Ofisimin penceresinden baktığımda görünün 4 katlı eski bir bina var. En üst katını da genelde Suriyeliler’e kiralıyorlar. Son misafirlerinden sonra ne zamandır boş olan eve birkaç genç erkek taşınmış. Yine Suriyeli. Bu sabah ofise girip dışarı baktığımda yaşları 20-30 arasında değişen söz konusu arkadaşların terasta nargile-kahve keyfi yaptıklarını gördüm. İşe gelirken Fresh’te Okan’ın programına katılan bir dinleyicimizin Afrin’de görev yapan eşine şarkı armağan ettiğini duymuştum.

Evet uzun bir girişten sonra mevzuya geçelim. 18 Mart’ta 58. Gününde, bir tek sivilin bile burnu kanamadan terör örgütlerine büyük bir darbe vurduğumuz Zeytin Dalı Harekatında Afrin kontrol altına alınmıştı. Özgür Suriye Ordusu ve Kahraman Askerlerimiz, ne kadar itiraf edemeseler de yine dünyaya gücünü, insanlığı, adaleti göstermiş, kendine bir kez daha hayran bırakmıştı. İşte ülkelerinde nerdeyse tüm terör örgütlerinin cirit attığı, bir çok devletin türlü oyunlar çevirdiği Suriye’ye benim Mehmetçiğim giderken, yine bu arkadaşlar daha rahat yaşasın, terörden kurtulsun diye şehit düşerken, kendi vatanını umursamayan bu keyif ehli insanları kınıyorum. Bu ilk örnek değil biliyorsunuz. Ülkesi bombalanırken kahkahalarla sokaklarımızda özgürce gezdiklerine de, keyiflerinden göç etmiş bile olsalar, artık bir vatanları olmasa da vazgeçmediklerine çokça kereler şahit olduk ne yazık ki…

Suriye savaşının ilk zamanları Suriyeliler ülkemize sığınmaya başladığında ve sonrasında, arkadaşlar arasında muhabbet ederken; “bizde böyle bir savaş çıksa bizim Suriyelilere kucak açtığımız gibi kimse bize kucak açmaz” diyen bir arkadaşıma; “ zaten bizim kimseye sığınmaya ihtiyacımız olmaz, ya vatanı kurtarırız ya da şehit oluruz” dediğimi hatırlıyorum. Tabi atalarımızdan gördüklerimizle konuşuyordum. Çünkü böyle bir durumla hiç karşılaşmamıştım. Sonra 15 Temmuz geldi. Hain bir darbe girişiminde milletçe tanka, topa, tüfeğe, uçağa karşı sadece yüreğindeki imanla ve vatan sevgisiyle nasıl durulacağını, vatanın nasıl kurtarılacağını ve gözünü kırpmadan nasıl ölüme gidileceğini gösterdik. Yaşlı bir Suriyeli ninenin, demokrasi nöbetine elinde bayrak babasının elini tutmuş giden bir çocuğumuzu göstererek, “şu çocuktaki cesaret bizde olsa vatanımız hala bizimdi” dediğini rivayet ederler. 

Sabah gördüğüm manzara ile alakalı aklımdan kalemime dökülenleri paylaşmak istedim sadece. Şu unutulmamalı; Türkler çok özel bir millettir. Cesareti, merhameti, yiğitliği, şefkatiyle tüm milletleri kendine hayran bırakırlar. Tıpkı Afrin örneğinde olduğu gibi. 

Vatan uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi rahmetle anıyor, şu an güvenlik birimlerimizde görev yapan tüm vatan evlatlarını saygı ve muhabbetle selamlıyorum…