Kahramanmaraş’ın önemli siyasi aktörlerinden biri olan Ali Sezal’ın oğlu olmasının yanı sıra çocukluğundan itibaren her kademede görev yaptığı AK Parti’ye, 2018 yılının Haziran ayında gerçekleştirilen genel seçimler sonucunda milletvekili olarak hizmet etmeye devam eden Mehmet Cihat Sezal, TBMM’nin en genç vekillerinden biri olurken, çalışkanlığıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Milletvekili seçildikten sonra hızlı bir şekilde görevine adapte olan, özellikle gençlere ve vatandaşlara yakın duruşuyla takdir toplayan Sezal, bürosunun kapılarını Manşet Gazetesi açtı. Ulusal ve yerel gündeme dair birçok sorumuzu yanıtlayan Sezal, 2019 yılının değerlendirmesini yaparken, 2020 yılından beklendilerini sıraladı. Yerli otomobilden, Türkiye’nin 2020 yılındaki bütçesine, yerel seçimlerden Libya ile güvenlik ve askeri iş birliği anlaşmasına, Kanal İstanbul’dan Türkiye’deki muhalefet partilerinin tutumuna kadar ulusal anlamdati birçok sorumuza içtenlikle yanıt veren Sezal, Kahramanmaraş’a dair sorularımızı da açık yüreklikle yanıtladı. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör’ün geride bıraktığı görev süresini değerlendiren Sezal, yanıtı merak edilen birçok soruya cevap verdi.

İşte Mehmet Cihat Sezal ile yaptığımız röportajın ara başlıklarla detayı;

“2019, DÜNYADA SÖZ SAHİBİ OLDUĞUMUZ YILDI”

2019’yılının artık son günlerindeyiz, 2020 yılına girmemize sayılı günler kaldı. 2019 siyasal anlamda seçimlerin ve askeri harekatların olduğu yoğun bir yıldı. 2019 sizin için nasıl geçti?

Mehmet Cihat Sezal; Daha önceki Türkiye’yi hatırlıyoruz, yeni Türkiye bir takım zorluklar yaşıyor lakin biz artık dünyada ne kadar itiraz ederlerse etsinler söz sahibi bir ülkeyiz. Liderimiz Recep Tayyip Erdoğan, dünyadaki belli başlı aktörlerden birisi oldu. Amerika’da Trump, Almanya’da Merkel, Rusya’da Putin ve Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan. Daha önce tabiri caizse esamemiz okunmazken bugün Cumhurbaşkanımızın gayretiyle dünyada gerçekleşen bütün siyasi ve askeri olaylarda hem Türkiye hem de Cumhurbaşkanımız baş aktörlerden birisi haline geldi. Dünya artık bizim hem Ortadoğu’da, hem de dünyanın geleceğini ilgilendiren konularda söz sahibi olduğumuzu kabul etti. Bu çok büyük bir gelişme, tabi bunda liderimizin gayreti ve çabası çok büyük. Bu anlamda zorluklar da olsa 2019’u Türkiye’nin dünyada söz sahibi olduğu yıl olarak görmekte fayda var diye düşünüyorum. Bizim dış politikada bütün konulara müdahale ettiğimiz noktasında muhalefetin bir eleştirisi var, biz buna katılmıyoruz. Sessiz ve sakince bir kenarda durduğunuz zaman haklarınızın yenmesi, haklarınızın gasp edilmesi söz konusu ama biz adaletle hükmederek hem dünyada hem de Ortadoğu’da mazlumlara ve Müslümanlara sahip çıkıyoruz. Sahip çıkmaya da devam edeceğiz. 2020 yılında da bu gelişmelerin Türkiye adına daha da artarak devam edeceğini Allah’ın izniyle göreceğiz. Biz hem Türkiye’nin çıkarlarını, hem de dünyada zulüm gören mazlumların ve Müslümanların çıkarlarını korumakla yükümlüyüz. Bu noktada gayretimiz devam edecek.

“TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİ İLGİLENDİRİYORSA, MÜDAHALE EDECEĞİZ”

2019’da en çok yerel seçimler, tekrar edilen İstanbul seçimleri ve Barış Pınarı Harekatı konuşuldu, siz de yoğun bir şekilde çalıştınız, seçimlerde beklediğiniz sonuçları aldınız mı, bu yöndeki değerlendirmeleriniz neler?

Mehmet Cihat Sezal; Bu süreçte iki seçim geçirdik, aslında hem 2018’deki genel seçimleri hem de 2019 Mart’daki yerel seçimlere dikkat çekmek gerekiyor. 17-18 yıldır iktidar olan bir siyasi partiyiz. Hizmetlerin devamlı ve sürekli olmasının yanında önce de ifade ettiğim gibi Cumhurbaşkanımızın liderliğinin bunda önemli bir payı var. Vatandaşımız kendisine hizmet eden siyasi partiye ve lidere oy vermeye devam ediyor. Yurt dışında, özellikle de Suriye’de yaptığımız sınır ötesi harekatlar 2019’da da devam etti, yine muhalefet bu harekatları neden yaptığımız konusunda sürekli eleştiriler getiriyor. Niye yaptınız, karışmasaydınız, müdahale etmeseydiniz diyorlar. Halbuki biz binlerce kilometre öteden gelip Suriye’nin iç işlerine karışan ülkeler tahammül ederken, kendi ülkemizin sınırında olan savaşa müdahale etmemiz bekleniyor. Bunun söz konusu olmayacağını bilmemiz lazım. Biz kendi sınır güvenliğimizi korumak, can ve mal güvenliği olmayan Suriyeli kardeşlerimize destek olmak durumundayız. Türkiye, Suriye ile en büyük kara sınırı olan ülkelerden bir tanesi. Buna sessiz kalmak söz konusu değil, o yüzden biz kendi sınır güvenliğimiz ve vatandaşlarımızın güvenliği için, ayrıca Suriye halkının hakkını korumak adına harekatları gerçekleştirmekle yükümlüydük. Libya olayında da olduğu gibi Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren, Türkiye’nin sınırlarını ilgilendiren her konuda müdahale etmeye devam edeceğiz.

“BİZ DE YERLİ OTOMOBİLİMİZİ TÜM GÜCÜMÜZLE DESTEKLEYECEĞİZ”

Türkiye’nin 60 yıllık yerli otomobil hayali artık son buldu diyebiliriz, Cumhurbaşkanımız yerli otomobili tanıttı, oldukça gururlu bin andı, siz neler hissettiniz?

Mehmet Cihat Sezal; Gerçekten sosyal medyada ve televizyonlarda gördüğüm, yerli ve milli otomobil beklentilerin çok çok üstünde. Kimse böyle bir atılımı beklemiyordu, kimse bu kadar modern araç beklemiyordu açıkçası. Muhalefetten de destek olanları linç etmeye çalışıyorlar ama doğru bir tane. Türkiye’nin 60 yıllık hayaliydi bu araç. Birkaç gün önce Piri Reis’i suya indirdik, İHA’larımızı, SİHA’larımızı yapıyoruz, kendi ATAK helikopterimizi yapıyoruz, Kirpi’yi yapıyoruz ve bugün yerli otomobilimizi yapıyoruz. Son 3-4 yıldaki bu gelişmeler Türkiye’nin dünyada aktör olmasına neden olan etkenlerin yanında artık teknolojik olarak da dünyada söz sahibi olmasına sebep olacak. Belki 3-5 yıl sonra göreceğiz bunun etkilerini. Yapmadığımız bir savaş uçağımız kaldı, onu da yaparsak Allah’ın izniyle hak ettiğimiz yerde olacağız. İnşallah otomobilimiz de 2022 yılında trafiğe çıkacak, Cumhurbaşkanımız da alma sözü verdi, biz de İnşallah otomobilimiz çıktığında tam gücümüzle destek vereceğiz. Bunların hiçbiri tesadüf değil, aklı selim düşündüğümüz zaman Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda hak ettiği yerde olacağını herkes görecektir.

“BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNE KAHRAMANMARAŞ DAMGA VURDU”

2020 yılının bütçe görüşmeleri yoğun çalışmalar neticesinde sonuçlandı. Türkiye’nin geleceği için büyük önem arz eden bütçe ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Mehmet Cihat Sezal; Başkanlık sisteminin ikinci bütçesini meclisten geçirdik. Bütçe görüşmeleri, Cumhurbaşkanlığı, bağlı kuruluşlar ve bakanlıkların bütçesinin görüşülmesiyle tamamlandı. Herhangi bir sorun olmadı, sağ-salim sıkıntısız bir şekilde 2020 yılının bütçesini meclisten geçirdik. Bu bütçenin en önemli noktası, güçlü Türkiye’nin, yeni Türkiye’nin hedeflerine emin adımlarla ilerlemesine olacak katkısı. Tabi burada bir ayrıntı var, her ilin düzenlediği programlar oluyor, kendi yöresel ürünlerini tanıttığı. Biz de geçen yıl MADO yapmıştı, bu yıl da Kervan Pastanesi ile Kahramanmaraş’ın yöresel ürünlerini TBMM’de tanıtma şansımız oldu. Kahramanmaraş kapanışı çok güzel yaptı dediler. Kahramanmaraş’a ait bütün yöresel ürünlerin tanıtıldığı bir gece düzenledik, sonuçta bütün illerden milletvekilleri var, meclis çalışanları var, çok farklı illerden misafirler var. Kahramanmaraş yöresel ürünleriyle de tanıtılmış oldu. Sorunsuz bir şekilde bütçeyi atlattık, İnşallah 2020 yılı da onaylanan bütçeyle hizmetlerin devam ettiği yıl olacak.

“TÜRKİYE’NİN HAKLARINI KORUYORUZ”

Bütçe görüşmelerinin ardından Libya ile güvenlik ve askeri iş birliğine dair mutabakat TMBB’de kabul edilmişti, Libya’dan askeri bir destek çağrısı da geldi. Muhalefetin tepkisi var, yapılan mutabakatı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mehmet Cihat Sezal; Muhtemelen meclis erken açılacak, geçtiğimiz gün Libya, Türkiye’den resmi olarak asker istedi. Ben tezkere oylaması için muhtemelen önümüzdeki hafta yani yıl başında meclisin açılacağını düşünüyorum. Türkiye, Libya ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılması adı altında bir mutabakat imzaladı. Bu mutabakatla biz Türkiye’nin daha önce söz sahibi olduğu 40 bin kilometrekarelik alan 180 bin kilometreye çıkarttık. Yani alanımızı 4,5 kat genişletmiş olduk. Eğer biz bunu yapmasaydık, Mısır ve Yunanistan kendi arasında böyle bir mutabakat yapsaydı biz o 40 bin kilometre içerisinde sıkışmış halde kalacaktık ama bugün bu alanı 180 bin kilometrekareye çıkartmış oldu. İki ülke arasında imzalanan mutabakat BM Sözleşmesi nazarında yapılan bir şey, yani Türkiye’nin hakkı. O yüzden itiraz edenlerin itiraz sebeplerini anlamak çok mümkün değil. Biz iki ülke arasında böyle bir anlaşmayı imzalama yetkisine BM nazarında sahibiz ve kendi deniz alanlarımızı genişletmekle ilgili iki ülke arasındaki mutabakatın kimseye bir zararı yok. O yüzden buna itiraz etmenin de bir anlamı yok. Mutabakat hem rüzgar enerjisini hem de çıkan petrol ve doğalgaz kaynaklarını kullanma ve arama hakkını bize veriyor. O yüzden bizim bu sözleşmeyi imzalamamızda bir beis yok. Petrol ve türevleri arama hakkımız olacak, aynı zamanda avlanma hakkı da buna dahil edilebiliyor. Bunun çok stratejik bir önemi var, bizim müdahale alanımızı genişletmiş olduk. Mısır’ın, Yunanistan’ın, Amerika’nın, Rusya’nın ve Fransa’nın amacı bizi o 40 bin kilometre alan içerisinde sıkıştırmak. Eğer biz bu anlaşmayı imzalamasaydık, Mısır ile Yunanistan kendi arasında bu mutabakatı yaptığı zaman 180 bin kilometreye çıkardığınız alanı onlar gaspetmiş olacaktı, biz buna izin vermedik. Yani Türkiye’nin çıkarlarını korumuş olduk. Dünya ülkeleri petrol ve türevlerini arama hakkı gözetirken, Türkiye’nin bundan mahrum kalmasını beklemek çok mantıklı bir hareket değil. Türkiye kendi haklarını korumak adına bu mutabakatı imzaladı ve İnşallah Libya’ya da asker gönderirsek bu işi tescillemiş olacağız.

