Yıl 1923. Yer İzmir İktisat Kongresi…

                Zaferin kazanılmasından sonra ülkenin ekonomik kalkınmasını sağlayacak acil tedbirleri görüşüp karara varmak üzere İzmir’de bir kongre toplanır. 17 Şubat-4 Mart 1923’de toplanan kongre her kesimden tüm ülke temsilcilerinin katılımı ile gerçekleşen ulusal bir kongre olmuştur. Çiftçi temsilcileri yoğunluktadır. Dönemin Türkiye’sinin ana iktisadi faaliyetinin tarım olması bu durumun doğal sebebidir. Ancak gerçekte temsilciler tüm toplumu temsilen oradadır.

                Maraş’tan katılan çiftçi temsilcileri tüm Maraş namına bir kanun teklifini hükümete sunulmak üzere kongre başkanlığına verirler. Bu teklif Maraş’ın “Kahraman” unvanıyla isimlendirilmesidir.

                Devlet Arşivleri Başkanlığı Muamelat Genel Müdürlüğü arşivleri arasındaki bu 4 sayfalık belge, daha Cumhuriyet ilan edilmeden önce Maraşlının kalbinde “Kahraman” sıfatının yerleştiğini gösteriyor. Belgede Maraş mücadelesinin bir cihâd harekâtı olduğu, her türlü tehlike ve zorluğa rağmen ilk zaferin Maraş’ta kazanıldığı, hatta Antep müdafaasına da fiilen katılarak büyük bir şeref sahibi olduğu bildiriliyor.

                Antep’in Gazi unvanı da üstü kapalı bir şekilde “Gazi Ayıntab” şeklinde emsâl gösterilerek Maraş’ın “Kahraman” sıfatını fazlasıyla hak ettiği imâ edilip, bu hakkın kanunen verilmesi istenmektedir. Daha önce “Maraş Avucumda” sitesinde de işlenerek gündeme getirilen belgenin tercümesini tarihi bir vesika olması sebebiyle aynıyla buraya alıyoruz. Meclise 29 Mart 1923’de sunulan belge aynen şöyle;

   

“Türkiye

Büyük Millet Meclisi

Umûr-ı Dâhiliye Vekâleti

Esbâb-ı Mûcibe Layihası

Mücâhede-i Millîye ve harekât-ı istihlaskârânedeki hıdemât-ı hamiyyet ve fedâkârisinden dolayı Mer’aş Livâsının “Kahramanmer’aş” unvânıyla tevsîmi içün Mer’aş çiftçi murahhasları tarafından İktisat Kongresine müracaat vuku’ bulmuşdur. Anadolu’nun halâsı ve istiklâl mücâhedesinde ilk livâ-yı cihâdı ref’ ile harekât-ı millîye pişiva olan Mer’aş hudûd-ı millîyemizin aksâm-ı cenûbiyesinde başlayan amâl-ı istilâkârâneyi her dürlü mehâlik ve avâkıba rağmen yüksek bir şehâmet-i azm ve hamiyyetle dilîrâne müdâfa’a ederek akîm bırakmış ve kuvâ-yı müstevliye tarafından mahsur kalan Gazi Ayıntab’ın mukâvemet-i dilîrânesine dahi imdâd ve müzâheretle müdâfa’âtını teshîl ve halâsını temin etmek suretiyle Anadolu tarih-i cihâd ve müdâfa’asında zî-şeref bir sahife-i şehâmet ve fedâkârî teşkil etmişdir. Bu suretle tarihen yüksek bir mevki’i mefâhir ihrâz etmiş olan Mer’aş’ın tezkîr-i menâkıbı içün “Kahramanmer’aş” unvânıyla tevsîmi muvafık görülmüşdür.   Fî 29 Mart 339”

                1 Nisan 1923’de Dahiliye Vekâletince İcra Vekilleri Heyetine sunulan 3 maddelik kanun teklifi İcra Vekilleri Heyetince (Bakanlar Kurulu) 28 Haziran 1923 tarihli içtimada sebep gösterilmeden aşağıdaki kararla reddedilir:

“Dâhiliye Vekâletine

Mer’aş Livâsının “Kahramanmer’aş” unvânıyla tevsîmi hakkında 29/3/39 tarih ve idâre-i umumiye 1277/10689 numerolu tezkireye rabten mevrûd teklif-i alîleri İcrâ Vekilleri Heyetinin 28/6/39 tarihli ictimâ’ında lede’t-tezekkür i’âdesi tensîb edilmişdir efendim.

İcrâ Vekilleri Heyeti Reisi”

Böylece Maraşlının daha cumhuriyet bile ilan edilmeden önce, hakkı olan “Kahraman” unvanını almak arzusu akim kalmış olur. 1973’e kadar da içinde bir ukde olarak yaşamaya devam eder.

                Dönemin Maraşlısının yaşadığı şok ve hayal kırıklığını tahmin etmemek mümkün değil. Herkesten daha çok hak ettiği bu unvan neden verilmedi? Türk İstiklâl Harbinin ilk zaferinin kendi imkânları ve tüm nâ-müsait şartlara rağmen çok büyük fedakârlıklarla kazanılmasının karşılığı bu mu olmalıydı? Maraş düşseydi ve düşman güneyden Anadolu’nun içine bir yol bulsaydı İstiklâl Harbinin akıbeti ne olurdu?

                Konuyla ilgili akla çeşit çeşit sorular geliyor. Bunlardan ilki ve belki de en mühimi kanun teklifinin reddedildiği tarihle yakından ilgilidir. 28 Haziran 1923, yani Lozan Anlaşmasından yaklaşık iki ay öncesi. Lozan görüşmelerinin tüm hararetiyle devam ettiği bir dönem. İtilaf Devletleri içinde Fransa da var. Acaba bu unvanın Lozan öncesi Maraş’a verilmesinin görüşmeleri zora sokacağından mı çekinildi? Tarih aynı zamanda 2. Meclis dönemi. İstiklal Harbini başlatıp, zaferle neticelendiren Kurucu Meclis Mart ayı başında lağvedilmişti. “Kurucu Meclis” dediğimiz 1. Meclisin lağvedilmesinin en büyük sebeplerinden birisi Lozan’da bize yapılan tekliflere karşı çıkması ve bu sebeple görüşmelerin kesintiye uğraması idi.

Görülen o ki cumhuriyetin ilanından önceki en önemli mesele barış anlaşmasının imza edilmesi idi. Bu sebeple Maraş’ın “Kahraman” unvanı bu sebebe binaen verilmemiş olabilir. Ancak bu yoruma şu soruyla da yeni bir cevap doğuyor. Madem barışın imzalanmasını zorlaştıracak adımlar sakıncalı görüldü, o halde bu kanunun görüşülmesi Lozan’dan sonraya bırakılamaz mıydı? Sebep bu ise herhalde buna verilecek cevap da Lozan sonrası Batı ile iyi ilişkiler geliştirme zorunluluğu olmalıdır. Bu da kanunun 1973'e kadar bir daha gündeme gelmesine engel olmuştur.

Tüm bu soruların cevabı 1923’teki kanun teklifinin reddedilmesinin sebebi belirginleşene kadar verilemeyecektir. Fakat burada kesin olarak ifade edeceğimiz bir gerçek varsa o da; Maraşlının zaferden hemen sonra kendisini “KAHRAMAN” unvanıyla anmaya başlamış olmasıdır. Sadece ilgili kanun 50 yıl gecikmeli çıkmıştır.

İlgili belgelerin orijinallerini burada yayınlayarak da hemşerilerimizin istifadesine sunmuş oluyoruz. Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun.