1600’lerden beri ANADOLU topraklarında kök salan bir ürünün ne hallere düştüğünün sentezi olacak yazımız.

***

En son söyleyeceğimizi başta belirtelim: Türkiye’de yerli tütün ile üretilen sigara yok! Bunu et yetkili ağız olan Tütün-Sen Genel Başkanı ve Çiftçi-Sen Genel Sekreteri Ali Bülent Erdem söylüyor: “TEKEL, British American Tobacco’yla (Birleşik Krallık Londra merkezli, Philip Morris’in ardından dünyadaki en büyük ikinci tütün şirketi) satılınca tüm markaların isimleri de satılmış oldu. Şu an yerli tütünle yapılan sigara yok.”

***

Türkiye’de sigara piyasasının TEKEL gücü 2002’de kırıldı. Bu tekel gücünü kendi elimizle çıkardığımız ya da çıkarmak zorunda kaldığımız bir kanunla global piyasa oyuncularına verdik. Diğer bir ifade ile kendi tekelimizi hem iç piyasa hem de ihracat pazarı ile beraber başka kartellere devrettik. O zamandan günümüze üretici sayısı yarım milyona yakın bir sayıdan 40-50 binlere düştü. İlginç olanı ise tütün üretiminin dünyadaki hacmi artarken bizde devamlı düşmesi ve tüketiminin de hiç azalmamasıdır.

TEKEL’in piyasadan tamamen çekilmesi ve tütün ve sigara fabrikalarının satılmasından (bazıları özelleştirme diyorlar buna) sonra oryantal tütün olarak adlandırdığımız Türk Tütünü yukarıda belirtilen karteller tarafından sadece ihraç ürün olarak kullanıldı ve tütünün iç piyasa ihtiyacı tamamen ithalat ile karşılanmaya başladı. Hem işten çıkarılan çalışanlar hem de üreticilerin azalması zaten sorunlu olan tarım ve hayvancılık piyasasında işsizliğin artmasına neden oldu. Özellikle, 2008 sonrası tamamen yabancı kartellerin eline geçen piyasa köyden kente göçün en çok bu alanda yaşanmasına neden oldu.

Resmin reel yanının fotoğrafı bu… ancak daha vahim olanı tütün piyasasının tamamının yabancıların kontrolüne verilmesinin sözde hem GSYH’yı hem de vergi gelirlerini artırıyor gözükmesi ve satışların fiyat esnekliğinin az olduğu bu piyasada salınan vergilerin hemen gelire dönüşmesinin siyasileri sevindiren yanı olmasıdır.  

Yapılan kanun, düzenleme ve ek yasalarla sigara tüketiminin azaldığına dair bir veri karşımızda olmadığına göre piyasanın neden yabancı kartellere bırakıldığı sorusunun yanıtlanması gerekir. Aslında sorunun yanıtı yaşadığımız ekonomik krizlerin sonuçlarında gizli. Her kriz sonrası yabancı kuruluşlar ile yapılan anlaşmalarda, sözde özelleştirme özde ise tüm piyasanın yabancıların kontrolüne geçmesi (ister gönüllü isterse zorunlu) ile sonuçlanan bir resimdir bu.    

Şeker piyasasında olduğu gibi….

Verimli bir hafta dileğiyle,

Prof. Dr. Veysel ULUSOY

Twitter: @ekonomikanaliz

Kaynak: http://www.zmo.org.tr, gazeteduvar.com.tr