Bursa Uludağ’da, bu yıl sekizincisi düzenlenen bir etkinliğe katılma şansım oldu. Medyada “Türkiye’nin Davos’u” olarak şöhret kazanan Uludağ Ekonomi Zirvesi, ülkemizin önde gelen bakanlarını, ekonomistlerini, iş adamlarını, eğitimcilerini ve yurt dışından çeşitli uzman konukları bir araya getiren önemli bir etkinlik. İki tam gün süren bu etkinlikte, girişimcilikten inovasyona, sektörlerin gelecek vizyonundan eğitime kadar on dört farklı ekonomik başlık altında paneller gerçekleştirildi. Zirve’nin diğer etkinliklerden en önemli farkı, panelleri gerçekleştirmek için davet edilen konuşmacıların ciddi anlamda tecrübeli olmalarıydı. Örneğin eğitim başlığı altındaki panele davet edilen misafirlerden ikisi Finlandiya’nın ve Estonya’nın mevcuttan bir önceki eğitim bakanları idi. Veya başka bir örnek vermek gerekirse, “Ekonomi ve Politika” panelinde konuşmacı olarak Eski TCMB Başkanı Sn. Erdem Başçı ve yine ekonomi alanında serbest konuşmacı olarak mevcut Merkez Başkanı Sn. Murat Çetinkaya davet edilmişlerdi.

Aslında her konuşmacı kendilerine ayrılan sürede çok önemli konulara değindi fakat bu köşede hepsine yer vermek mümkün değil. O sebeple yeni olarak değerlendirilebilir bazı çıkarımları sizlere aktaracağım.

Zirve süresince belki de en renkli konuşmayı sıfırdan inşa ettiği yatırım şirketi olan SBK Holding’in sahibi, Sezgin Baran Korkmaz gerçekleştirdi. Günümüz dünyasında artık “Büyük balık küçük balığı yutar” sözünün yerini “Hızlı balık yavaş balığı yutar” sözünün aldığından bahsetti. Ardından bu görüşü destekler nitelikte Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, şirketlerin üst yönetimi hakkında “Oturan boğa değil, dolaşan tilki olmaları gerekiyor” dedi. Genel olarak her iki konuşmacı da ilerleyen teknoloji sayesinde eskiye nazaran kolaylıkla ulaşılabilen bilginin, müşteri taleplerini, satın alma biçimlerini, rekabeti nasıl etkilediğini anlatıyorlardı. Eğer aklınızda yeni bir ürün üretmek/var olanı geliştirmek ya da yeni bir tedarik sistemi kurmak gibi gerçekten “yeni” olduğuna inandığınız bir plan varsa uygulamak için çok düşünmemek gerekiyor. Şu anki pazarlama trendleri artık çok daha farklı. Üreticinin az, tüketicinin çok olduğu günler geride kaldı. Neredeyse her sektör için üreticinin çok, tüketicinin az olduğu bir rekabet ortamındayız. Dolayısıyla artık “bu ürün gözü kapalı satar!” gibi bir durum yok ortada. Şirket yöneticileri, yenilikçi bakış açısını her zaman korumalı ve piyasayı çok iyi takip etmelidir. Aksi takdirde gerçekten hızlı hareket eden yavaş hareket edeni devirebilir. Büyük olmak kurtarmıyor yani. Örnek: Dijital fotoğrafların film talebini ciddi anlamda düşürmesiyle aramızdan ayrılan 127 yıllık marka, Kodak.

Bir diğer önemli başlık ise “güven” kavramı üzerineydi. Özellikle Doğan Medya Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı’nın üzerinde durduğu bu konuyu ardından gelen bir çok konuşmacı da ele aldı. Yatırım yapmak isteyen vatandaşına güvenen bir devlet, güvendiği için bürokrasiyi hızlandırır, böylece yatırımın hızlıca faaliyete geçmesini sağlar. Bu sayede üretim artar, istihdamlar artar, toplum refahı yükselir, vatandaş birbirine güvenir ve kenetlenir. Neticesinde ülkemiz kalkınır. Güven konusu sadece iş adamlarının değil Başbakan Yardımcısı Sn. Mehmet Şimşek’in de gündemindeydi. Ülkesine güvenen yatırımcı için devletin de güvenip ona hız kazandıracağı bir sistem üzerinde çalıştıklarından bahsetti. Aslında Ağustos ayından itibaren gümrüklerde başlayacak olan “Yetkilendirilmiş Yükümlülük” uygulaması bir bakıma bu düşüncenin ürünü. Tez zamanda bunun gibi uygulamaların çoğalması gerçek anlamda bir ilerleme kazandırır ülkemize.

İnternetten biraz araştırmanızı tavsiye ettiğim bir başarı hikayesi olan, Simit Sarayı’nın kurucusu Abdullah Kavukçu hakkında kısa bir bilgi vererek yazıyı sonlandırıyorum. Abdullah bey, kardeşleriyle 2002 yılında “simiti fastfood gibi satabilir miyiz aceba?” diye tartışırken bugün 17 ülkede simit satıyor. Ayrıca bu simitlerin hepsi tüm dünyaya Türkiye’den gidiyor ve ortalama ürünlerin kg birim fiyatı 17,5 Dolar. Yani ülkemizin genel ihracat birim fiyat endeksi olan 1,5 Dolar’ın 11 katı değerinde. Yakında dünya genelinde satın alma gücünü BigMac fiyatları yerine simit fiyatları belirlerse şaşırmayın derim. Görüşmek üzere, herkese hayırlı kazançlar.