FETÖ terör örgütü lideri Fetullah Gülen’in ABD tarafından teslim edilmemesi ve son günlerde Papaz Andrew Brunson'un ev hapsinde tutuluyor olması Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkilerin gerilmesine neden olmuştu. ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye'yi ekonomik yaptırımlarla dize getirebileceğini düşünerek küstah bir şekilde yaptırım tehditleri savurması sonra CNN Türk canlı yayınına çıkan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Parti sözcüsü ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal: “15 Temmuz'dan sonra Amerika'dan suçluların iadesi anlaşması çerçevesinde talep ettiğimiz, anlaşmanın 9. ve 10. maddesinin gereklerini Amerika yerine getirmiş midir, hayır” dedi.

NATO ÜYESİ BİR ÜLKEYİZ

Mahir Ünal’ın konuşmasından satır başları şöyle: “Türkiye bütün ittifaklarına bir NATO müttefiki olarak bütün sorumluluklarını yerine getirmekte midir, evet. Uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmekte midir, evet. 15 Temmuz'dan sonra Amerika'dan suçluların iadesi anlaşması çerçevesinde talep ettiğimiz, anlaşmanın 9. ve 10. maddesinin gereklerini Amerika yerine getirmiş midir, hayır. Biz daha o dönemde FETÖ elebaşısıyla ilgili dedik ki, bakın talep bu, gereğini yapın, yapıldı mı, hayır. İstediği belgeleri klasör klasör verdiğimiz halde bunların mahkemeye intikal etmediği ortaya çıktı. Biz bütün sorumluluklarımızı yerine getirmemize rağmen, hem Suriye'de terör örgütüne silah yardımına tutun da, hemen bizim sınırımızda PKK'dan milis gücü oluşturma cüretine maalesef Amerika kalkıştı.

RAHİP BRUNSON ÜZERİNDEN TÜRKİYE'YE TWİTTER ÜZERİNDEN TEHDİTLER SAVURULMASI KABUL EDİLEMEZ

Görünen o ki, bu kişi onlar için çok önemli. Onlar için bu kadar önemliyse şunu sormak gerekiyor; Savcının hazırladığı iddianameye bir bakma gereği duydular mı? Biz sanki bu kişiyi tutmuşuz içeri atmışız. Hayır, Türkiye'de yargı süreçlerinde gözaltı süreci daha sonra tutuklamaya karar verirken savcının ortaya koyduğu iddianame, iddanamede ortaya koyduğu belgeler bunlarla ilgili tek bir kelime kimse konuşmuyor. kalkıp bunu serbest bırakın demek her şeyden önce Türkiye'nin yargısına bir saygısızlıktır. Türkiye'nin egemenlik haklarına yönelik bir saygısızlıktır. Amerika, böyle bir tarz geliştirdi, twitter üzerinden bir ülkeyi tehdit edip o ülkeden istediklerini almak gibi tuhaf bir yöntem geliştirdiler. Türkiye öyle sosyal medya üzerinden tehdit eidlecek bir ülke değil. Bu tehdit dili Türkiye'yi korkutmayacağı gibi çok uzun bir döneme yayılan stratejik ortaklığımıza model ortaklığımıza zarar vermektedir.

BİR BAKIYORSUNUZ TRUMP BİR TWEET ATIYOR SURİYE'DEN ÇEKİLİYORUZ DİYOR

Sonra bakıyorsunuz savunma bakanı hayır efendim bunu nereden çıkardınız diye başka bir cevap veriyor. Menbiç konusunda bir kanat bir yaklaşım sergilerken başka bir kanat başka bir yaklaşım sergiliyor. Bir kafa karışıklığı mı var yoksa bu yeni bir yönetim stratejisi mi? Bu bizim sorunumuz değil. Bizim çizgimiz son derece net. Öncelikli olarak uluslararası anlaşmalardan ve müttefiklerimize kaşrı sorumluluklarımızdan herhangi bi taviz vermeden yolumuza devam ediyoruz. Amerika ile olan müttefikliğimiz bu şekilde devam ederse Amerika'nın şunu bilmesi gerekiyor, çok ciddi anlamda ilişkilerimiz zarar görecektir. Çünkü Türkiye boyun eğecek, korkacak geri adım atacak bir ülke değil. Daha makul, daha diplomasiye, nezakete uygun bir dil ve yaklaşıma dönmesi gerekiyor ABD'nin.

CHP'NİN YARGI İLE İLGİLİ İDDİALARI

Türkiye'de yargının olmadığını, hakim ve savcıların iktidardan talimat aldığını, yurt dıışna, yatırımcılara dönük bir söyleme dönüştürdü CHP bunu.  Bunu yoğun olarak FETÖ yargılamalarının olduğu dönemde yaptılar. Çünkü FETÖ yargılamaları sonuçlandığında muhtemelen bazı FETÖ'cü avukatlar bunu alacaklar Avrupa İnsan hakları Mahkemesi'ne taşıyacaklar. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürdüklerinde bu kararlarla ilgili altlığı CHP hazırlamış durumda. Adalet Yürüyüşü sonra Adalet Çalıştayı ve ondan sonra hazırlanan bir rapor vardı. Sadece o raporu alıp götürseler AİHM için bir altlık niteleğinde. Peki FETÖ yargılamaları CHP'nin dediği gibi mi oldu? Hayır, son derece şeffaf, uluslararası hukuk normları birebir uygulandı. Ama CHp sistematik olarak bu işi AİHM'de bozduracak altlığı hazırladı. Bu ülkenin hakimi savcısı onurlu insanlardır. Kimseden talimat almazlar. CHP'nin kalkıp da bu ülkenin hakimlerine savcılarına iftira etme hakkı yoktur. Bu fotoğrafı görmek gerekir. CHP'nin yaptığı muhalefet terör örgütleriyle söylem birliği ve Türkiye düşmanlarının dilini içerde siyasal bir söylem haline getirmektir. CHP'nin aldığı pozisyona baktığınız zaman her konuda Türkiye'nin yanında bir pozisyon olmadığını görürsünüz. CHP özellikle Kılıçdaroğlu'nun CHP'si bunu sistematik olarak sürdürüyor. 50 bine yakın belge koyabilirim açık kaynaklardan bu konuda. Bu konuda kitap da önerebilirim, ‘Yolunu Şaşıran Ok’ CHP'nin bu konuda yaptıkları kitap oldu”

Haber: Mustafa Kılınç

Editör: Mahmut Beyaz