“TÜRKİYE’NİN STRATEJİK AÇIDAN ELİNİ GÜÇLENDİRECEK”

Son günlerin en çok tartışılan konularından bir tanesi de Kanal İstanbul. 3’üncü havalimanı ve köprülerde olduğu gibi yine muhalefetin bir tepkisi var, Kanal İstanbul Projesi’ni nasıl görüyorsunuz?

Mehmet Cihat Sezal; Muhalefetin tavrı arabaya da vardı, 3’ncü havalimanına da vardı, köprüye de vardı, Kanal İstanbul’a da var. Kanal İstanbul çok büyük bir proje, tabi bu işin uzmanı değilim. Cumhurbaşkanımızın duruşu ve tavrı çok net, bununla ilgili heyetin kurulduğunu ve Türkiye’nin lehine bir proje olduğunu belirttiler. Muhalefet yine, ‘İstanbul’u yönetme hakkı bizim, biz buna müsaade etmeyiz, bizim belediye başkanımız seçilmiş ve İstanbul’un haklarını korumakla yükümlü’ diyor. Biz de onlara, bizim Cumhurbaşkanımız da yüzde 51 ile Türkiye’de seçilmiş bir Cumhurbaşkanı ve bu proje İstanbul’un değil Türkiye’nin projesi. Bunu yapma yetkisi de Türkiye Cumhuriyeti’nindir. Gözü kapalı bir şekilde ben Kanal İstanbul’u yaptırmam demek, körü körüne muhalefet etmek demektir. O yüzden bunu haklı bulmuyoruz. Türkiye’nin Montrö’den kaynaklanan bir takım sebepler var, bunun maddi bir getirisi var mı diyorlar. Orada boğazların geçiş esnasında günlük bekleme zararları 35 bin dolar, bu 35 bin doları devlete değil, sorumlu oldukları karşı şirkete ödüyor gemiler. Her geciktiği gün için 35 bin dolar, yani bir gemi 5 gün beklediğinde 160-170 bin dolar para ödeyecek ama biz onlara kardeşim siz 50 bin doları verirseniz buradan hemen geçebilirsiniz dediğimizde her gemi yaklaşık 120-130 bin dolar kar etmiş oluyor. Geminin tonajı büyüdükçe tabi ki bu rakam da değişiyor. Yeni yapacağımız kanal bütün gemilerin geçişine uygun. Bekleyecekleri her gün için ödeyecekleri paranın 3’te 1’i ile bu kanaldan geçebilme hakları olacak. Cumhurbaşkanımız bütün görüşleri almış, çalışmaları yaptırmış, bunun fizibil bir yatırım olduğuna kanaat getirmiş. Bunun karşısında körü körüne muhalefet etmenin, Türkiye’ye hiçbir getirisi yok demenin bir anlamı yok. Hem kanalın etrafında yeni yerleşim alanları oluşacak, binlerce insana istihdam yaratılacak ve bu Türkiye için çok önemli. Bu kanal projesi, Türkiye’nin stratejik açıdan elini güçlendirecek bir kanal. Bu bir hükümet politikasıdır ve devletin verdiği karardır, o yüzden muhalefetin İstanbul’u biz yönetiyoruz, kanalı yaptırmayız çığırtkanlığının bir anlamı yok. Devlet, vatandaşının lehine olan bir karar verdiyse buna belediye başkanının müdahale etme yetkisi yoktur.

