Ülkemiz son yıllarda, malum küresel güçlerin yönlendirdiği terör örgütlerinin saldırısı ile karşı karşıya... Uluslararası aktörler her zaman bomba veya silahla saldırmıyor, bazen de teknolojiyi kullanarak toplumda korku terörü yaratıyorlar. Bunun adı sosyal medya terörü... Facebook, Twitter, YouTube ve son dönemlerde Periscope gibi milyonların kullandığı dijital sosyal alanlarla; algı yönetimi yapılarak toplumsal karmaşa yaratılmak isteniyor. Bazen paylaşım yaparak, bu oyunun bir parçası biz de olabiliyoruz. Özellikle son günlerde sistemli bir şekilde, bu oyun sahneye konmakta... Hedef: Yaşanılan terör olayları üzerinden, nefret ve küfür dilini kullanarak, toplumsal kutuplaşma...  Günümüzde sosyal medya, kontrolsüz olması itibariyle terör propagandası için yoğun kullanılan ve dezenformasyonun pervasızca yaygınlaştırıldığı bir alan haline geldi. Terör örgütleri, sosyal medyada, daha çok bölücülük ve Türkiye’de yaşayan farklı etnik kökenden halkların çatışmasına yönelik paylaşımlar yapıyorlar. Ağırlıklı olarak İngilizce, Almanca, Kürtçe, Türkçe ve Arapça dilinde atılan tweetlerle hem yerel hem de küresel bir propaganda gerçekleştiriliyor. Gerçekle ilgisi olmayan bir haber veya fotoğraf algı operasyonu olarak kullanılabilmekte, paylaşılan fotoğrafın bir süre sonra geçmişte yaşanmış bir olaydan alıntı olduğu ortaya çıkmakta, fakat bu gerçek ortaya çıkana kadar toplum içinde istenen algı rahatça oluşturulmaktadır. Amaç yalan haberin kartopu etkisi yapması... Sosyal medya psikolojik boşalma alanı olmamalı. Nefret söylemleriyle atılan bir tweetin hesabı verilebilmelidir. Farklılığımızı zenginlik kabul ederek, teknolojinin toplumsal kutuplaşmasına bir dur diyebilmeliyiz.