Bayramlarda, Türk Bayrağını Hiç Unutmazdı (Melahat GEÇALP kızı)  Babam ülkesini çok seven bir insandı. Her bayramda balkona mutlaka kocaman bir Türk bayrağı asardı. Ben hala onun bu geleneğini sürdürürüm. Kendisine yurt dışından çok iyi teklifler gelmesine rağmen o Türkiye’yi tercih etti ve teklifleri geri çevirdi."  Bağırmasına Gerek Yok, Sevgisizliği En Büyük Cezaydı (Tevfik Kış-Talebesi Dünya –Avrupa ve Olimpiyat Şampiyonu) "Yaşar Doğu’nun aktif spor yaşamını pek bilmem ama şunu söyleyebilirim ki o, tüm zekasını ve fizik gücünü güreşte şampiyon olmaya adamış bir insandı. Aktif spor yaşamında nasıl Türk güreşi için çalıştıysa sonrasında antrenörlük hayatında da aynı çizgisinde devam etti. Yaşar Hoca’nın en belirgin özelliği asla kural dışı hareket etmemesiydi. Eğer yanlış bir davranışta bulunduysanız, kurallara uymadıysanız, size asla bağırıp çağırmazdı ama en yakın arkadaşınıza gider ve sizin antrenmanınızdan hiç memnun kalmadığını söylerdi. Bu bizim için en büyük ceza sayılırdı. Çalışmayan sporcuyu hiç sevmezdi ve cezalandıracağı zaman sevgisini azaltması en azından bize böyle göstermesi yeterdi.  Acı Kuvveti Karşısında Durabilen Yoktu Halit Balamir (Olimpiyat 2.cisi arkadaşı) Minderde hiçbir zaman işin hilesine kaçmazdı. Acı kuvveti ile tekniğini birleştirdiğinde yenemeyeceği insan yoktu. Gittiği her müsabakadan başarıyla dönerdi.  Yaşar Hoca Gitti, Güreş Durdu (Ahmet Ayık(Avrupa-Dünya ve Olimpiyat şampiyonu Y, Doğunun talebesi)  Ama maalesef günümüzde Türk güreşi onun bıraktığı gibi devam etmiyor. Zaten  uzun bir süre onun izinden giden olmadı. Birçok sporcu güreşi bıraktı ve Türkiye’de güreş duraklama dönemine girdi. Yaşar Doğu’nun ölümünden sonra  23 sene dünya ve olimpiyat şampiyonu çıkaramadık. Tüm sporcular sosyal  güvence peşine düştü. Uzun bir süre böyle bocaladık Çok hırslıydı ve acı bir kuvvete sahipti. Rakiplerini tüm gücüyle önce yorar, sonra yenerdi. Mücadeleden asla vazgeçmezdi.”  Mustafa Dağıstanlı (Talebesi-Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu Yaşar Doğu, dürüst ve geleneklerine bağlıdır. Güreşçilerle ilgilenip, dertlerine çare arayarak öm­rünü tüketmiştir. Dünya şampiyonu Ali Yücel’in işe girmesi için devrin Başbakanı Adnan Menderes’e mektup yaz­mıştır 1948 Londra Olimpiyatları’nda finalde Yaşar Doğu’nun rakibi Avustralyalı Richard Gerard ile ilgili duygu yüklü bir anı.   Aslında Londra’da altın madalya finali Yaşar’la Avusturyalı Richard Gerard arasında geçti. Gerard, son derece duygulu; bütün spor hayatında Yaşar ile kar­şılaşmış ve Yaşar’a tuşla yenilmiş olmakla övünen benzeri az bulunan bir sport­mendi. Sydney’de, Anzaklarla konuşurken yanımıza gelmiş, ağlamıştı. 1970 yılın­da Kanada’nın Edmonton şehrindeki Dünya şampiyonasına Avustralyalı güreşçi­lerin kafile başkanı olarak geldiğinde bize yaşlı gözlerle aynen şunları söylemişti: “Bütün yaşantım boyunca Yaşar Doğu gibi centilmen ve bu tür mücadele dalı­nı iyi bilen başkasını görmedim. Londra Olimpiyatları’nda yaptığımız final kapış­masından sonra göğsündeki Ay Yıldızı söküp bana armağan eden Yaşar Doğu’yu hiç unutamam. Melbourn’a döndüğümde eşim, Yaşar Doğu’nun armağanı Ay Yıl­dızı benim ceketime işledi. Yıllarca ve iftihar ederek Ay Yıldızlı kokartla dolaş­tım. Çünkü bu kokartı bana, Yaşar Doğu, bütün zamanların en büyük güreşçilerin­den bir olan Yaşar Doğu vermişti. Böylesine müthiş bir güreşçiye yenilmiş olmak insana üzüntü değil, keyif vermeliydi. Ben, yaşantım boyunca Yaşar Doğu’ya ye­nilmiş olmanın, hem de finalde yenilmiş olmanın keyfini yaşadım. Başkalarını bi­lemem. Gerard, Edmonton’da bunları bize anlatırken yanımızda Nuri Boytorun ile mil­li takımımızın antrenörlerinden Hasan Güngör de bulunuyordu. Hep birlikte öyle­sine duygulandık, öylesine duygulandık ki.İşte “Yaşar” buydu. Bu büyük şampiyon, aynı zamanda insani ilişkilerindeki becerisiyle eşsiz bir “sevgi köprüsü” kurmuştu. Allah Rahmet Eylesin.