Yine 10 Kasım’da, ülkemizin 81 ilinde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde saat 09.05’de hayat bir dakika durdu.

Milletçe Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, vefatının 81.yıl dönümünde rahmet ve minnetle andık.

Gazi'yi anarken silah arkadaşlarını ve aziz şehitlerimizi de unutmadık. Onları da saygı ve sevgiyle yad ettik.

Mekanları cennet olsun…

On Kasımlar ağlamak günü değildir.

Gazi Mustafa Kemal’i ve silah arkadaşlarını anlamak ve anlatabilmek günüdür.

Koca bir imparatorluktan, Cumhuriyete…

Yetim Mustafa’dan Atatürk'e…

Bu süreci iyi analiz etmek gerekiyor.

Ama okuyarak, araştırarak; bilgi kirliliğine izin vermeden, çeşitli kaynaklardan yararlanarak…

Milli Mücadele Dönemi ve sonrasını zamanının şartlarına göre değerlendirmek, objektif bir bakış açısıdır.

Olaylardan hareketle yürümek hem ufkumuzu genişletir hem anlayışımızı…

Yoksa zihnimizdeki şablonlar bizleri sadece bakar kör yapar.

İşin kolayıdır bir tarafta Ata'nın adını istismar etmek… Diğer pencereden de şahsına ve ailesine küfür etmek…

Üzülerek takip ediyorum; bu iki cephenin saldırılarını… Acizlik ve basitlik olarak görüyorum.

Ama sevinmeliyiz ki genel olarak Türk halkı, bu iki hareketi de tasvip etmiyor; onay vermiyor.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşları, gerçek anlamda lafta değil gönüllerde yaşıyorlar.

Türkiye Cumhuriyet’i yaşadıkça da Gazi ve silah arkadaşları ilelebet yaşayacaktır.