Bir zamanlar 'Faize Hücum' filmini seyretmiştim. Bankerlik furyasının olduğu bu dönemde insanlar ellerinde avuçlarında ne varsa satıp, paralarını yüksek faiz sevdasıyla bankerlere yatırmışlardı. Ama bu tatlı hayal kısa sürmüştü. Süslü kağıt parçalarıyla ortada bırakılan on binlerce insan perişan olmuş, intiharlara yol açan facialar yaşanmıştı.

Burada suçlu ,devlet ilan edilmişti. Hiç kendimize pay çıkarmamıştık. Çok kazanmak uğruna gözlerini hırs bürümüş insanların yaptığı hatalar unutulmuştu. Toplumsal olaylarda her zaman birincil suçlu olarak devlet politikalarını ilan etmek maalesef kültürümüzde var. Birey olarak kendimizi sorgulamak çoğu zaman aklımıza gelmez. Fırsatları değerlendirmek isterken egolarımızın kurbanı da olmuyor muyuz?

Geçmişte yaşadığımız trajedinin bir örneğini de günümüzde zam fırsatçılığına soyunanlar üzerinde yaşıyoruz. Ve en önemlisi çarşı -pazarda halkın sofrasına el uzatanlara söylenecek çok şey var. Yaşadıklarımız bir kabus gibi üzerimize çöktü...

Aslında fırsat düşkünleri nerede olursa olsun anında kendini gösteriyor. Ne zaman ortada mali bir sıkıntı olsa anında ortaya çıkıyorlar.Günümüzde de iş adamından esnafına ,üreticisine,satıcısına kadar birçok insan tatlı kazanç peşindeler.Sanki insanlar bir yarış halinde, elindeki ürünlere zam yapma telaşına büründüler. Bu konu geçenlerde' öğretmenler odası 'sohbetinde gündeme geldi. Gerçekten 'öğretmenler odası' çok sesliliğin ve farklı düşüncelerin buluştuğu bir ortam...

Hafta sonu Afyon ve Konya’ya giden iki öğretmen arkadaşımız Kahramanmaraş'ın pazar fiyatlarını masaya yatırdı . Ortaya şaşırtıcı sonuçlar çıktı. Sebze meyve fiyatlarının düşük olmasıyla övündüğümüz ilimizde neler oluyormuş da haberimiz yokmuş. Örneğin; Konya pazarında elma 1.5 lira, domates 2.5 liraya satılırken Afyon pazarında domates 2 lira ,elma 2 lira ve yeşil biber 2 liraya satılmaktaymış. Maraş pazarına baktığımızda ise domates fiyatları 4 ile 5 lira arasında değişirken elma fiyatları 3 ile 4 lira arasında değişiyor. Kısa bir süre önce yaşadığımız soğan- patates fiyatlarının 4-5 liraya çıkması da trajikomik değil miydi?

Aynı senaryoyu şimdi özellikle domateste yaşıyoruz. Konserve hayaliyle domates almak isteyen hanımlar ,hayal kırıklığıyla evlerinin yolunu tutuyorlar. Paralel olarak salça fiyatlarındaki % 100’e yakın artışlar da dar gelirlinin belini büküyor.

Üreticiler ve satıcıların ellerindeki ürünleri değerlendirmek adına orantısızca zam uygulamaları hem ahlaki değerlerimize hem de ülke ekonomisine büyük zarar veriyor. Artık aklımızı başımıza alma zamanının geldiğini düşünüyorum. Çünkü hepimiz aynı gemi içerisinde yer alıyoruz. Dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan olma misali …