Yıllar 2000’i gösterdiğinde milenyum adı altında ne kutlamalar yapılmıştı. 1900’ler bitmiş koskoca bir yüzyıl, dahası koskoca bir bin yılın bittiğine şahit olmuştuk. 80’lerin sonlarında ve 90’ların başlarında çekilen bir çok bilim kurgu filminde gelecek gösterilirken uçan araçlar, değişik kıyafetler, değişik robotlar resmediliyordu. Ve çok da ileri tarihler atılmıyordu film afişlerine. Yıl 2015 veya 2020 diye lanse ediliyor ve saydığım bir çok şey anlatılıyordu o filmlerde.

Evet yıl artık 2018 olmak üzere. O zamanın bilim kurgu filmlerindeki bazı şeyler yavaş yavaş gerçekleşse de hala kurguların baya uzağında bir yaşam sürdüğümüz bir gerçek. Örneğin milyon dolarlara satılan el yapımı arabalar olsa da hala ilk icat edilen tekerlekten biraz daha gelişmiş tekerler üzerinde, yine yollarda gidiyorlar. Karada yani. Ve ne yazık ki enerji ihtiyaçları genelde hala fosil yakıtlarla sağlanıyor. Hala uçaklar birkaç istisnası hariç, iniş-kalkış yapmak için çok uzun pistlere ihtiyaç duyuyorlar. Hala uzay yolculukları hepimiz için bir hayalden öteye gidebilmiş değil. Hala çocuklar annelerinin ördüğü kazakları giyiyorlar. Farklı kıyafetler sadece justin ve Lady Gaga’da…

Peki başka neler var gelecekle alakalı o zamanın hayallerine uymayan. İnsanoğlunun dünya hayatında ilk yaratılıp buraya gönderildiğinden beri bazı konularda çok stabil olduğu bir gerçek. Örneğin ; savaşlar, açlık, sefalet, gözyaşı… bu konularda her yıl katlanarak büyüyen oranlarla ne yazık ki eskiyi hiç aratmıyor. Hani şarkıda diyor ya “yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe..”. Evet dünyanın bazı ülkelerinde yaşayanlar daima baharı yaşarken, bazı ülkelerinde yaşayanlar hep yaprak döküyor. Dökülen yapraklar da ne yazık ki bu hikayede insanların canı, malı, namusu, vatanı oluyor. Kendini dünyanın hakimi sananlar bu gözyaşının mimarları. Ortadoğu kan gölü, Müslüman coğrafyası hem iç hem dış tehditlerle boğuşuyor. İç savaşlar, kaos hakim dört bir tarafta.

Ve bütün bu adaletsizliğe tek başına karşı çıkmaya çalışan güzel ülkem Türkiye. Dünya da adalet dendiğinde, yardım dendiğinde, insanlık dendiğinde ilk akla gelen bir zamanlar nasıl Osmanlı ise, şimdi de akla gelen ilk ülke Osmanlı’nın mirasçısı Türkiyem. Dostlarına ve muhtaçlara umut olan, düşmanına korku salan güzel ülkem. Herşey istediğin gibi olsun 2018’de canım Türkiyem…

İşte böyle dostlar… Müslüman bir ülke olarak değişik mecralarda hala noel babalar, çam ağaçları görsem ve buna üzülsem de, 2017 adındaki bir senenin bitiyor, 2018 adındaki diğer senenin geliyor olması açıkçası beni çok da etkilemiyor. Ama tabi ki herkesin kendi hayatı . Yeni bir yıla nasıl isterse öyle girer, tabi ki adabıyla…

Yeni bir yılın hepimiz, ülkemiz ve dünya için çok çok güzel bir yıl olmasını, savaşlardan uzak barış ve huzur içinde geçecek zamanların kapısını açmasını ve herkes için sağlık, mutluluk, hayırlı kazanç ve huzur getirmesini temenni ediyor, saygılar sunuyorum….