15 Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında Rusya’da düzenlenen Fifa Dünya Kupasını ilgi ve heyecanla beklerken, istisna birkaç maç haricinde zevksiz, tatsız maçlar izledik. Bazen o kadar sıkıldık ki maçı izlemeyip başka uğraşlara daldık.

Ara sıra, fanatikliğim olmamasına rağmen yıllarca arkadaşlarımızla halı sahalarda oynadığımız, çok sevdiğimiz bir spor dalı futbol. O yüzden kendimce eksik gördüğüm şeyleri futbol hakkında kaleme almaya çalışıyorum. Daha dünya kupası başladığında o 32 takım arasında Türk Milli Futbol takımımızın olmaması zaten bizi fazlasıyla üzmüşken, kupada oynanan maçlarda ki kalitesiz futbol da bizi üzdü.

Bazen köşe yazılarımda alt yapının öneminden bahsediyorum. Gördüm ki bu sadece ülkemizin sıkıntısı değil. Daha önce ki Dünya ve Avrupa kupalarında yıldız isimler daha da parlarken ve yeni yıldız adayları sahneye çıkarken, bu kupada ne yazık ki bırakın yeni yıldızları, eski yıldızların da kaydığını gördük.

Neymar’lı Brezilya, Ronaldo’lu Portekiz, Messi’li Arjantin ve Mesut Özil’li son Dünya Şampiyonu Almanya’nın da aralarında bulunduğu bir çok favori takımın son 8’i görememesi bence üzerinde uzun uzun düşünmeleri gereken bir durum.

Bu arada Dünyanın Futbol Yöneticilerinin(Fifa), milyar dolarlar dönen bu sektörde artık bu eksikleri bir an önce gidererek, kaliteli futbol, kaliteli oyuncu mantığıyla sadece finansal olarak takımlara yaptırım yapmak haricinde, alt yapı standartlarını da belirleyerek yeni bir sistem kurması gerekiyor.

Benim merak ettiğim yaklaşık 30 yıldır bütün dünya kupalarına katılan Güney Kore’den futbol açısından neyimiz eksik. Bir ekip kurulup , yaşadığımız alt yapı problemlerini çözmüş ülkelerle istişare edilemez mi? Sonuçta her şeyi biz icat edeceğiz diye bir kural yok.

Şimdi aklımızdaki soru; 2020 Avrupa Kupasına katılabilecek miyiz? , 2022 Dünya Kupasında olacak mıyız?.