Bütün spor branşlarında başarılı olmak için mutlak bir sistem dahilinde düzenli planlı çalışmalar yapmak kesinlikle şarttır. Çeşitli ülkelerin yaptıkları şeyleri kopya ederek, yani dökme su ile değirmen çevirmeye çalışmanın hiçbir yararı olmadığı da gün ışığı gibi aşikar.

Türk spor tarihinin tüm zamanlar içinde en başarılı kulvarı Ata sporumuz güreş maalesef bu sistemsiz branşların en başında yer almakta. Türk spor tarihi boyunca serbest stilde 5 kez Dünya takım şampiyonluğu ve 3 kez Avrupa takım şampiyonluğu, Grekoromende ise 2 kez Dünya, 3 kez Avrupa takım şampiyonluğumuz bulunmakta. Böylesine tarihe mal olmuş büyük başarılara imza atan teknik adamların birisine ait tek satırlık bir çalışma tarzı  bilgisi ni bu gün hiçbir yerde bulmak mümkün değil.

Türk güreş tarihine altın mühürle damgasını vuran: Nuri Baytorun, Yaşar Doğu, Celal Atik gibi teknik adamların maalesef bugün hangi programla çalıştıkları, metod ve sistemlerinin ne olduğunu bilmek mümkün değil. Nedeni geçmişten bu yana hiçbir konuda düzenli arşiv tutulmaması. Şampiyonalara gidilip gelinmiş ve iki satırlık bir yazı ile şöyle oldu böyle oldu diye rapor yazılmış. Milli takım kamplarında aylarca çalışmalar yapılmış ve antrenör ve teknik adamların çalışma sistemleri ile ilgili tek kelime bile not alınmamış. Alınmadığı için de böylesine dünyayı titreten büyük değerlerin sistemleri de kendileri ile beraber uhrevi hayata göç edip gitmiş.

Yüce dinimizin en önemli vecibelerinden birisi çalışmak, kendi toplumu ve milletine faydalı olmak: Hatta “Sizin en hayırlınız kendi kavmine faydalı olandır” hadisi şerifleri de bizlere bu hususu en iyi şekilde hatırlatmaktadır. Yıllardır büyük şampiyonlar yetiştiren büyük ustaların sistem ve belgelerine ulaşamamak çok üzüntü verici bir hadise. Oysa ki arşiv ve düzenli devlet yönetimi konusunda dünyayı kendine hayran bırakan ecdadımız Osmanlı'nın geçmişte yapılanların diğer nesillere aktarılması konusundaki hassasiyetini biz gösterememişiz.

Dört yılda bir yapılan ve ülke tanıtımında büyük reklama vesile olan Olimpiyat Oyunları için her ülke büyük yatırımlar yapmakta ve sporun her türlüsünde bir sistem dahilinde hareket etmektedir. Umarım yılların ihmali sona erer ve spor branşlarında Türkiye’mize göre bir çalışma metodu ve fizyolojik yapımıza uygun, bizi sonuca götürecek sistemler geliştirilir. Unutmamak lazım ki en iyi plansızlıktan , en kötü planlı çalışmak  daha evladır.