Dinin kendini ifade ettiği kavramlarla hayat boyunca karşılaştığımızda hep acabalar arasında kalır dururuz.Bu niye böyle?

    İlahi bir kanun olan dinin muhatabı akıllı ve belirli bir yaşa gelmiş kişilerdir.Din maddi ve manevi hayatı hayırlı yöne sevk etme düşüncesinin rehberidir.Hürriyet, adalet,eşitlik gibi evrensel prensibler de dinin bu önemli işteki referanslarıdır.

    Temel kavramlar acaba aynı anlamı mı yüklüyoruz?Dinin hürriyeti ,adaleti ve eşitliği öne çıkarmasının demokrasi geleneği ile ilgisi var mı?Farklı soruları bir araya getirerek aslında zihin kirliliğine de son verebiliriz.Diktacı tutumları din ile özdeşleştirmeye devam eden insanların sayısı fazla .Din denilince varlık,bilgi,değer üzerinde yoğun bir baskıyı anlayan bu kişileri okumaya davet ediyorum.Bilgilerinin azlığı onları irfan yolunda ilerletmiyor.

    Adalete bir nebze değinecek olursak burada denge ve orta yol ile karşılaşırız. Her şey dengede olmalıdır bunun zıttı zulümdür o da “bir şeyi ait olduğu yerin dışında bir yere koymak “ diye tarif edilir.

    Hukuk fikri toplumların kendi bünyelerinde taşıdıkları en önemli düşüncelerden biridir.İslamla birlikte dünya hukuk tarihinin farklı bir evreye girdiğini görüyoruz.İslamın getirdiği yenilikler ve oluşturmak istediği insan modelinde”HUKUK” hep önde olmuş kişinin varlığı bir bütün içerisinde anlamlı kılınmıştır.

    Avrupa da birey üzerinde yoğunlaşma yapılmaya çalışılırken aslında devletin eğemenliğine sınırsın kapı aralanmış bu durum bizim coğrafyamız da daha doğru dürüst anlaşılmamıştır.

   Özgür birey?

   Hep duyduğumuz bu teranenin ne anlama geldiği bilinmez iken buradan hareketle İslam dinindeki irade davasına girilmesini anlamak mümkün değildir.Kudret ve irade gibi iki önemli kavramın özgür birey mefhumuyla özdeşleştirilmeye çalışılması ne acıdır!

   Yüzlerce yıllık tecrübelerden ne öğrendik?

   Allah haklarının insan varlığının bir güvencesi olduğunu daha ne kadar bedel ödeyerek öğreneceğiz.Zina,alkol,eşkiyalık,hırsızlık gibi toplumları kasıp kavuran suç ve günahları adaletle dengelenmedikten sonra bu topraklara huzurun gelmesini beklemek abes olacaktır.

  Kanun hakimiyetinin olduğu bir devlet modeli şart!

  Canı,malı,namusu,aklı,düşünceyi koruyup gözeten bir sistem anlayışına muhtaç olduğumuz ortada.Avrupa kıtasının değişik ülkelere empoze ettiği fikir kargaşalarının bize faydası olmaz.

   Fazilet mücadelesi.

   Başta insanın kendisi olmak üzere toplumlar bu mücadelenin evrelerinden geçmekle erdeme ulaşabilecek bunu yaparken “Kızılelma”ülküsü varlığımızı polatlandıran ideal olacak,ehli beyt sevgisi ve cemalullah özlemi bizleri gönendirecektir.