YGS sınavı için son dönemece girildi. Sınav zamanı yaklaştıkça heyecan da kaygı da artıyor. Sınav kaygısı , sınav öncesinde öğrenilen bilginin, sınav esnasında etkili bir biçimde kullanılmasın engel olan ve başarının düşmesine neden olan yoğun kaygıdır. Kaygı yaşanılan anlarda, kişinin zihnine yüzlerce olumsuz düşünce gelir. Bu durum, sınava girecek insanlarda görülen normal bir durumdur.
Her şeyin azı zarar, ortası karar, çoğu zarar fikrince yaşanılan bir miktar kaygı fayda barındırmaktadır. Ölçülü düzeyde yaşanan kaygı bireyi sınava motive etme, çalışma konusunda isteklilik ve zihni diri tutma konularında yardımcı olacaktır. Ancak yaşanılan kaygı kişinin işlevselliğini etkiliyorsa orada bir sorun var demektir. Kişi ‘Ben neden heyecanlanıyorum?’ sorusunun cevabını bularak işe başlamalıdır. Çünkü kişi başarısız olacağına dair düşünceler nedeniyle heyecanlanır. Sınav sonucu, henüz gerçekleşmemiş ve bu nedenle kontrolü mümkün olmayan bir şeydir. Sınav esnasında sonuca yönelik düşüncelere takılmak kişiye hiçbir fayda sağlamayacaktır. Kişinin kontrol edemeyeceği bir şeye odaklanması stres ve kaygıyı artıracaktır. Sınav esnasında yaşanan heyecan ve stresin önüne geçebilmek için öğrencilerin sonuç yerine ‘şimdiki an’ a odaklanmaları gerekmektedir. Geçmişi veya geleceği düşünmenin sınav esnasında kişiye bir getirisi olmadığı gibi kriz durumlarında da sebebiyet verebilir. Bu durumda yapılması gereken şey ,kişinin kendisine güvenli alanlar oluşturmasını sağlayabilmektir. Kişi daha önce elde ettiği başarıları düşünmeli, dikkatini ‘sorunun yaşanmadığı’ bu alana yoğunlaşabilmelidir. ‘Kazanacak mıyım, kazanamayacak mıyım, başarılı olacak mıyım, olamayacak mıyım?’ şeklinde düşünceler kaygıyı artırır. Bunun yerine ; ‘Sınava elimden geldiğince çalıştım,tekrarlar yaptım, sorular çözdüm, deneme sınavlarına katıldım, ben bu sınav için emek verdim.’ şeklinde düşünmek olumlu etki yapacaktır.
Bu aşamada ailelerin yaklaşımı da çok önemlidir. Kaygı bulaşıcı bir duygudur. Ebeveynlerin çocuklarının geleceği ile ilgili endişeleri onlara yansır. Bu nedenle öncelikle aileler kendi kaygılarını azaltmaya çalışmalıdır. ‘Sana çok güveniyoruz, mutlaka kazanacağına inanıyoruz.’ denmesi bile çocukta; ‘Bana çok güveniyorlar, ya ailemin güvenini boşa çıkarırsam?’ endişesine sebep olur ve bu durum kaygı seviyesini artırır. Bu nedenle sonuca değil sürece odaklanmak ve ‘ Elinden geleni yaptığına inanıyoruz, bazı zamanlar başarısızlık yaşasan bile çalışmaya devam eder ve elinden geleni yapmaya çalışırsan istediğin hedefe ulaşırsın. Biz senin yanındayız ve bunun için elimizden geleni yapmaya hazırız.’ denmesi çocuk için rahatlatıcı olacaktır.
Bir çocuğun başarılı olabilmesi için motivasyona ihtiyacı vardır. Ebeveynler , sevgilerini bir silah veya ödül aracı gibi görmekten kaçınmalıdırlar. Sadece başarılı olduğunda sevgi ve ilgi gören, başarısızlıklarında eleştirilen çocuklar, kendi değerlerini de başarılı olmaya bağlayacakları için, kendilerine güvenmez ve en ufak bir başarısızlıkta kaygıya kapılabilirler. Çocuklarınızı koşulsuz sevin ve bunu onlara her fırsatta söyleyin. Başarı bir ekip işidir ve aile bunu yapabilecek en temel öğedir.