Türk güreş tarihinin mazisine göz attığımızda 1910’lu yıllarda Onni pellinen, daha sonra Raul Peter, 90’lı yıllarda Juri Şah Muradov, Genadi Sapunov, Kommandor Macidov ve  Türk güreşinde görev yapan yabancı uyruklu teknik adamlar. Güreşimizde Onni Pellinen’in Yaşar Doğu gibi bir starın milli takına alınmasına ön ayak olduğunu bilmekteyiz. Bunun yanı Sıra 90’lı yıllarda yıllardır başarıya hasret kaldığımız Greko da ise Genadi Sapunov’un katkıları inkar edilemez. Aynı Şekilde Şah Muradov da planlama konusunda bir hayli deneyimlerini antrenörlere aktardığını bilmekteyiz. Ama bunlar elbette Tüm milletlerin yaptığı işler. Fakat bir ülkenin her zaman başında yabancı antrenör duracak diye bir kaide yoktur. Sporumuzun mazisine baktığımızda ne zaman başarısız bir zaman olsa ardından  hemen yurt dışından  antrenör  arayışına girilmiş ve palyatif tedbirlerle gün kurtarılmaya çalışılmıştır. Buna rağmen başarı yine gelmeyince de bu sefer sporumuzu yönetenler: 
Kardeşim ben dünyanın en başarılı ülkelerinden teknik adamlar getirdim” ama olmadı ne yapalım şeklinde açıklamalar hep duyduk.
Türk güreşinin bir Yaşar Doğu ekolü ve ruhuna ihtiyacı vardır.

Dökme  su ile değirmenin dönmeyeceğini görmek lazım. Türk Serbest güreşinde  1951-1954-1957-1966-1994 yıllarında elde edilen 5 kez Dünya takım şampiyonluğunda hep Türk hocaların imzaları var. Aynı Şekilde  iki kez Dünya takım şampiyonu olan greko da ise başarının mimarı olarak yine Seçkin Saruhan ve Salih Bora’nın ekiplerinden oluşan  Türk hocalar bulunmakta. Her ülkenin yaptığı gibi elbette gelişen teknolojilerin transferi için her ülkeden bilgi alınmalıdır. Fakat başarıyı giden yolda her zaman kendi insanı ile bir yere gidilebileceğini de unutmamak lazımdır. Türkiye’mizde her zaman olduğu gibi şu anda güreşimizi her zaman sırtlayacak genç bir teknik adam neslimiz ziyadesi  ile vardır. Yani işin özü: Türk milleti olarak tarihimizdeki en büyük başarıları kendi insanımızla kazandık.

Bizim duygusal yapımızı ancak kendi insanımız anlar ve bizi ancak kendi sistemiz bir yere götürür. Bu gerçeği unutmadan Dünyada zirve yarışında her zaman olmak için:
1-Kendi sistemini iyi bilen iyi teknik adamlar yetiştirmek 
2-Her türlü donanıma haiz güreş kulüpleri
3-Alt yapıda uzun yıllara dayalı iyi bir planlama
4-Türk güreşinde kendine has bir sistematiğe mutlaka ihtiyaç vardır. Güreşimizin yönetimini başarı ile sürdüren Musa Aydın beyin  bir eğitimci olarak mutlaka bu hususlarda gerekli çabayı göstereceğine inancım tamdır. İnşallah güreşimizi her yönü ile zirvede görmek ümidi ile.