Ortaokul yıllarında sporu hayatın vazgeçilmez bir yaşam kaynağı olarak görüp o yıllardan günümüze kadar spordan hiçbir zaman kopmayan Tuğba Güneş, Türk Spor tarihinde ilk kadın hakemlerden biri oldu. Küçük yaşlardan bu yana basketbol, tekvando, atletizm gibi bazı spor dallarında kendini göstermeye başlayan Güneş, futbol hakemliğini bıraktıktan sonra yaklaşık iki yıldır Milli Koşucu olarak Avrupa şampiyonalarında ve Yurt içi yarışmalarda dereceler kazanıyor. 18 yıllık futbol hakemliğini bırakmasına rağmen spor hayatından vazgeçmeyen Güneş, daha sonra milli master atlet olarak 2017 Avrupa Şampiyonasında Avrupa 12’incisi, 2017 Balkanlar Şampiyonasını ise şampiyon olarak tamamladı. Kahramanmaraş’ta da ve Türkiye’de adından söz ettirmeyi başaran Tuğba Güneş, ayrıca sponsor konusunda da destek bekliyor. Spor hayatı ve spora dair birçok konuları ele alarak Gazetemize açıklamalarda bulunan Tuğba Güneş, insanların sportif bir yaşam tarzının olmadığını söyleyerek, “Ülkeler teknolojik olarak ta sıkıntı yaşıyor. Kumandalar ve anahtarların çok yoğun olduğu bir yaşamdan dolayı hareketten uzaklaştık” dedi.

TÜRKİYE’NİN İLK KADIN HAKEMLERİNDEN BİRİ OLDUM”
Spor hayatına dair açıklamalarda bulunan milli atlet Tuğba Güneş, çok yoğun bir şekilde sporun içinde olduğunu belirterek şu cümlelere yer verdi: “Sportif kariyerim çok uzun, ortaokuldan bu yana uzun bir spor akışım var. Basketbol oynadım, tekvando yaptım, ardından koşuyla tanıştım, lise yıllarında koşmaya başlarken de futbol hakemliği ile tanıştım. Tabi futbol hakemliğine üniversiteden önce başlamıştım. 17 yaşında futbol hakemliğine başladım ve Türkiye’deki ilk kadın hakemlerden biri oldum. Ardından 18 senelik futbol hakemlik serüvenim devam etti. Bu 18 senin 12 yılını profesyonel liglerde devam ettirdim. 1. Lig 2. Lig 3. Liglerde A Klasman hakemliği yaptım. Bunun 9 yılını yardımcı hakem olarak yaptı diğer 9 yılını da A hakem olarak yaptım.”

KOŞULARDA BİRÇOK DERECELER ELDE ETTİM”
Hakemliği bıraktıktan sonra maraton koşuculuğu yapmaya başladığını ifade eden Güneş, “Geçen yıl itibari ile de hakemliği bıraktım. Hakemliği bıraktıktan sonrada koşmayı sevdiğim için ve periyodik olarak ta koştuğum için bu koşuyu değerlendirmek istedim. İzmir Mastır Atletizm Kulübü ile anlaştım ve şuan kulübüm adına uzun mesafe maraton koşuculuğu yapıyorum. Yani 5 kilometre ile 60 kilometre mesafeleri arasında koşuyorum. Türkiye’de birçok derece elde etmeye başladım. Türkiye’de yapılan birçok yol koşuları, arazi koşularında koştum, Türkiye şampiyonasında pistte koştum ve Türkiye 2’incisi oldum. Birçok yol koşusunda yol birincisi, yol ikincisi oldum. Ardından Dereceler yapmaya başlayınca Avrupa şampiyonalarına katıldım. Daha sonra Danimarka’da yapılan Avrupa şampiyonasına gittim 2017 yılında ve 10 bin metrede Avrupa 12’incisi oldum. Ardından 40 gün sonra Balkan Şampiyonası vardı, orada da yine Milli Master Atlet olarak, 5 bin metrede Balkan Şampiyonu oldum. Tekrar Türkiye’ye döndüğümde Yurtiçinde ki yarışlara katılmaya devam ettim. Yine 2018’de de önemli yarışlarım var. Benim için yine önemli olan Balkan Salon koşusu var 3 bin metre, ona katılacağım. Daha sonra yurt dışında birkaç yarışlar daha olacak onlara katılacağım. Bu şekilde periyodik olarak yoğun bir yarışma olacak” dedi.


