Yenikapıdan Yeni Türkiyeye; AK Partilisi, CHPlisi, MHPlisi, türkü, kürdü, alevisi, sünnisi herkes büyük bir coşkuyla giriş yaptı.
Yeni Türkiyede neler mi var.Dirlik, birlik,beraberlik, vatanseverlik var. Ayrımcılık, kutuplaşma, hoşgörüsüzlük ve hainlik yok. 
Tüm yürekler yeni türkiye için atıyor, tüm beyinler yeni türkiye için çalışıyor, tüm gönüller yeni türkiye için dualar ediyor.
Yeni bir dirilişin müjdesi belki de bu kapı... yüzyıllar boyunca hep fethedilmek istenen bir şehir İstanbul. Tarih boyunca çeşitli dönemlerde tam 28 kere kuşatılsa da bir türlü
alınamayan boğazın incisi, kendini 1453'te Fatihe hediye ediyor. Cenevizliler, Venedikliler, Makedonyalılar, Araplar, Ruslar, Osmanlılar ve diğerleri hep almaya çalışmışlar İstanbulu. Peygamberimiz " İstanbul elbette feth edilecektir. O'nu fetheden kumandan, ne güzel kumandandır! O'nu fetheden asker ne güzel askerdir buyurmuş ya hani, o dönemden sonra müslüman milletlerin daha da istekleri artmış fetih için. Ama M.Ö.340 lardan 1453 e kadar kimse alamamış güzel şehri. Ve 1453'te ne hikmetse Peygamberin övdüğü kumandan ve askerleri Türklerden çıkmış. Tarihte 15 devlet kuran, özgürlüğüne ve dinine düşkün Türklerin 16.Devleti, Cihan İmparatorluğu Osmanlı almış İstanbulu...
İşte İstanbulu fetheden, cihan imparatorlukları kuran, hoşgörüyü, adaleti, islamı tüm dünyaya taşıyan bizden bu sebepden çok korkuyorlar. Ama nasıl ki 1453'te aldıysak İstanbul'u, 2016'da da aldık. "İstanbul ve Türkiye Bizimdir, Bizim Kalacaktır" sözünü herkese gösterdik. Onlar için
ne yazık ki korktukları oldu. Yıllardır şucu bucu diye ayırmak-bölmek-parçalamak istedikleri koskoca bir millet ecdadının torunları olduğunu tüm dünyaya gösterdi. Şimdi birlik olmanın, tek yürek olmanın tam zamanı...Zorluklarda birleşen gönüller yüzlerce yıldır olduğu gibi el ele vererek vatan hainlerine ve düşmanlarına galip gelecek ve Yeni Dünya Düzeninin Yeni Türkiyesi olarak hakettiği yere gelecektir.
 
Bir şeye dikkat ettiniz mi? Başkumandan darbe girişimi esnasında halkı sokaklara çağırdı. Darbe yapılmak istendiği gün gibi ortadaydı. Ama nedense halk eline bırakın silahı, taş sopa bile almadan çıkmıştı hainlerin karşısına. Silahlarımı yoktu acaba hiçbirinin. Sadece düğünlerde bile havaya
uzun namlulu silahlarla ateş edip eğlenen bir milletin silahı elbette ki vardır. Ama nedense kimse almadı silahını, tüfeğini. Benim o kadar videoda gördüğüm, sadece vatansever emniyet güçlerimizde silah olduğuydu. Şimdi merak ettiğim şey neden kimse silahını almadı yanına da tankın, mermilerin, bombaların üstüne göğsünü gere gere gitti. Bu olayın bir açısı, diğer bir açıdan da şuna dikkat ettim. Daha önce meydana gelen afetlerde ve olağünüstü hallerde dünyanın çeşitli ülkelerinde bu durumdan faydalanmak isteyen kötü niyetli insanların yağma olaylarına girdiğini gördük. O gecenin hengamesinde, ne İstanbul ne Ankara ne de Türkiye'nin herhangi bir yerinde böyle bir durumla da karşılaşmadık. İşte bu milletin dış güçler tarafından aklı karıştırılmazsa gerçek yiğitliğinin, gözü tokluğunun, ahlakının hangi yüksek seviyelerde olduğunun bir kanıtı.
Darbe girişimi bastırılmış, yurtta kutlamalar devam ederken, 4 yaşında bir kız çocuğu annesinin elinden tutmuş şehrin meydanına demokrasi nöbetine giderken, bir yaşlı bir Suriyeli misafirimiz küçük kızı görür ve şu manidar cümleyi söyler; "Eğer bizim kocalarımız,erkeklerimiz şu kız çocuğu kadar yürekli olsaydı, biz bu hallere düşmezdik." ben az söyleyeyim siz çok anlayın...
Son olarak yukarıda neden darbeye karşı koymaya giderken silah almadık diye sormuştum ya sanırım ben cevabını buldum;
 
"SİLAHIN MERMİSİ BİTER DE İMANIN BİTMEZ..." de ondan...
 
EYVALLAH