“BİZ İSTEMEZÜK MANTIĞINDAN ARTIK KURTULMALARI LAZIM”

Hükümetin her projesinde muhalefetin direkt olarak karşı cephe olmasını ve Türkiye’deki muhalefet eksikliği görüşleri hakkında neler söylemek istersiniz?

Mehmet Cihat Sezal; Muhalefetin ülke çıkarları noktasında aldığı tavır bana göre bir acizlik. Devlet, milletini iyi idare etmekle sorumlu ama muhalefet 17 yıldır milletin bu hükümete verdiği yetkiyi görmezden geliyor. İstanbul’da seçimi kazandılar, mecliste en çok konuştukları şey, İstanbul’u kazandık, vatandaş oyunu verdi ve biz sizi yendik havasındalar. 17 yıldır biz bütün seçimleri kazanıyoruz ve milletimizin verdiği yetkiyle milletimize hizmet ediyoruz. Biz istemezük mantığından artık kurtulmaları lazım. Milletin lehine yapılan hizmetleri görmezden gelmenin bir anlamı yok. Aslında onlar görevlerini yapıyorlar, böyle yaptıkları sürece de muhalefette kalmaya devam edecekler. Bu millet kendisine hizmet edeni çok iyi anlayabiliyor, gerçekleri çok net görüyor. Dünyada 17 yıl aralıksız, bütün seçimleri kazanan ve iktidarda kalan başka bir siyasi parti yok. Bu da AK Parti hükümetlerinin ve Cumhurbaşkanımızın gayretlerinin doğru olduğunu, yapılan hizmetlerin ülkemize ve milletimize layık hizmetler olduğunun göstergesidir. İnşallah muhalefette bunu bir gün anlar.

“HAYRETTİN GÜNGÖR CİDDİ VE COŞKULU BİR ATILIM YAPACAK”

Kahramanmaraş’a gelirsek, Mart ayında gerçekleştirilen yerel seçimler neticesinde Hayrettin Güngör’ün Büyükşehir Belediye Başkanı olmasıyla kentte yeni bir dönem başladı. Hayrettin Güngör’ün 10 aylık çalışma sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mehmet Cihat Sezal; Hayrettin Güngör, bilgili ve değerli bir belediye başkanı. Kahramanmaraş’ın çıkarları noktasında çalışma gayreti olan bir belediye başkanı. Ben Mart ayından itibaren Büyükşehir Belediye Başkanımız kente hizmet noktasında çok ciddi ve coşkulu bir atılım yapacağına inanıyorum. Belediye başkanımız geldiğinde öncelikle belediyeyi maddi ve manevi olarak kontrol altına almak gayretindeydi. Belediyenin alacağını, vereceğini, borcunu, harcını çıkarttıktan sonra bir çalışma planı hazırladı ki, biz bu çalışmalara iştirak ettik. Bütün ilçelerimize ve muhtarlarımıza ulaştık. Kahramanmaraş’ta bütün mahallelerin muhtarlarıyla toplantılar yaptık ve öncelikli sorunları belirledik. Bunun içerisine alt yapı ve yol da dahil olmak üzere bütün problemlere ait veriler belediyemizde mevcut. Belediye başkanımız da gayretli bir şekilde çalışıyor, önümüzdeki süreçte öncelikli ihtiyaçlara istinaden belediyemizin yola çıkacağını ve birçok belirli hizmeti 2020 yılı içerisinde tamalayacağı kanaatindeyim. Belediye başkanımıza destek ve hak vermek durumundayız. Kontrolsüz güç güç değildir diye bir söz vardır, önce kontrol altına alır, tabloyu çizersiniz ve hizmet etme yolunu belirleyerek çalışmalara başlarsınız. Kontrolsüz yapmaktan ziyade önünüze tabloyu çıkarıp öyle hizmet etmek çok daha sağlıklı ve mantıklı. Program yapmadan hizmetleri önceliklendirmek de çok doğru değil. Başkanımız öncelikli ihtiyaçları belirledi, bundan sonra hizmetleri önümüzdeki 4 yıl içerisinde hızlı bir şekilde tamamlayacağı kanaatindeyim.

“ YATIRIMLARIN TAMAMINI KAHRAMANMARAŞ’A KAZANDIRMIŞ OLARAK GÖREVİMİZİ BİTİRMEK İSTİYORUZ”

Aksu Çayı, Kahramanmaraş’ın kanayan yarası olmaya devam ediyor. Birçok toplantı yapıldı ama maalesef ilerleme kaydedilemedi...

Mehmet Cihat Sezal; İlerleme kaydedemedik değil, Aksu Çayı’nın çok kısa bir zamanda yapılması zaten söz konusu değil. Biz hizmeti yapacağımızı söylüyoruz ama bunun bir prosedürü var. Yani, hani Aksu Çayı’nı görüştünüz yapılmadı, arıtma tesisi kurulmadı demek olmaz. Bu kadar hızlı gelişecek olaylar değil. Öncelikle bakanlığımız çalışmasını yapıyor, ayrıca belediyemiz Ticaret ve Sanayi Odası ile birlikte Islah Organize Sanayi Bölgesi’nin oluşturulmasıyla alakalı çalışmalarına devam ediyor. Gazinantep ve Adana yolundaki fabrikaların Islah OSB alanı içerisine alınması gibi bir durum söz konusu, öncelikle bakanlığımız, Büyükşehir Belediyesi ve Ticaret ve Sanayi Odası hep beraber Islah OSB’nin oluşturulması için çaba sarf ediyorlar. Fabrikalarımız tabi ki 80’li yıllarda imara açıldıktan sonra bir kısmı tarım arazilerine yapılmış mecburen. Bugün o alanların sanayi alanları kapsamına alınması gerekiyor. Bu da bir süreç. Yaklaşık 8-10 ay içerisinde bunun tamamlanacağını düşünüyorum, Islah OSB olduktan sonra burada atığı olan fabrikalara arıtma sistemi için uygun kredi bulma şansımız var. Sanayicilerimizin dahil olacağı yap-işlet-devret modeli oluşturma ihtimalimiz var, bakanlığımızın, Büyükşehir Belediyemizin ve odamızın katkılarıyla bu arıtma tesisi yapılabilir fakat bu süreç iki-üç yılı alacaktır. Yani arıtma tesisinin bu kadar hızlı yapılma ihtimali yok. Hatta bununla ilgili meclisten torba yasayla Kahramanmaraşla ilgili özel bir madde de geçirmemiz gerekiyor. Bu konu gündeme geldi hemen yapalım söz konusu değil, bu süreci tamamlamamız lazım. Bakanlık yetkilileriyle bu konuyu geçen hafta yine görüştük, hedefimiz 2023 yılına kadar sağlık hizmetleri başta olmak, arıtma tesisi de dahil olmak üzere öncelikli ihtiyaçları tamamlama gayreti içerisindeyiz. Yani bu süreci çok fazla hızlandırma şansımız yok ama bizim seçimlerde de vatandaşlarımızın beklediği öncelikli ihtiyaçları ve yatırımları başta olmak üzere 2023 yılına kadar görev süremiz içerisinde kazandırmış olmak istiyoruz. Sağlık olsun, arıtma tesisi olsun, Maliye binası olsun hepsine bir sıralama koyduk ve bakanlarımızla görüştüğümüzde de öncelikle sırasına göre stadyum da dahil olmak üzere 2023 yılına geldiğimizde bu dönemin milletvekilleri olarak bu yatırımların tamamını Kahramanmaraş’a kazandırmış olarak görevimizi bitirmek istiyoruz. Önümüzdeki 3 yıl içerisinde bu hizmetlerin hepsini tamamlamış ya da tamamlama noktasına getirmiş şekilde görevimizi teslim etmek istiyoruz.