SPORUN İNSAN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Spor ve insanın iç içe olması gerektiğini aktaran Güneş, “Ülkeler teknolojik olarak ta sıkıntı yaşıyor, kumandalar ve anahtarların çok yoğun olduğu bir yaşamdan dolayı hareketten uzaklaştık” dedi. Güneş, “Dünya da şuan bir küçülme var ama küçülürken de büyüyoruz. Şuan ki dünyanın konjonktüründe bir hareketsizlik var, Fast Food beslenme var, teknolojinin esiri bir ülkeyiz diyebiliriz. Ülkeler teknolojik olarak ta sıkıntı yaşıyor, çünkü hareketsiz bir yaşam, motorik bir yaşam, kumandalar ve anahtarların çok yoğun olduğu bir yaşamdan dolayı hareketten uzaklaştık. Hareketlerden uzaklaşmaya başlayınca, beyin sistemlerimiz de ve yanlış beslenmenin sonucunda da bir takım hastalıklar, ruhsal ve bedensel hastalıklarla karşı karşıya kalıyoruz. Bunların tamamı bizim yaşam tarzı modelimizle ilgili bir şey. Yaşam tarzımız gerçekten de kötüye gidiyor Türk halkı olarak. Bizi kurtaracak tek şey bilinçlilik hali. Obezitik hastalıklar, psikolojik ve ruhsal hastalıklar gibi birçok hastalıkların nedeninin temelinde hareketsiz yaşam kalıyor; yani insanların spor yapmaması. Spor yapmayınca da birçok hastalıklarla karşı karşıya kalabiliyoruz maalesef. Bu hastalıkları yaşamamamız içinde, mutlaka her bir bireyin en azından günlük 10 ile 15 kilometre arasında yürüyüş yapması gerekiyor ve beslenmesini mutlaka sınırlaması gerekiyor. Dengeli uyku, dengeli beslenme ve çok hareket yapmakla kendimizi kurtarabiliriz biz. Şuan insanlar gerçekten kalitesiz bir yaşam sürüyorlar, bunun en büyük nedeni de, insanların sportif bir yaşam tarzının olmaması. Mesela Avrupa ülkelerinde durum böyle değil. İnsanlar hayatlarında, iş yerlerine, alışverişlerine vs. bisikletlerle gidip geliyorlar. Her türlü ulaşım aracı bisiklet insanların ve bu onları dinamik, dinç tutuyor. Çünkü vücutlarında bir oksijenlenme var insanların. Vücutlarında ki oksijenlenme her zaman insanları sağlıklı ve performansı yüksek tutar. Dolayısıyla bizim de yapmamız gerekenler, şuan da bakanlıkta bununla ilgili çalışmalar yapıyor, tesisleşmelerin artması, belediyelerin spora destekler vermesi lazım ve insanların da bilinçli olması gerekir” diye konuştu.

SPONSORLUK HER İKİ TARAF İÇİNDE ÇOK ÖNEMLİ”
Konuşmasında sponsorluğunda önemine yer veren Güneş, “Milli mastır atletim, dünyada ki birçok bireysel sporcu ve takım sporu gibi birçok bireysel sporcular artık etik olarak sponsorlarla devam ediyor. Sponsorla spor artık çok bütünleşti. Reklam veya sportif bir eylem de bir firmanın ismi gerçekten çok önemli. Reklam olmuş insanlarla reklam olmuş firmaların bir birini taşıması çok iç içe artık. Dolayısıyla ben de şuan sponsor bulamadım ama bir sponsor görüşmem devam ediyor. Sponsor olmak isteyen olursa eğer benim için güzel bir şey olur” ifadelerine yer verdi.

Haber: Hakan Aydın

Editör: Mahmut Beyaz