırmanmaya başladı.

AK Parti cephesinde pek te alışık olmadığımız daha doğrusu teoride olmasına rağmen bugüne kadar ‘dostlar alışverişte görsün’ misali yürütülen hazırlıkların aksine bugünlerde hummalı çalışmalar yürütülüyor.

24 Haziran seçimlerinde yaşanan ‘aday yanlışlıkları’ nedeni ile oyları düşen iktidar kanadı, yerel seçimlerde aynı yanlışlığı yapmamak için ince eleyip sık dokuyor.

Kahramanmaraş’a sık sık gelmeye başlayan genel merkez yetkili isimleri, toplantı üstüne toplantı yapıyor, sahayı adım adım geziyorlar.

‘Hangi aday ile seçimi kazanırız, hangi aday ile daha çok oy alırız?’ın alt yapısını hazırlıyorlar. Anket üstüne anketler yapılıyor. Bugüne kadar ‘Ben yaptım oldu ve kazanır’ mantığını güderek aday atayan genel merkez, bu kez sahanın sesine kulak vermeye çalışıyor. İnşallah bu seçimde ‘doğru’ ve çoğunluğun ‘peh’ diyeceği isimler aday yapılır.

Bunlar olup biterken aday adayı olmayı düşünenlerin sessizliği halen devam ediyor. Geçen günlerde bunlardan birisi beni arayarak aynen şunları söyledi:

“Abi ben aday adayı olmayı istiyorum ama nasıl, nereye ve ne şekilde çalışma yapacağımı bilemiyorum. Vatandaşları, STK’ları, basını, parti delegelerini veya parti yöneticilerini mi ziyaret edeyim? Kim ya da kimlerle sıcak ilişkiler kurayım? Ya da genel merkeze gidip orada mı çalışayım? Sizin yazdığınız gibi adaylık kriteri çok var ama sonuçta genel merkezin istediği isim aday oluyor. Hâlbuki kâğıt üzerindeki kriterler tam olarak uygulansa, bizler de ona göre hazırlanır ve kaderimize razı oluruz. Kriterleri yerine getiremedik deriz ve adaylık hevesimizi başka bahara bırakırız. Bu nedenlerle ortaya çıkarak boşuna zaman ve para harcamak istemiyoruz. Sizler de bu durumdan şikâyetçisiniz ama maalesef gerçek budur. Bu arada devam edecek başkanlar da bir an önce açıklanmalı ki parti ve camia içinde kırgınlıklar olmasın. Mevcut başkan devam edecekse ben neden ortaya çıkayım da önümüzdeki 5 yılda o başkanla ters düşeyim abi?”

Akıllardaki soruların cevap bulması adına bizleri aydınlatan aday adayı kardeşimize bu zorlu yolculukta başarılar diliyoruz.

Şimdi gelelim son günlerde yaşanan ve sırf aday olabilmek için mevcut başkanlar ile partili arkadaşlarına iftira ve belden aşağı yöntemlerle saldıranlara.

“Hedefe varabilmek için her yol mübahtır” anlayışını kendisine şiar edinerek çirkinleşen bu kişiliksiz ve haysiyetsiz isimler, yalan, dolan, iftira ve hakaretlerle sonuç alabileceklerini mi sanıyorlar? Varsayalım ki aday oldular ve de hasbelkader seçimi kazandılar; Mahkeme-i Kübra’da nasıl hesap verecekler? (Maazallah; Allah inançları zayıf ise diyecek sözümüz elbette yok.)

Ne olursak olalım, öncelikle doğru olalım. Eğri, kısa vadede kazanıyor gibi görünebilir. Bizler de ona bakarak imrenebiliriz. Ona bakıp imrenmeyelim ve ne olursa olsun, doğruluktan ayrılmayalım. Eğri, er ya da geç mutlaka (maddi-manevi) cezasını bulacaktır.

CHP Kahramanmaraş milletvekili Ali Öztunç ile Onikişubat İlçe Başkanı Ünal Ateş, son günlerde muhalefetin dozunu artırmaya başladı. Etkili ve tutarlı muhalefet, iktidarın daha iyi çalışmasına vesile olur.

Kahramanmaraş termal turizminin bel kemiği olmasına rağmen yıllardır hak ettiği hizmeti bir türlü alamayan, defalarca söz verildiği halde bağlantı yolu her nedense bir türlü yapıl(a)mayan Ilıca'ya, bugünlerde CHP'liler sahip çıkıyor.

Ali Öztunç'un, Ilıca'nın ilçe olması için verdiği teklifin ardından, şimdi de İlçe Başkanı Ünal Ateş, Ilıca'ya dev bir afiş asarak Ilıcalıların taleplerini dile getirdi.

Yerel muhalefetin tanınmış isimlerinden Ünal Ateş, turizm yöremiz Ilıca'da astığı dev afişle Ilıcalılar'ın hislerine şöyle tercüman oldu: “Egemenlik verilmez alınır. Artık yeter. 1- Ilıca’nın yolları yapılsın. 2- Ilıca’ya yatırımın önü açılsın. 3- En önemlisi Ilıca ilçe yapılsın.”

BAŞSAĞLIĞI… Kahramanmaraş edebiyat dünyasından iki değerli ismi geçen hafta içinde sonsuzluğa uğurladık. Türk şiirinin tanınmış isimlerinden Bahaettin Karakoç’un yanı sıra ahrete intikal eden Ali Haydar Tuğ kardeşimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler diliyoruz.

Vefatları, ‘Kahramanmaraş Kitap Fuarı’na denk gelen merhumların mekânları Cennet olsun inşallah.

Merhum Maraşlı hemşehrimiz Necip Fazıl’ın şu dizeleri ile yazımı bitirmek istiyorum:

“Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber…

Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber.

Öleceğiz müjdeler olsun müjdeler olsun…

Ölümü de öldüren Rabbe Secdeler Olsun!”

Allah herkese hayırlı bir ölüm nasip etsin…

Yeniden görüşmek dileği ile…