“KISA ZAMANDA MOZAİKLER GÜN YÜZÜNE ÇIKACAK”

Aksu Çayı’nın temizlenmesi gibi Germanicia Antik Kenti’nin de gün yüzüne çıkmasını kent halkı uzun yıllardır bekliyor. Germanicia Antik Kenti’nde çalışmalar nasıl gidiyor?

Mehmet Cihat Sezal; İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüz bir ay önce çalıştay düzenledi, Genel Başkan Yardımcımız Mahir Ünal’da katılmıştı, birkaç gün önce Valiliğimiz, Büyükşehir Belediyesi ve Anıtlar Kurulu’nun da dahil olduğu çalıştay yapıldı. Buradaki hedefimiz öncelikle mozaiklerin bulunduğu alanı tam olarak belirlemek, yani sondaj çalışmalarını hızlandıracağız. Mozaiklerin bulunduğu alanın çerçevesini çizmeye çalışacağız çünkü burada bir mağduriyet var. Bu mağduriyeti gidermek, en azından insanların bulunduğu yerde mozaik yoksa bağlamak istemiyoruz. Onun dışında kalan yerlerde çalışmaları yapacağız, Germanicia Antik Kenti’nin bulunduğu alanı belirledikten sonra kazı çalışmalarına devam edeceğiz. Bunun yanı sıra hali hazırdaki mozaiklerin sergilenmesi için bir çaba içerisinde olacağız. Çıkan mozaikleri ya olduğu yerde ya da bir yere taşıyarak hizmete açmaya çalışacağız. Süreci hızlandırdık, bununla ilgili bir sıkıntı yok. Bakanlığımız da alanın belirlenmesiyle ilgili heyet gönderdi, yaptığımız çalıştaylar da zaten onların bir sonucu. Hem belediyemiz, hem valiliğimiz hem de bakanlığımız Germanicia Antik Kenti’nin gün yüzüne çıkması için çalışmalarını yapıyor. Kısa zamanda hem kalan mozaiklerin çıkarılması hem de çıkarılan mozaiklerin sergilenmesiyle ilgili çalışmalar tamamlanacak.

“300 YATAKLI KADIN DOĞUM HASTANESİ VE YÖRÜKSELİM’İN İHALE SÜRECİ TAMAMLANACAK”

Yörükselim Mahallesi’nde bulunan hastanenin yeniden yapılması noktasında Sağlık Bakanı ile görüşmeler yapmıştınız, gelişmeleri Manşet Gazetesi okuyucuları için de paylaşır mısınız?

