Bugün günümüzde teknoloji hayatın her alanına sirayet etmiş durumunda bir hal almıştır. Her konuda kolaylığı sağlamak için kullandığımız temel araç unsurları teknoloji ile şekil almaktadır.
Devletimizin sorgulaması gereken bir konu varsa şayet bunun başında yazılım ve çözülüm programları ile güncellenen Teknolojik ürünler gerçekten hayatımızı kolaylaştırıyor mu sorusu gelmelidir.
Eğer Teknolojik alanda gerekli donanıma sahip değilsek ve sahip olmak için çalışıyorsak bunu sadece bir şeyleri temin etmek veya pazarlamak için değil her alanda gözlemlemesi yapılarak rasyonel bir şekilde süzgeçten geçirip konular hassas bir doku ile işlenmelidir.
Teknolojiye yön veren şirketlerin sahipleri neden sıradan bir hayat ile yaşamak için gayret ediyor. Askeri ücret ile çalışan bir kişi son çıkan telefonu taksit ile alırken o telefon firmasının sahibi neden hala akılsız telefon kullanıyor?
Teknolojik dönüşüm hususunda reçete uygulaması ile aynı ilaçlarda olduğu gibi faydaları ve yan etkileri belirtilmelidir. Zarar ve kâr oranı her zaman gözlenmelidir.
Dün beyin göçü üzerine çaba sarf edenler bugün bu işin zahmetli olduğunu gördüğünde zihnin köreltilmesi projesine yönelmiştir. Bunu sağlamak için de herkes tarafından cazip gelen Teknoloji ana hedef haline getirilmiştir.
Eğer Teknolojik ürünlerin reçetesi çıkarılırsa insan hayatında hasar kaybı daha az olur. Kendi zihin güvenliğimizi koruyacak uygulamaların da ne olduğunun farkına varırız.
Bu konuyu hassas bir şekilde ele alırken şirket mantığı ile değil ulus devletin milletini koruma refleksi ile hareket etmeliyiz. Temel esas kar edinmek değil milletin güvenliğini temin etmektir. Tarih boyunca bu ilke ile güçlü bir şekilde hayatta kaldığımızı unutmayın.
Teknolojinin zihnimizi tesir etmesinin arzulandığı sürecin içinden geçerken duygular ve dürtüler kontrol altına alınmaktadır. Belirlenen sevgi alanları, belirlenen ilgi alanları, belirlenen eğlence unsurları vb. zihin pusulası sistemi ile teknolojik esaretin içine hapsolmamızı arzulamaktadırlar.
Kısır döngü içinde kaybolduğunuz teolojik tartışmalara son verip Kur’an ve sünnet ekseninde yol almayı arzulayarak suhuleti temin edip hayata haiz önem arz eden konulara odaklanmalıyız.
Bunun oluşabilmesi için de din ve bilim savaşlarını bitirecek devlet politikalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Provokatörlük güdüsü ile hareket eden her kim olursa olsun ıslah edilmelidir.
Gelecekte savaşların dahi insansız bir şekilde teknoloji aracılığı ile yapılması hedeflenirken iktidar ve muhalefetin bir an önce deve ve hendek kavgasından vaz geçip Halep ile arşın arasındaki farkın farkına varmalıdırlar.
Gün bugün...
Dünün bugüne döndüğü günümüzde geçmişte ki pişmanlıklardan ibret alarak yarına ve yarından sonrasına aydın ve müreffeh bir şekilde odaklanmalıyız.
Çünkü biz azim ve mücadelenin şekil unsuruna uyum sağlayan değil, uyumu bizzat belirleyen bir millet olarak tarih boyunca hayat sürdük, sürmekteyiz ve sürmeye devam edeceğiz.
Gerçek yalnızca gerçek ile muhatap olan zihinlerin kavrayacağı bir erdemdir.
Lütfen fotoğrafa geniş kareden bakalım.