Ailenizden aktif siyaset içinde bulunan kimse var mı? Peki Soyağacınızdan, yada aynı soyadı taşıdığınız bir siyasetçi var mı?

Muhtemelen cevabınız hayır olacaktır. Bu sizin bizim yada Kahramanmaraş için geçerli değil. Tüm Türkiye’ye bu soru sorulsa yüzde 95 oranında cevap hayır olacaktır. Abarttık mı, yok hayır. Belki de yüzde 99 oranında hayır olacaktır. Geriye yüzde 1 gibi bir oran kalmaktadır ki, bu 800 bin insan yapar. Aktif siyaset içinde olan toplan kişi sayısı da 80 bini bulur bulmaz. Yani Türkiye nüfusunun yüzde 0.1 kesimi.

Siyaset konuşmayı, siyaset tartışmayı bu kadar seven, takım tutar gibi parti tutan bir ülke olarak, aktif anlamda siyaset içinde olan insan sayısı neden bu kadar az? Kendi yetersizlikleri mi, siyasetin kendine has o ince bilimi mi? Aralarına girmek neden bu kadar zor?

Peki farkında mıyız, ülkemizde siyaset arenasında hep aynı yüzler vardır. Hep o 0.1’lik kesim vardır ekranlarda. Hep onlar konuşur, büyük laflar eder. Yıllar boyu sağ kanatta boy gösteren ünlü bir siyasetçiyi bir bakar sol bir partide görürsünüz. Yada sol kökenli bir siyasetçi, partisinde yer bulamayınca sağ partiden aday gösterilir. Anlarsınız ki yıllardır savunduğu değerler, ideolojik söylemler bir anda çöp olmuş. Aslolan mecliste kalabilmek. Siyaset sahnesinde varlığını sürdürmek.

Siyasi liderlerimiz parmaklarımız sayısınca seçim kaybetseler dahi kenara çekilmeyi düşünmezler. Yaşları seksenlere yaklaşsa da artık ülkeyi yeni nesile, yeni düşüncelere bırakmak akıllarına bile gelmez. Siyaset beşikte başlamasa da mezara kadar sürer.

O partiler gelir, bu partiler gider. O parti dağılır bu parti kurulur. Ama bakarsınız kurucular aynı, liderleri tanıdık, söylemleri bilindik.

İngiltere başbakanını sorsak çoğumuz bilmez. Çünkü orda isimler değil aslolan sistemdir. İnsanlar en fazla  10 yıl ülkeye hizmet ettikten sonra, veyahut seçim kaybettikten sonra yerini yenilerine  bırakmayı bilir. Çünkü yeni demek başka demek. Yeni demek farklı demek. Hızla değişen gelişen dünyada yeni neslin yeni fikirlerin yeni gençlerin bir an önce ülke direksiyonuna geçmesi ülke adına elzemdir.

Peki koca Türkiye’de bu ülkeyi gerçek anlamda yönetecek, liderliğine soyunacak, sırtlayacak hiç mi insan yok? Bu ülke ekonomisini rayına sokacak, eşit ve adil paylaşımı sağlayacak, ekonomik refahı sağlayacak ekonomi bakanları çıkmaz mı?

Çıkar. Belki onlarcası yüzlercesi çıkar. Sorun sanırım biraz da bizde. Siyaseti seviyoruz ama hep biraz uzağındayız. Bilim insanlarımız, doktorlarımız, mühendislerimiz, ekonomi profesörlerimiz. Donanımlı ve zeki insanlarımızın biraz daha siyasete meyilli olması gerekir. Eksikleri yok fazlaları var. Yeter ki siyasi cesaretleri olsun.

Yoksa partiler değişir, logolar değişir, ideolojiler değişir ama o yüzde 0.1 kesim hiç değişmez. Bizi yönetmeye devam eder.