MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yazılı açıklamasında son yıllarda yaşananların ve bunların kazandırdığı tecrübelerin Türkiye'nin önüne yeni dayatmaların, vahim planların konulacağına, milli varlığını tehlikeye atacak mütecaviz gelişmelerin yaşanacağına kuvvetle işaret ettiğini bildirdi.

İç ve dış gelişmelerin seyrine dikkatle bakıldığında, Türk milletinin sabrı ve direncinin sınamadan geçtiğini ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin karşısında inşa ve ihata edilmiş şer ve şiddet bloku hem kalabalık hem de karanlık mahiyettedir. İç siyasette artan tansiyonla birlikte uluslararası ilişkilerde yoğunlaşan gerilim ve yaptırım tehditleri ülkemizin içine alınmak istendiği kaotik yapıyı gözler önüne sermektedir."

Bahçeli, Türkiye'nin yeni hükümet sistemiyle zincirlerini kırmak için doğrulduğunu belirterek, şöyle devam etti: 

"Karşımızda cereyan eden hadiselerin cesamet ve cüret düzeyi hakikaten de ibretlik seviyelere tırmanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine açılan maksatlı ve mahsurlu cephe günbegün müflis ve münafık siyasi aktörlerin katılımıyla genişlemektedir. Eski sisteme dönülmesini ve Cumhurbaşkanının partisiyle bağının kesilmesini hedefleyen, takılmış plak gibi sürekli bunları vurgulayan siyasi partiler ve art niyetli siyaset temsilciler ağız ve emel birliği içindedir."

"Milletin derdiyle dertlenmeyen odaklar birleşti"

Milletin hiçbir derdiyle dertlenmeyen, hiçbir vizyon pırıltısı ve umut ışığı veremeyen odakların birleştiğinin altını çizen Bahçeli, Türkiye'nin milli gerçeklerine uzak ve yabancı zihniyetlerin icazetli şekilde harekete geçtiğini aktardı.

"Siyasetin defolu ve lekeli yüzleri, maskelenmiş kabus senaryolarıyla bir kez daha sahneye çıkarak Türkiye'nin sırtına hançer sokmak amacıyla pozisyon almışlardır." ifadelerini kullanan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:

"Dünya yeniden kurulurken, haritalar yeni baştan çizilirken ülkemizin önünü kesmek, milli bekaya kast etmek için alenen devreye girenlerin ne oldukları, neye hizmet ettikleri, nereye ulaşmak istedikleri esasen bellidir. Özelikle bilinmesini isterim ki geçmişleri geleceklerine kefil olamayan siyasi garabetlerin Türkiye'nin geleceği için söz söylemeye ne hakları vardır ne de hadleri olacaktır."

Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Girdikleri her kalıbın şeklini alan, her rüzgara yelken açan, her karambole bel bağlayan, her belirsizlikten nema kapmaya çalışan stratejik çukurların gelecek iddiaları boş bir gaye, boşuna bir gayrettir. Küresel muhasım odakların uzaktan kumandasıyla Türkiye'nin istikbaline ve istiklaline pusu kuran siyasi gecekondu sahiplerinin devşirilmiş iradeleriyle umut olmaları, ülkemize yeni bir ufuk açmaları hezeyan ötesi bir hayaldir."

"Milletvekilleri siyasi ikbal ve intikam vasıtası olamayacak"

Yeni parti çalışmalarına da değinen Bahçeli, siyasette boşluğun olmadığını vurgulayarak, "Yeni parti arayışları siyasi ve toplumsal bir ihtiyaçtan ziyade Türkiye üzerinde komplo ve kurgu mucitlerinin ucuz siparişidir. Küresel siyaset anlayışını rehber olarak benimseyenlerin milletimize ait, ülkemize dair hiçbir sözü olamayacak, hiçbir gelecek hedefi bulunamayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

"Demokrasiyi soysuzlaştırıp siyaseti sabote etmek isteyenlerin karışık ve kirli faaliyetleri son zamanlarda hız ve yaygınlık kazanmıştır." diyen Bahçeli, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Bunlar milletimizin iradeleriyle seçilmiş muhterem milletvekillerini siyasi çıkarlar uğruna pazarlayıp peşkeş çekecek kadar zıvanadan çıkmışlardır. Geçmişte benzerlerine şahit olunan kiralık milletvekili sezonu tekrar açılmıştır. Bu durum partisi ve fikriyatı ne olursa olsun değerli milletvekili arkadaşlarımıza hakaret ve hürmetsizliktir. Milletvekillerinin siyasi zorunluluktan dolayı parti değiştirmeleri başka bir şey, belirli bir maksada matuf ve süreli olarak farklı partilere görevlendirilip gönderilmeleri başka bir şeydir."

Milletvekillerinin alınıp satılacak meta olmadığına dikkati çeken Bahçeli, "Gazi Meclisimizin muhterem üyeleri siyasi ikbal ve intikam vasıtası olamayacaktır. Aksi bir durum en başta Türk milletinin irade ve seçimine büyük bir saldırı ve suikast olarak değerlendirilecektir. Siyasetin bir ahlakı, bir adamlığı, bir aklı, bir de ilkesi vardır ve olmalıdır. Bunlardan nasibini alamayanların siyasi mücadeleleri beyhude bir çırpınış olmanın yanında değersizdir, ilkesizdir, hedefsizdir ve ruhsuzdur. Türk milleti maceraya kapalıdır." ifadesini kullandı.

