Sosyal medyayı en çok kullanan ülkelerden biriyiz.

Sosyal medyada da en fazla sahte hesap bizde...Ve yalan haberde de dünya birincisiyiz.

Veriler Uluslararası kaynaklardan...

Reuters’in araştırmasına Türkiye’den katılan her iki kişiden biri, sosyal medyada yalan haberle karşılaştığını söylüyor.

Doğru olmayan haberlerin sosyal medyada paylaşılma ihtimalinin doğru haberlere göre yüzde 70...

Oxford Üniversitesi'nin dijital raporu da aynı gerçekle örtüşüyor. 37 ülkedeki yalan haber, medyaya güven ve haber tüketicilerinin davranışları inceleniyor ve ülkemiz dünya birincisi!

Yalan oranımız yüzde 49...

Türkiyeyi yüzde 44 ile Yunanistan ve Malezya takip ediyor.

Sahte haberlerin en az görüldüğü ülkeler;Almanya,Hollanda ve Danimarka.

Bunun açıklaması aslında çok basit: Türkiye’de yayınlanan her iki haberden biri yalan... Sosyal medya okur yazarlığında da sınıfta kaldık!

Peki,yaşanılan bilgi kirliliğindeki amaç ne?

Kesinlikle iyi niyetli olmadığı belli... Sosyal medya uzmanları, yalan haberlerin kaynağının "sıradan kullanıcılar değil, örgütlü güçler" olduğunu ve yalan haberleri anlamak için propaganda sözlüğüne bakmak gerektiğini belirtiyorlar.

Gerçeğe aykırı video ve ses kayıtlarıyla süslenen kirli haberler, çoğunlukla kriz anlarında korku ve panik yaratmak için kullanılıyor.

Sosyal medyayı da en çok gençler kullanıyor.Algı operasyonundan en çok etkilenen kesimde bunlar...Düşünüldüğünde,hedef de zaten gençler...

Gençlerin galeyana getirilmesi ve sokak olaylarının tetiklenmesi... Kamu düzeninin yok edilmesi...Arkasından da güvenlik görevlileri ile halk karşı karşıya gelecek...

Bu kurgu filmleri çok gördük ama kaçınılmaz gerçeği de göz ardı edemeyiz.Ciddi yaptırımlar olmadığı sürece de her zaman farklı senaryolarla, bu art niyetli işbirlikçiler karşımıza çıkacaktır.

Kimse kusura bakmasın;yasaların boşluklarından yararlanarak,asılsız haberleri maksatlı olarak yayınlamak ve paylaşmanın bir bedeli olmalı...

Kara propaganda yaparak, halkı birbirine düşürme diye bir özgürlük olamaz.

Toplumun huzurunu ve düzenini bozmak da bu kadar kolay olmamalı...