Büyük Birlik Partisi Onikişubat İlçe Başkanlığı’nın 1. Olağan Kongresine Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Haşim Yanar katıldı. Esnaf ve Sanatkârlar Odası Konferans Salonu’nda gerçekleşen kongre saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Başta Muhsin Yazıcıoğlu olmak üzere tüm şehitler için Kuran-ı Kerim Tilavetinin okunduğu kongrede konuşma yapan BBP Genel Başkan Yardımcısı Yanar, sözlerinde sıklıkla terörle mücadele vurgusu yaptı. Parti olarak yıllarca terörle müzakere değil, mücadele edilmesi gerektiğini söylediklerini ifade eden Yanar, terörle mücadelenin dağda terörist kovalamakla olamayacağını savundu.

TERÖRLE MÜCADELE, DAĞDA TERÖRİST KOVALAYARAK OLMUYOR”

Yanar, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Terörle mücadele gündemimizin son yirmi yılına özellikle girmiş bulunmakta. Her defasında terörün çözümüne ilişkin siyasi parti olarak önerilerimizi paylaştık. Özellikle geçtiğimiz iki yıl öncesine kadarki süreçte, terörle müzakere edilmemesi gerektiğini bunlarla masaya oturulmamakla bunların cesaretlendirilmesinin doğru olmadığını ifade ettik. Tabi gelinen noktada bu ifadeler yerini bulsa da bugün hala terörle mücadelede her ne kadar kontrol altına alındığı bir takım ifadelerle gündemimiz meşgul ediliyor olsa da hala terörle ilgili mücadelede istenen noktaya gelinmiş durumda değiliz. Çünkü terörle mücadele, dağda terörist kovalayarak olmuyor. Çünkü bu eli kanlı terör örgütünün insan kaynaklarını yine içimizde ki insanlar oluşturuyorlar. Yani esasında terörle mücadelenin temelinde terörü cesaretlendiren, teröre teşvik eden hususlarla mücadele gerekiyor. Onları o noktaya getiren, terör örgütüyle uzlaşanları doğru tanımlayıp o noktada çözümler üretmeyi gerekiyor. Terörle mücadelenin finans boyutuyla ilgili mücadele yapmak gerekiyor. Siyasi uzantılarıyla mücadele etmek gerekiyor. Bunları cesaretlendiren küresel uzantılarla mücadele etmek gerekiyor. Aksi takdirde tüm bunları kenara koyarak, sadece terörde adam öldürmek yönüyle yapmış olduğu mücadele sizi terörden kurtarmak yerine, terörü daha da güçlendirdiği gibi, teröristlerin size karşı azmetme duygularını derinleştirir. Dolayısı ile onların düşmanlık noktasındaki pozisyonlarını haklı kılacak bir boyutta kazandırır. Maalesef Türkiye son yirmi yılda terörle ilgili böyle bir noktaya gelmiş durumda.”

HER AN KAYBEDECEK GİBİ YAŞAYIN”

Son günlerde yaşanan terör saldırılarında hayatını kaybeden şehitleri rahmetle anan Yanar, “Trabzon’da bir tanesi güvenlik gücü olmak üzere iki tane kardeşimizin şahadet haberine şahitlik ettik. Daha sonra Batman’da ve Tunceli’de şehidimizin olduğunu duyduk. Tam bitti bitecek derken, terörle ilgili mücadele bitti diye sevinecekken, bir anda böyle bir haberle karşı karşıya kaldık. Bunlardan bir tanesi çok trajedik olarak çıktı karşımıza. Trabzon’da 15 yaşında çocuk denilecek bir kardeşimizi şehit verdik. 15 yaşında ki bu kardeşimizin yaşamış olduğu bu trajedi iki bakımdan yüreklerimizi dağladı. Bunlardan bir tanesi, dağ başında çobanlık yapan, fındık tarlasında fındık toplayan, çay tarlasında çay toplayan, bir kardeşimiz, sosyal medyadan yapmış olduğu ifadeden anlıyoruz ifadede ‘biride çıkıp iyi ki varsın eren demiyor’ diyor. Bu ifade çok ciddi bir mesaj iletiyor bize. Hepimizin yanında Erenlerimiz var. Allah için hepinize bir kardeşlik çağrısında bulunuyorum. Şahadetinden ya da vefatından sonra üzüleceğiniz kim varsa, onlara yaşarken muhabbetinizi yansıtın. Onlarla her an kaybedecek gibi yaşayın” ifadelerini kullandı.

