Öğretici metinler arasında yer alan biyografi ile oto biyografi arasında temel bazı farklar vardır. Biyografiler başkaları tarafından yazılırken otobiyografide kişi kendi yaşamını yazılı  olarak anlatır.

Otobiyografi belge ve fotoğraflarla zenginleştirilir , kişinin gelecek kuşaklarca tanınmasını sağlar, özneldir, yazar her olguyu kendi dünyasıyla sınırlandırır ben merkezcilik  yönü ağırdır. Anlatımda öznellik , hafıza, birinci tekil şahıs, doğrudanlık esastır. Abuzer Demir tarafından yazılan  “Buradan  Böyle Bir Yaşam  Kuşlar Ve Yılanlar” adlı kitap türünün özelliklerine sahip edebi nitelikte bir eserdir. Yazar düşünce gelişimini tanımlamalar, tanık gösterme, karşılaştırma, örnekleme, sayısal verilerle tanımlama yaparken, tümevarım, tümdengelim, somut, soyut, düz, öznel, dolaylı yollarla kendi dünyasına yaklaşmakta yer, yer açıklayıcı, çokçada tartışmacı, bazen betimleyici az da olsa portre biçimleriyle içten anlatımla, etkileyici ve sürükleyici bir esere imza atmıştır.

Dört bölüm ve eklerle okura sunulan kitap Cenab Şahabeddinin tiryaki sözüyle başlıyor ;  “Yüksek tepelerde hem yılana hem de kuşa rastlanır, birisi sürünerek öteki uçarak yükselmiştir” deniyor . Hayatı böyle bir çerçeveye sığdıran kitap için bu girişi anlamlı buldum. Önsözü kaleme alan Özen ve Ahmet Demir in babaları için söyledikleri içten ve duyarlı, giriş ve teşekkür bölümüyle başlayan kitabın gergin buruk yapısı daha ithafla başlıyor. İthaf bölümü ilerde karşılaşacağımız olaylarada ışık tutacak ip uçlarının veriyor.Adıyaman da doğan Abuzer DEMİR , orta öğrenimini Aksaray Koçaş Teknik Ziraat Okulu ve Lisesinde tamamladı meslek liseli olmasından dolayı lise fark derslerini verip  Adana Çukurova Tıp Fakültesi imtihanını kazandı ve bu okulu bitirdi orada dahiliye ihtisası yapıp uzman doktor oldu. İlerleyen yıllarda yazar A.Ö.F  İktisat fakültesini de bitirdi. 1985 ten itibaren Adıyaman da yaşayan Abuzer Demir tıp mesleğinin yanı sıra çeşitli tıp ticari işletmelerinde bulundu hayatın temsil zorlamaları onu gazetecilik mesleğinin içine kendiliğinden yöneltti.

Adıyamanda Bu Gün gazetesi onunla bizi aynı gazetede bir araya getirdi bir ara K.Maraş ta Diyaliz Merkezi Hekimliği yaptı , Somali ye gönüllü hekim olarak gitti ve bazı kitaplar yazdı.

Kırılgan bir dünyaya gözlerin açan Abuzer Demir in kitabı 1960 lardan bu güne köy merkezli bir yaşamın trajik boyutlarını ve köhne yapısını içtenlikle anlatıp çilenin bitmeyen acılarıyla dünden bu güne bizi getiriyor. En tabi ihtiyaçların bile binbir zorlukla giderildiği evlerinde tuvaletin bile olmadığı yaşamın sızıları daha kitabın ilk sayfalarında karşımıza çıkıyor.Yazarın ORTA ÇAĞ tanımlaması o yıllara ve yaşananlara nasılda uyuyor.Halk cehaletinin herşeyi kuşattığı o yıllardan yaşamın bu güne nasıl geldiğini anlamak neredeyse imkansız . 2021 yılında bu kitabı okuyanların bundan elli yıl   öncesinde olup bitenleri anlaması mümkün değil yazılanları okudukça buna inandım bu denli değişim dünyanın hiçbir ülkesinde olmamıştır.Değişen kelimeler, ev yapma biçimleri, kazanç ve geçim yolları, akrabalık ilişkileri, tarım alanında ki yenilikler, sanayileşme, hukuk, örf ve adetler ve daha neler neler.

Bu kitabı okurken ilk dikkat edilmesi gereken husus aile yapısı olmalı eğer bu husus ihmal edilirse kitabın okunması zorlaşır. Abuzer  Demir babam başlıklı yazıda sayfa 35 de şunları yazıyor “ babam iki anneden doğma olan beşi erkek, on çocuklu bir ailenin en  büyüğü “  işte püf noktası dramın başladığı yer aileler ve onlarca çocuk kara düzen , cehalet , ortaçağ kalıntılarıyla yaşanan örf ve adetler ve ülkemizin o yıllarda yaşadığı kaos.

Kitabın ilk başından itibaren sizi saran psikolojik gerginlik hiç ama hiç bitmiyor ,yazarın konuşma zorlukları (kekemelik), kavga , hırçınlıklar, yer yer atlatılan ölüm tehlikeleri, kuma ikinci evlilik,  mevcut yasalara aykırı olayları değişik yorumlama biçimleri , geçim zorlukları , iltimas , körükörüne yapılan partizanlık, örf olarak yaşana dini hayat , alkol , kadın erkek ilişkileri , gurbet, sağ sol olayları gibi benim saymakta zorlandığım onlarca olgu.

Abuzer Demir i kurtaran konu ilk yıllarda başarılı bir öğrenci olmasa bile   ilerleyen yıllarda okul derslerinde başarılı olması ve hayatına yön vermede Doktor FARUK  LÜTFİ ÖZER’i tanıyıp onunla hayata devam etmesi olmuştur buna birde tıp mesleğinin getirdiği ekonomik konforu da katmamak olmaz.

Yaklaşık yirmi yıldır tanıdığım Abuzer Demir in kitabı için birkaç yazı daha yazacağım bu ilk olsun.

Yazarı kutluyorum.