İnsanız beşeriz, şaşarız. Hatasız kul olmaz sözü de boşuna söylenmemiştir. Doğal olarak, en zayıf noktalarımızdan biri de para ve güç hırsıdır.

Kimilerinin çalışma yaşamı da sadece ve sadece bireysel maddi çıkarları üzerine kuruludur.

Öyle zaman olur ki birilerinin umut kapısı, bunların kazanç kapısı olur. Bunun adı da krizi fırsata çevirmektir.

Argo tabir ile’ kısa zaman da köşe dönmekte’ diyebiliriz. Öyle veya böyle ticaret maskesi altında, fırsatçılık felsefesi kimilerinin hayat tarzıdır.

Pandemi sürecinin ilk günlerinde de bu asalak aktörler sahadaydı. Millet can derdine düşerken, fırsatçılar bir kez daha para derdindeydi. Maske, makarna, kolonya gibi bazı ürünlerin fiyatlarındaki fahiş artışlar dudak uçuklattı…1 liralık maske 10 lira… 5 liralık kolonya 15 lira…

Bu günler geride kaldı derken şimdi de konut ve otomobil kriz simsarları ortaya çıktı. Bilindiği gibi kamu bankaları 1 Haziran’dan itibaren konut, araç, tatil ve ihtiyaç kredilerinde tarihi bir kampanya başlatmıştı. Düşük peşinat, 1 yıl ödemesiz, 15 yıllık vade imkanları, ev sahibi olmak hayali kuran vatandaşlarımızı oldukça heyecanlandırmıştı. Âmâ hevesleri kursaklarında kaldı.

Fırsat kollayan emlakçılar ve müteahhitler, artan talebi görünce faiz avantajını anında fiyatlara yansıttılar ve fiyatlar yüzde 30’a yakın arttı.

Özellikle 12 Şubat İlçemizde fiyatlar tavan yaptı.300 bin liralık konutlar, bu süreçte 400 bin liraya fırladı. Devletin inşaat sektörünü canlandırmak ve orta gelirli insanları ev sahibi yapmak projesi de resmen sabotaja uğradı.

Müteahhitlere de bir konuda hak verilebilir. Demir ve diğer inşaat malzemelerinde artışları da dikkate almak gerekir ama bu fahiş fiyatları haklı çıkarmaz.

Olan da vatandaşa oldu. Elde sadece derin bir hayal kırıklığı kaldı.

Aynı hareket, araç satışlarına da yansıdı. Herkes dilinin döndüğünü söylemeye başladı. Böylelikle bu sektörde de fiyatlar astronomik bir şekilde artmaya başladı.

40 bin liralık araçlar 60 bin liraya,80 bin liralık otomobiller 110 bin liraya fırladı.

Bu gelişmeler karşısında da doğal olarak ihtiyaçları erteleme dönemi başladı. Tabi ki sabırsız insanlarda var. Onlara da beklemeyi tavsiye ediyorum. Bu suni ateş zamanla sönecek. Yetkililerde bu konuda yaptırımlar uygulamaya başladı.

Ve devletin ekonomik zararları telafi edebilmek için attığı adımlara, bazı alanlarda fahiş artışlarla cevap verilmesi kesinlikle ahlaki değildir.

Biraz beyin fırtınası, biraz empati bizi kendimize getirir.

Daha da anlamayıp, fakir fukaranın nafakasına göz dikenlere de ‘Edep ya hu’ diyorum.