YOLSUZLUK HAYATIMIZIN BİR PARÇASI DURUMUNA GELMİŞ”

Ülke gündemine ilişkinde konuşan Yanar, “Cinnet, şiddet, uyuşturucu, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, öyle bir noktaya gelmiş ki artık, hepsi gündemimizin tam ortasına oturmuş durumda. Gün olmuyor ki bir aile içi şiddet olayı ile karşı karşıya kalmayasın. Hemen yanı başınızda komşunuzdan duyuyorsunuzdur, çocuğu babasını bıçaklamış, kocası karısını bıçaklamış, cinnet geçirmiş tüm aileyi katletmiş. Bu ve buna benzer haberler gündemimizin her gün ortasına bomba gibi düşüyor. Tabi yolsuzluk Türkiye’nin hala kaderi olmaktan çıkmadı. Yolsuzluk hayatımızın bir parçası durumuna gelmiş ve buna karşı toplumsal direnç koyan bir şeyde yok. Toplumda buna karşı maalesef uyuşmuş durumda. Rüşvette var içinde tabi rüşvet kamularda birçok yerde rüşvetle çözüldüğü bilindiği halde, ne bu noktada siyasi tepkiler alınıyor, ne de bu noktada millet olarak güçlü bir tepki ortaya konulabiliyor. Böyle bir durumla da karşı karşıyayız” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE’Yİ KİMSENİN SURİYE YAPMASINA İZİN VERMEYİZ”

Muhsin Yazıcıoğlu’nun “Türkiye İran olmaz, Türkiye Cezayir’de olmaz ama biz kimseyi Türkiye’yi Suriye yapmasına müsaade etmeyiz” sözünü hatırlatan Yanar, şunları kaydetti: “Bizim birçok sorunumu var ama bunlardan bir tanesi de içinde bulunduğumuz dönemsel savrulmaların bizi karşı karşıya bıraktığı bir darbe meselesidir. Türkiye bir darbe kalkışmasıyla karşı karşıya kaldı. Birlikteliğine, beraberliğine, kardeşliğine kast eden milletin silahını millete doğrultan bir darbe kalkışması. Tabi bunun affedilmesi bunun anlaşılması hiçbir nokta da mümkün değildir. Yani bunun tüm siyasi iktidar milletçe bir duruş ortaya koydu. Fakat bu darbeyle birlikte Türkiye de darbeye kalkışan dolasıyla milletin silahını millete doğrultan bu operasyonun yanı sıra farklı bir siyasi iktidarın ilgisi iradesi dışında orada boşalan makamlarda özellikle askeri istihbaratta ve adli yargıda farklı gayri meşru bir kadrolaşmanın olduğunu görmekteyiz. Böyle bir sıkıntı ile karşı karşıyayız. Yıl 97’de 28 Şubat sürecinin o gün bize yaşattığı olayı hepiniz yakından takip ettiniz. 28 Şubattaki sonuçlar itibariyle de özellikle ülkede ki inanç kesimlere ciddi bir zarar darbedir. Orada rahmetli Muhsin başkanın bir çıkışı vardı. Pek çoğu bu çıkışa da anlamda verememişti. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu, “Türkiye İran olmaz, Türkiye Cezayir’de olmaz ama biz kimseyi Türkiye’yi Suriye yapmasına müsaade etmeyiz” demişti. Bugünden geriye doğru bakıldığında niye Türkiye Suriye’yi yapmaya müsaade etmeyin demişti. Çünkü o zamanlarda yine 28 Şubat’la birlikte bu yaşanan post-modern darbe girişimiyle yapılan olayın temel bilinçaltı Türkiye’de ki inanç kadrolarını ve milliyetçi kadrolarının tasvip edilmesiyle birlikte oluşan boşluktur. Bu noktadan Muhsin başkan milleti uyarmış ve o darbenin önünü kesmiş. Türkiye şimdi Suriye’de kine benzer bir darbe girişimiyle karşı karşıya. Yine de biz görevimizi yapıyoruz. Büyük Birlik Partililer olarak bugün itibariyle yüksek seste bu ifadeyi kullanacağımızı iddia ediyoruz. Diyoruz ki evet doğru Türkiye İran olmaz, Cezayir olmaz, Türkiye’yi kimsenin Suriye yapmasına izin vermeyiz.”

ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE ANIYORUM”

Selamlama konuşmasını yapmak için kürsüye gelen Büyük Birlik Partisi Onikişubat İlçe Başkanı Ali Polat ise, “Büyük birlik partisinin Onikişubat kongresine katılımlarınızdan ve teşriflerinizden dolayı yaşamış olduğum mutluluğu sizlerle paylaşıyorum. Bizleri yalnız bırakmadığınız için teşekkür ediyorum. Başta rahmetli şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu ve yol arkadaşları olmak üzere nizam- âlem davasına gönül vermiş ve bu kutlu yolda yürürken ebediyete intikal eden parti büyüklerimizi ve kutsal değerleri uğrunda hayatlarını kaybetmiş tüm vatan şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Kurulduğu ilk günden bugüne dek ilah-i kelimetullah için Nizam-ı Âlem diyen ve hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan siz dava arkadaşlarımı bir kere daha saygıyla selamlıyorum” dedi.

BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ”

“21. yüzyılda dünyada ve ülkemizde meydana gelen değişim ve gelişmeler hep belli küresel odaklar, küresel çeteler ve küresel baronlar tarafından gerçekleştirilmektedir” diyen Polat, şunları kaydetti: “Bu küresel değişim ve gelişim kapitalizmin acımasız yüzüyle derebeyi medeniyetinin dünyayı yeniden şekillendirilmesine yönelik olarak emperyalizm farklı boyutlarda kendi çirkin yüzünü bir kere daha göstermesine neden olmuştur. Bunun Anadolu ve İslam coğrafyasında mazlum ve mağdur milletler boyutundaki yansımaları derinlemesine görülmekte ve izlenmektedir. Bu hayatın her alanında insanı ve toplumu yenden dizayn etme amacından başka bir şey değildir. Bu dizayn ve dönüşüm süreci geleneklerinden yerli, milli ve İslami değerlerinden koparılmış sadece kimlikteki bilgilerle sabit kılınmış, bir toplum yapısı inşa etmekten başka bir şey değildir. Tüm dünyada bu değerler bilerek ve istenilerek zayıflatılmış, kültür emperyalizmi ile saman altında su yürüterek istenilen hedeflere makyavelist düşüncenin ürünü olarak ulaşmak istemektedirler. Bu yaşanılan süreçte Türk İslam kültür ve medeniyetinin yeniden inşa sürecinde Müslümanın duası olarak kabul ettiğimiz ve öyle gördüğümüz Türk’üz birlikte ve beraber güçlüyüz düşüncesiyle medeniyete ait ortak değerler etrafında Türk ve İslam coğrafyasıyla bir ve beraber olmaya ihtiyacımız kaçınılmaz bir hal almıştır.”

TAVRIMIZ KİMLİĞİMİZDİR”

Büyük birlik hareketi olarak ülkücü tavırlarını her zaman koruduklarını ifade eden Polat, tavrımız kimliğimizdir dedi. Polat, “Bunun için tüm mazlum ve mağdur Tük ve İslam coğrafyasının bir umut olarak gördüğü Anadolu ocağında pişmiş ve mayasını bulmuş olan bu hareket her zaman için milletin birliğini ve devletin bekasını esas almıştır. Onun için sloganımız alevisi kürdü Laz’ı Çerkez’i Türkmen’i doğulusu batılısı kuzeylisi ve güneylisi ile aynı kilimin desenleriyiz. Farklılıklarımızı bu coğrafyanın kültürel bir zenginliği olarak gördük. Her zaman dik durduk düz yürüdük doğruyu konuştuk. Beş saniyesine hükmedemediğimiz bir dünya için fırıldak olmadık. Herhangi bir derin vesayete dayanmadık. Şehit başkanım diyordu ki İnsana dayanma ölür, Duvara dayanma Yıkılır. Ağaca dayanma kurur. Sırtını hakka ve hakikate daya ki o bakidir. Biz varlığımızı vatanın ve milletin istikbaline çiviledik. Milli, yerli, sivil katılımcı demokratik siyaseti, temiz toplum için düşündük ve düşünmeye devam edeceğiz. Son birkaç asırdan beri bizi bu coğrafyada yalnız bırakmak isteyenler emellerinize ulaşamayacaksınız. Biz ne Irak ne Libya ne mısır ne de Suriye’yiz biz üç kıtada medeniyet kurmuş büyük Türk Milletiyiz. Bizsiz bu coğrafyada her gün yeni harita çizenler istedikleriniz olmayacak. Bizi yeri geldiğinde Amerika’nın ortasına dahi bu bayrağı dikecek tarihi tecrübeye sahibiz. Büyük Birlik hareketi ortaya koyduğu ve koyacağı yeni projelerle hamiyet davasının öncüsü olmaya devam edecektir. Bu yaşanabilir bir Türkiye ve dünya için olacaktır. Yeni bir diriliş aşkı ve şevkiyle gerçekleştireceğimiz bu kongremizin hayırlara vesile olmasını Cenabı Allahtan niyaz ediyorum” şeklinde konuştu.

Tek adayla seçime gidilen birinci olağan kongrede, tüm delegelerin oyunu alan Ali Polat, BBP Onikişubat İlçe Başkanı oldu.

Haber: Meliha Şeyda Akçakale

Editör: Mahmut Beyaz