"ABD'de Türkiye aleyhtarlığı zirve yaptı"

Sözde Ermeni soykırım kararının ABD Senatosu'nda ilk defa kabul edildiğini hatırlatan Bahçeli, şunları kaydetti:

"ABD Kongresi'nde Türkiye aleyhtarlığı zirve yapmıştır. Ayrıca yaptırım tehditleri otomatiğe bağlanmıştır. Türk milletinin şerefli geçmişinde soykırım yoktur, katliam yoktur, insan onuruna saldırı asla görülmemiştir. Artık kimin ne söylediğinin, neyi karara bağladığının, hangi tuzakları kurduğunun anlam ve önemi de kalmamıştır. Sözde Ermeni soykırım suçlamasına yönelik kınama ve red mesajlarının ötesine geçmenin zamanı da gelmiştir."

Bahçeli, Türk milletini işlemediği bir suçtan dolayı töhmet altında bırakmanın, soykırımcı olarak fişlemenin ahlaksız ve ağır bir iftira olduğunu vurguladı.

Sözde Ermeni soykırım kozuyla avunan ülkelere kendi geçmişine bakmasını tavsiye eden Bahçeli, "1915 tehcir kararı yerindedir, isabetlidir; aynı şartlar bugün bir kez daha doğsa yine yapılmalıdır. Soykırım elbette vebaldir, soykırım suçlaması da vandal bir uydurmadır." görüşünü paylaştı.

Libya'ya asker gönderilmesi 

Devlet Bahçeli, komşu coğrafyalarda emperyalist planlamaların Türkiye'yi stratejik ablukaya almaya çabalarına işaret ederek, şöyle devam etti:

"Libya'da Hafter isimli teröristin arkasında durup Türkiye'yi Doğu Akdeniz'de sıkıştırmaya çalışanlar iyi niyetli değillerdir. Ülkemiz kuşatılmak istenmektedir. Libya'nın meşru ve tanınmış hükümetiyle Türkiye arasında yapılan 'Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması' zalimleri ve Türk düşmanlarını adeta felç etmiştir."

Açıklamasında Libya'ya asker gönderme seçeneğinin mutlaka gündeme alınması ve gereğinin cesaretle yapılmasını isteyen Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Tarih uyanırken, eski hakimiyet havzalarımızın anıları dirilmektedir. Gönül, inanç ve kültür coğrafyalarımızın Türk milletine çağrısı günden güne artmaktadır. Bu çağrıya sessiz ve seyirci kalmak akıl dışılıktır. Libya ve Suriye'deki krizlere tepkisiz ve hareketsiz kalındığı taktirde jeopolitik riskler ithal edilmiş olacak, Anadolu coğrafyası tehlikeye atılacaktır. İhtiyaç hasıl olursa Libya'ya asker göndermek aynı zamanda bir beka meselesi olup MHP'nin desteğini alacaktır."

CHP'ye eleştiri

Libya konusunda CHP'nin tavrını da eleştiren Bahçeli, "(Ne işimiz var Libya'da) diyen CHP'liler ve tufeyli iş birlikçileri ise Las Tesis eylemiyle dansa ve dalavereye hızla devam etmelidir." yorumunda bulundu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, şunları kaydetti:

"Kadına yönelik şiddetin dansla duracağını düşünenlerin hali acul ve acıklıdır. Lübnan, Libya, Suriye, Irak, İran, Cezayir, Sudan, Latin Amerika ülkeleriyle ve Avrupa ülkeleri huzursuzluğun pençesindeyken, Türkiye tarihi haklarını korkusuzca, kahramanca savunmalı, Anadolu'yu işgal planlarını kaynağında yok etmelidir. Küresel güçlerin taşeronluğuna talip olanlar, düştükleri taviz ve teslimiyet döngüsünün içine aziz milletimizi asla çekemeyeceklerdir. Ne CHP ne İP ne HDP ne de Serok partisi selamete yürüyüşümüzü felaketle kesemeyeceklerdir."

"Türkiye geri adım atmayacak"

Türkiye'nin beka mücadelesinin içinde olduğuna aktaran Bahçeli, "Bu beka mücadelesinin şeref payesi Cumhur İttifakı nezdinde büyük Türk milletindedir." ifadesini kullandı.

Cumhur İttifakı'nın asla pes etmeyeceğini vurgulayan Bahçeli, "FETÖ ve PKK'ya tek laf edemeyenlerin demokrasi ve özgürlük yalanları tutmayacak, Türkiye geri adım atmayacaktır. Geleceğin parlak günleri Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi vasıtasıyla kesinlikle Türk milletinindir. Geleceğin mimarı ise sicili kapkara olanlar değil cumhurun ittifak ruhu, Türk milletinin muhteşem duruşudur." değerlendirmesinde bulundu.

Editör: Mahmut Beyaz