Mehmet Cihat Sezal; 300 yataklı Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’nin çok yakında ihale süreci tamamlanacak, inşallah 2020 yılının başında çalışmalar hızlanacak. Sağlık Bakanımızla bu konuda üç kez görüştük, son görüşmemizde de Yörükselim’de hastanesinin yapılmasını planladığımız alanı bakanımıza gösterdik. Talimatını verdi, hazırlık çalışmanızı yapın ben Kahramanmaraş’a geleceğim dedi. Sağlık bakanımızı da o alana getireceğiz, ben bir göreyim, yapılması için bir beis yok dedi kendisi. Kahramanmaraş’ın kendi imkanlarıyla, devletimize ve hükümetimize fazla yük olmadan hastaneyi nasıl yaparız diye hazırlıklı gittik. İl Sağlık Müdürlüğü’nün olduğu yer ve yıkılan hastanenin bulunduğu yer de dahil olmak üzere bu alanların bir şekilde değerlendirilip, elde edilecek gelirle hastanemizi biz yapabilir miyiz dedik. Çünkü bu bizim için öncelikli bir ihtiyaç. Hem ödenek noktasında devletimizi sıkıntıya sokmamak hem de hizmetin hızlı bir şekilde kentimize kazandırılması adına alternatiflerle gittik. Bu bakanımıza da cazip ve mantıklı geldi. 2020 yılı içerisinde önce Kadın ve Doğum Hastanesi sonrasında da Yörükselim’in ihale süreci tamamlanmış ve temelleri atılmış olur. Amacımız gayretimiz 2020’de bunu başlatmış olmak.

“YIL BAŞINDAN SONRA 12 ŞUBAT ETKİNLİKLERİ BAŞLAYACAKTIR”

Kahramanmaraş’ın düşman işgalinden kurtulduğu gün olan 12 Şubat’a çok az bir süre kaldı. 100’üncü yıl dönümü olması sebebiyle önem arz ediyor ama maalesef etkinlikler hala başlamadı. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Mehmet Cihat Sezal; Büyükşehir Belediye Başkanımız 12 Şubat ile ilgili bir çalışma yaptı biliyorsunuz, biz de bu çalışmaların bir kısmına dahil olduk. 100’üncü yıl etkinliklerinin neler olması gerektiğiyle ilgili belediyemizdeki toplantılara katıldık. Belediye Başkanımızla yaptığım görüşmede tahmin ediyorum önümüzdeki haftadan itibaren bir takım faaliyetler başlamış olacak. Daha önce hemşerilerimizin şikayeti vardı, neden Cumhurbaşkanlığı himayesinde yapılmadığına dair. Genel başkan yardımcımızın gayretiyle bunu gerçekleştirmiş olduk. Aynı zamanda TBMM’de milletvekillerimizle birlikte Cumhurbaşkanımızı tekrar kente davet ettik, 12 Şubat’ta eğer olağanüstü bir aksilik olmazsa Cumhurbaşkanımız Kahramanmaraş’ta olacak ve bu etkinliklere katılıcak. Çalışmaların yıl başından itibaren hızlı bir şekilde başlayacağını düşünüyorum. Belediye Başkanımız katıldığımız toplantılarda çok ciddi etkinlikler anlatmıştı, kısa bir süre içerisinde coşkulu bir şekilde kutlamalar başlayacaktır.

“HEMŞERİLERİMİZİN BUNDAN ŞÜPHESİ OLMASIN”

Benim sorularım bu kadardı, son olarak Kahramanmaraş halkına neler söylemek istersiniz?

Mehmet Cihat Sezal; 2019 yılında biz milletvekillerimizle ve belediye başkanlarımızla çok ciddi çalışmalar yaptık. Bunların yansımalarını 2020 yılında hemşerilerimiz görecek. Bu hizmetlerin bir şekilde başlatılmasıyla çabalarımız sonuç vermiş olacak. Birçok bakanımızla, iki ya da üç kez görüşmeler yaptık, bunların bir sonucu olacak. Hemşerilerimizin bundan şüphesi olmasın. Meclis açıldığında da gayretlerimize devam edeceğiz. 2019 yılı Kahramanmaraş için verimli bir yıldı, 2020 yılı da hizmetlerin başladığı, hizmetlerin geldiği yıl olacak. Bu vesileyle tüm hemşerilerimizin yeni yılını kutluyorum. Sağlık, başarı ve huzur dolu 2020 yılı temenni ediyorum.

Haber: Ahmet Güneçıkan

Editör: Mahmut Beyaz